| Konu: | Suçluların İadesine İlişkin Avrupa Sözleşmesine Ek Dördüncü Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 26.04.2016 |
HDP GRUBU ADINA MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Kimin neye ihtiyacı varsa tabii onu okuyacağız.
Sayın Başkan, Sayın Divan ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, elektrik sorununa biraz değinelim. Evet, elektrikler verildi Harran'da, Mezopotamya'da, Urfa'da, Mardin'de ama yine, STK'larla ve çiftçilerle yaptığımız görüşmede şunu dile getirdiler: Elektriğe karşılık geçen yıl ve şu ana kadar dönüm başına ödenen elektrik parası 2 katına çıkarıldı. Örneğin, buğdayın dönüm başına 2,5 lira alınıyordu, 5 liraya çıkarıldı; pamuk 10,5 liraydı, 20 liraya çıkarıldı; mısır 7,5 liraydı, 11 liraya çıkarıldı. Yani bu durumdan çiftçi hiçbir şekilde memnun değil ve âdeta suyun kesilmesini, elektriğin kesilmesini şantaj olarak kullandılar "Bu fiyatları kabul ederseniz elektrikleriniz kesilmeyecek." dendi. Dolayısıyla, çiftçi yine mağdur durumda ve ilginçtir ki, pamuk üretiminde çok geriledik, geçen yıllara kadar Suriye'den pamuk alınıyordu. Niye? Maliyet girdisi artınca, gübre, mazot, ilaç pahalanınca Kızıltepe'de, Urfa'da pamuk üretilmemeye başlandı ve gidip Suriye'den alındı. Yani böylesi bir duruma da maalesef, ülke olarak düştük, düşürüldük.
Şu anda yine günde 4 saat elektrik kesintisi yapılıyor ve çiftçileri, Mardin, Urfa halkını özellikle bazı televizyon kanallarının elektrik terörü olarak sunması, dile getirmesi, hem ötekileştirici bir ifadedir hem de oradaki halka, çiftçilere büyük bir hakarettir. Bu şekilde yayın yapan organları da çiftçilerimiz adına kınıyorum.
Mardin'de ve Urfa'da var olan fabrikaların yüzde 80'inden fazlası tarıma dayalı olarak çalışmaktadır ve dolayısıyla, tarımın bu şekilde zarar görmesi birçok fabrikanın da kapanmasına yol açacaktır. Zaten ekinlerin yüzde 20'si kurumuş durumda. Bu, maalesef, telafi edilemeyecek ve hâlen mağduriyet sürüyor. Bu konuda yine gerekli önlemlerin acilen alınması gerekiyor.
21 Nisan 1938'de vefat eden Muhammed İkbal'i de ölümünün 78'inci yılında rahmetle anıyoruz. Kendisi bağımsız Pakistan devletinin fikir babasıdır. Her ne kadar kendisini görmek nasip olmadıysa da yazdığı şiirlerle bu fikirleri Hindistan Müslümanları arasında uyandırmıştır ve Pakistan'ın kurulması bu şekilde hızlanmıştır. Kendisine "Allame İkbal" de denilmekteydi.
Siyaseti şu şekilde tanımlamış: "Siyaset, çalışmak, izzet ve şerefe davet etmektir."
Yine, böyle bazı sözlerini aktarmak istiyorum, hepimizin istifade edeceğini düşünüyorum: "Devletler şairlerin kalbinde doğar, politikacıların ellerinde büyür ve ölür."
Yine, "Hür insanların sohbeti insan vücuda getirir." demiş. "İnsana sığabilene kâinat, kâinata sığamayana da insan denir." "Kusur Müslümanlıkta değil bizim Müslümanlığımızdadır." demiş. Tabii, bütün bunların en evvel muhatabı benim nefsimdir, öyle söyleyeyim. "Kur'an-ı anlamak istiyorsanız size indirilmiş gibi okuyun, o zaman daha çok istifade edersiniz." demiş.
Sürekli çıkıp buradan barış ayetleri okudum. Eğer biz bu barış ayetlerinin bire bir bize hitap ettiğini düşünerek okusaydık bugün ülkenin tablosu çok daha farklı olacaktı, çok daha huzurlu olacaktı eminim.
Yine "Irkla iftihar cehalettir, ırkın hükmü ten üzerine caridir, ten de fânidir, baki değildir." demiş. Evet, bunlara da yüzde yüz katılıyoruz.
ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) - Onlara söyle, onlara!
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Ben diyorum ya ilk önce kendime söylüyorum, sonra bütün dinleyicilerimize söylüyorum.
ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) - Oraya söyle, oraya! Bize bakma, bize bakma!
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Çok ibret verici bir sözü daha vardı. Ben bunu okuyunca ilk önce anlamakta güçlük çektim ama sonra gördüm ki gerçekten, aslında şu anda İslam dünyasının ve Müslümanların düştüğü bütün bu olumsuzlukları, geri kalmışlığı belki özetleyen bir cümledir: "Müslümanlardan kaç, İslam'a sığın." Yani herhâlde biz bunu iyice fehmedersek ve üzerinde çalışırsak eminim ki biz çok terakki edeceğiz.
Şuna da değinelim: Geçen haftalarda Midyat'tan bazı görüntüler göstermiştim ve Midyat'taki belediyenin kime ait olduğunu da söylememiştim. Sadece, yola dikilen fidanların resmini göstermiştim ve halkın bu durumdan rahatsız olduğunu söylemiştim. Bu fidanlar, ağaçlar yakında herhâlde meyve verecek. Ama hemen Midyat AKP İlçe Başkanlığı bir açıklama yaptı. "Mehmet Ali Aslan Batman Milletvekilidir. Niye Midyat'ın yol sorununu Mecliste dile getiriyor?" diye maalesef akıllara ziyan bir basın açıklaması yapmışlar.
Birincisi, her ne kadar Batman'dan seçilmişsem de ben bütün Türkiye'nin milletvekiliyim. Edirnelinin de sorununu, Tekirdağlının da sorununu, Rizelinin de sorununu dile getirmek bizim görevimizdir. Aynı zamanda, Rize'nin ve Artvin'in de fahri milletvekiliyim. Ve Midyatlıyım, sürekli Midyat'a gidiyorum, halkın, yurttaşın çektiği sıkıntıyı ben de çekiyorum. Bir gün sizi de davet ediyorum Midyat'a. Yani, arabalarınızda amortisör diye bir şey kalmayacak eminim çünkü çukurlardan geçilmiyor. İçine çocuk düşse boğulacak.
Şu görüntüyü geçen hafta yine Midyat'ta çektim. Burası Bangladeş ya da Hindistan falan değil. Bakın, seller Midyat'ı götürüyor. Bu konuda çalışmalar yapılması gerekirken, bize teşekkür edilmesi gerekirken... Çünkü, siyasetin işi hizmet yapmaktır. Muhalefet de eksik gördüğü, yanlış gördüğü konularda iktidarı ihtar eder, uyarır ya da olabilir, iktidar her şeye muttali olmayabilir. Muhalefet dile getirdiği zaman, gösterdiği zaman iktidara düşen onu yerine getirmek, o eksikliği gidermek olmalıdır. Yani, böyle saldırmanın bir anlamı yoktur. Hatta niye teşekkür edilmesi gerekiyor? Biz sizi bir vebalden kurtarıyoruz. Çünkü, siz sorumlusunuz. Siz de bu konuda deseniz ki: "Bakın, bizim şu eksiklerimiz var. Niye siz dile getirmiyorsunuz?" Biz de size teşekkür edeceğiz, diyeceğiz ki: "Evet, gerçekten biz bu eksiklerin farkında değildik. Sağ olun, Allah razı olsun." Dolayısıyla, biz bu sorunları dile getirirken halkımız için getiriyoruz ve ülkenin huzuru için dile getiriyoruz.
Tabii, bu arada, Muhammed İkbal'in fotoğrafını göstermeyi unuttum. Allah rahmet etsin, mekânı cennet olsun. Her zaman böyle mütefekkirlere büyük allamelere ihtiyacımız var.
Bir şeyi daha dile getireceğim. Amedspora yapılan saldırıyı ben kınıyorum. Yani, Amedsporlular, Diyarbakırlılar gelen taraftarları evlerinde misafir ederlerken gittikleri başka şehirlerde bu şekilde saldırıya maruz kalmaları ne ülkemiz için ne bölgemiz için ne de insanımız için iftihar edilecek bir durum değil, utanılacak bir durumdur maalesef.
"Ayet okumayın." demişti arkadaş ama ben bir hadis okuyacağım.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Ben demedim öyle bir şey. Öyle bir şey demedim. Oku.
COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Oku, oku.
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Resulullah (AS) demiş ki: "Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikramda bulunsun." Yani, bunlar misafirdir, taraftarlar misafirdir. Umarım bundan sonra hiçbir futbol takımının taraftarları, grupları başka taraftarlara saldırmaz, bu utanılacak duruma kendilerini ve ülkeyi düşürmezler.
Teşekkürler, sağ olun dinlediğiniz için. (HDP sıralarından alkışlar)