GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:82
Tarih:27.04.2016

CHP GRUBU ADINA TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde düşüncelerimizi ifade etmek üzere söz almış bulunmaktayım.

Şimdi, sayın milletvekilleri, önce şunu söyleyeyim: Keşke bu yasayı biz Avrupa Birliği bizden istediği için çıkarmasaydık. Keşke, kolluk güçlerinin keyfî uygulamalarını engellemek için, biz bu komisyonu daha önceden kurabilseydik. Bunun bir eksiklik olduğunu öncelikle ifade ediyorum.

İkincisi, biz, Komisyon safahatında sürekli olarak şu konuda çaba gösterdik, yapıcı olmaya çalıştık, dedik ki: "Biz, bu yasanın işlerlik kazanmasını istiyoruz; düzgün bir şekilde, amacına uygun bir şekilde uygulanmasını istiyoruz. Bununla ilgili de önergeler verdik ama önergelerin hiçbirini maalesef AKP Grubu ve Komisyon Başkanı ciddiye almadı. İstedik ki böyle bir komisyon yürütme organından bağımsız olsun yani kolluk güçleri, malum, yürütme organına bağlı olarak çalışıyor. Dolayısıyla, kolluk güçlerinin denetimini yapacak olan komisyon da mümkün olduğu kadar yürütme organından bağımsız bir komisyon olarak çalışsın istedik, bu konuda önergeler de verdik. Bu önergelerimiz de maalesef yine dikkate alınmadı.

Kaygım şu sayın milletvekilleri: Yaklaşık yirmi yıl önce İnsan Hakları İzleme Komisyonu kuruldu biliyorsunuz, her ilde de faaliyet gösteriyor ama İnsan Hakları İzleme Komisyonu ilk kurulduğunda toplumda bir heyecan yaratmıştı. Gerçekten bu insan hakları izleme komisyonlarına müracaatlar vardı ama sonradan vatandaşımız gördü ki bu kurullar işlevsiz, bu kurullar sadece yasak savma amacıyla kurulmuş olan komisyonlar; o anlamda, bu komisyona ilgi, alaka da azaldı. İnşallah, kolluk denetim komisyonu böyle bir komisyon hâline gelmez; inşallah, işlevine uygun olarak çalışır diye düşünüyorum.

Sayın milletvekilleri, tabii, burada, söz almışken bugün tartıştığımız bir konuya da kısaca değinmek istiyorum.

Sayın Grup Başkan Vekilimiz Levent Gök size "Darbe sevicisiniz." dediğinde, "Darbe sevici gibi davranıyorsunuz." dediğimizde çeşitli itirazlar oldu sizden. Bunu anlamakta ben gerçekten güçlük çektim.

Arkadaşlar, oturup kendinizi bir sorgulamanız lazım. Siz, gerçekten bu ülkede darbelerden keyif mi alıyorsunuz? Bu ülkede darbe olmasından mutlu mu oluyorsunuz? Siyasi olarak nemalandığınızı mı düşünüyorsunuz? Bunu, isterseniz yeniden bir düşünün.

Bakın, "27 Nisan e-muhtıra" dediniz. 27 Nisanda size e-muhtırayı verdiği iddia edilen Yaşar Büyükanıt'a Devlet Üstün Hizmet Madalyası verdiniz! Bu, nasıl bir çelişki? Adam size muhtıra veriyor -sizin anlatımınıza göre- siz ne yapıyorsunuz? Ona madalya vererek ödüllendiriyorsunuz. Bu, bir sefere mahsus mu olmuş sizde? Hayır, olmamış.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Bütün genelkurmay başkanlarına veriliyor.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Şimdi, 1980 darbesi darbe değil miydi? Bu darbeyi yapan kimdi? Kenan Evren. Ee, bu, ortaya çıktı geçmişte. İşte, Adalet Komisyonu Başkanlığı görevine getirdiğiniz Sayın Ahmet İyimaya'nın, darbeci Kenan Paşa'nın avukatı olduğu ortaya çıktı.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Hiç sıkılmıyor musun?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bakın, bir şey daha var, bugün yine konuşuldu.

BAŞKAN - Sayın Özcan, bir saniye...

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sürem...

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Hayatını darbelere adamış...

BAŞKAN - Sizi İç Tüzük 66'ya göre, konudan ayrılmamaya davet ettik, mecburiyetim benim, bunu daha önce de ifade ettim, lütfen konuya gelin.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Tamam, teşekkür ediyorum, ben de konuya gelecektim.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Darbelerle ayakta durdunuz darbelerle.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Arkadaşlar, 28 Şubattan dolayı sürekli mağdur edebiyatı yaptınız, değil mi? 28 Şubatı "bir darbe" olarak nitelendirdiniz, bununla ilgili dava açıldı.

ORHAN ATALAY (Ardahan) - CHP de engel oldu dava açılmasına.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - 28 Şubat darbe değil mi?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Darbe, değil mi, öyle söylüyorsun? Peki, 28 Şubatın başaktörlerinden olan, olduğu iddia edilen Sayın Çevik Bir'in avukatlığını kim yaptı? Şimdi, "Bunun avukatlığını yapanlardan bir tanesi, sizin hâlihazırda milletvekillerinizden bir tanesi mi?" diye sorsam buna verecek bir cevabınız olur mu? Ben bunun cevabını bekliyorum.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Zan altında bırakma.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Çevik Bir'in avukatı kimdi? Çevik Bir'in avukatlığını yapan kişi 28 Şubat davasında, şu anda sizin milletvekilliniz mi değil mi? Bunun cevabını bekliyorum.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Zan altında bırakma, biliyorsan söyle.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Söyle, biz de bilelim ya!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Eğer böyleyse bir çelişki daha eklemiş oldunuz.

Muhtıra verene madalya veriyorsunuz, darbe yapanın avukatlığını üstleniyorsunuz, "28 Şubatta bu kadar mağdur olduk." diyorsunuz, yirmi senedir bunun mağdur edebiyatını yapıyorsunuz ama "28 Şubatta bize darbe yaptı." dediğiniz paşanın avukatlığını üstleneni de getirip milletvekili olarak burada oturtuyorsunuz! Cevabı bekliyorum, ben cevabı bekliyorum, sayın grup başkan vekili bir cevap verecek.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Sen ver bir cevap.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Kim o vekil, adını söyle.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Vermezse ben söyleyeceğim Sayın Metiner, hiç merak etme.

İkincisi...

ORHAN ATALAY (Ardahan) - Söylesene ya, söyle, adını söyle.

BAŞKAN - Sayın Özcan, lütfen konuya gelin.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Konuya tekrar geldim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, tabii, iki gündür Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının...

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Oradan ekmek çıkmaz.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - ...sizler tarafından seçilen, sizin oylarınızla Başkan seçilen Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının o talihsiz sözlerini bütün Türkiye tartışıyor. Doğru mu? Burada anlamadığım bir şey var: Şimdi, grubunuz adına konuşmalar yapıldı, "Sayın Meclis Başkanının laiklikle ilgili sözlerine biz katılmıyoruz." denildi; sonra, Başbakan çıktı "Katılmıyoruz, kendi görüşü." dedi.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Tamam, daha ne istiyorsun ya! Daha ne istiyorsun mübarek!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Rahatsız mı oldun katılmayınca?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bir dakika, devam edeyim.

En son, Sayın Cumhurbaşkanı bile çıktı "Katılmıyorum, kendi görüşü." dedi. Şimdi, eğer bu, doğruysa -herhangi bir konudan bahsetmiyoruz, laiklikten bahsediyoruz, laikliğin Anayasa'dan çıkartılması meselesinden, "Dindar bir anayasa yapalım." diyen bir Meclis Başkanından bahsediyoruz- hiçbiriniz sahip çıkmıyorsanız, artık bu Meclis Başkanının siyasi olarak bir altyapısı kalmamıştır; Sayın Meclis Başkanı -siz samimiyseniz- görevini derhâl bıraksın bana göre.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Allah Allah!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Siyaseten yapması gereken, doğru olan da bu. Arkadaşlar, böyle bir Meclis Başkanı, nasıl bir Anayasa Uzlaşma Komisyonuna Başkanlık edecek? Bunun kafası, IŞİD kafası gibi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Özcan... Sayın Özcan...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, bu, ne demek!

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkan...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Mikrofonu kesin Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Özcan...

TANJU ÖZCAN (Devamla) - "Laikliği Anayasa'dan çıkartalım, dindar bir Anayasa ortaya koyalım." Böyle bir şey olabilir mi!

Arkadaşlar, şu konuya da...

BAŞKAN - Sayın Özcan, Sayın Özcan... Sizi uyarıyorum, lütfen özür dileyin. Sayın Meclis Başkanına "IŞİD kafası..." Bundan dolayı özür dilemenizi bekliyoruz.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın Başkan, sözlerimi tamamlamama müsaade ederseniz gayet iyi anlaşılacak.

BAŞKAN - Özür dilemenizi bekliyorum sizden.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri...

BAŞKAN - Sayın Özcan, lütfen bundan dolayı özür dileyin.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Lütfen, ben, sözlerimi tamamlayayım, yeterli olmazsa konuşuruz. (AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Bakın, bundan dolayı özür dileyin. Sayın Meclis Başkanını bu şekilde itham edemezsiniz.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ya da sayın milletvekilleri, siz şunu mu yapmaya çalışıyorsunuz: Sayın Meclis Başkanının bu sözlerini söyleyip...

(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)

TANJU ÖZCAN (Devamla) - ...Türkiye'de bir...

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Hayatınız teröre destekle geçti be! Bütün problemlerin altında siz varsınız!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Yani siz, bize ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye mi çalışıyorsunuz! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bir saniye...

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Yazıklar olsun be! Özür dileyin.

BAŞKAN - Şimdi, İç Tüzük 66'yı okuyorum, birincisi...

(AK PARTİ sıralarından "Ayyaş kafa." sesi)

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Sensin IŞİD kafası, sen!

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Özür dileyecek, öyle yok!

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Senden iyi eşek mi var!(x)

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Özür dileyecek!

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Hiç utanma, sıkılma yok mu, hiç utanma sıkılma ya! Bütün teröristlerin altındasınız be, bütün yaşanan pislikler sizin altınızda... Yazıklar olsun!

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Ahlaksız! Her zaman burada hakaret edemezsin! (xx)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bütün darbelerin arkasında CHP vardır!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

İç Tüzük 66'yı okuyorum: "Kürsüdeki üyenin sözü ancak Başkan tarafından, kendisini İç Tüzük'e uymaya ve konudan ayrılmamaya davet etmek için kesilebilir.

İki defa yapılan davete rağmen, konuya gelmeyen milletvekilinin aynı birleşimde o konu hakkında konuşmaktan men edilmesi, Başkan tarafından Genel Kurula teklif olunabilir.

Genel Kurul, görüşmesiz işaret oyu ile karar verir."

Şimdi, ben, Genel Kurula teklif ediyorum...

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Ben öncelikle şunu soruyorum: Özür dileyecek misiniz, özür dileyecek misiniz?

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan...

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Özür dileyecek, özür!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Özür dilesin.

BAŞKAN - Özür dileyecekseniz... Önce özür dileyin.

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, bir tutanaklara bakalım, gereğini yaparız.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hayır, açmayın, mikrofonu açmayın. Özür dilemez, açmayın.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ne dileyecek ya! Ne dileyecek!

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, hatip kürsüdeyken bunu yapamazsınız.

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, hatip kürsüdeyken sözünü kesip bu işlemi yapamazsınız.

BAŞKAN - Bakın, çok daha ağır cezalar var, 67'de var, 161'de var. Sayın Gök, siz bilirsiniz.

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Gök.

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, konuşmacımız süresini tamamlasın, tutanaklara bakar, birlikte bir değerlendirme yaparız. Konuşmasını tamamlasın lütfen.

ORHAN ATALAY (Ardahan) - Millete hakaret etti!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Düzeltmem gereken hususlar...

BAŞKAN - Sayın Özcan, özür dileyecekseniz buyurun.

Buyurun, açtım, özür dileyin...

(Kürsü önünde toplanmalar)

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, milletvekillerini oturtmadan bu baskıyla olur mu? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın Başkan, konuşmamın tamamını bitirdiğimde hâlâ böyle bir ihtiyaç olursa değerlendirin. Böyle bir şey yok... (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ne söyleyeceğimi bilmiyorsunuz...

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Hayır, özür dileyecek. Terbiyesiz herif! Önce özür dileyeceksin!

ORHAN ATALAY (Ardahan) - Özür dilemeden oradan gitmeyecek.

LEVENT GÖK (Ankara) - Herkes oturacak önce, herkesi oturtacaksınız. Böyle bir şey olamaz! Önce oturtacaksınız! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Böyle baskıyla olur mu ya!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

Özür dileyecek, buyurun.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Efendim, yok böyle bir şey.

BAŞKAN - Özür dileyecek.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ne diyeceğimi bilmiyorsunuz, lütfen konuşmamı tamamlamama müsaade edin, ondan sonra özür dilememiz gerekirse duruma bakarız.

BAŞKAN - Buyurun, özür dileyin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Biz gerekeni yaparız sayın milletvekilleri, lütfen herkes yerine otursun.

Buyurun Sayın Özcan.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Şimdi, Sayın Meclis Başkanı eğer bu konuşmaları gerçekten kendi düşüncesi olarak ifade etmişse, o zaman şunu konuşmamız gerekiyor... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Hâlâ konuşmaya devam ediyor!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, mikrofonu keser misiniz?

BAŞKAN - Ya, sayın milletvekilleri, bir saniye...

ORHAN ATALAY (Ardahan) - Özür dile, özür!

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Uzatmaya gerek yok. Meclis Başkanına "IŞİD kafalı" diyemez kardeşim!

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Özür dile!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - O zaman bu ülkede Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ne iş yapıyor? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının görevi Yargıtay Kanunu'nun 27'nci maddesinin (4)'üncü fıkrasında açık bir şekilde düzenlenmiş. Doğru mu arkadaşlar?

(Kürsü önünde toplanmalar, gürültüler, AK PARTİ sıralarından "Özür dile." sesleri)