| Konu: | Meclis Başkanının yapmış olduğu Anayasa'ya aykırı açıklamasına dair herhangi bir düzeltici beyanı olmadığına ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın'ın bu konudaki tartışmalara müdahil olmaması gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 26.04.2016 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, dün Meclis Başkanının laiklikle ilgili yapmış olduğu açıklamaya dair kürsüden görüşlerimizi ifade ettik. Herhangi bir milletvekilinin düşünce, ifade özgürlüğü ekseninde değerlendirilebilecek görüşlerini Meclis Başkanının hiçbir şekilde ifade edemeyeceğini, bulunmuş olduğu konum gereği, Meclisin iradesini yansıtması gereği Anayasa'da kendisini bağlayan temel değerlerle ilgili hassas bir noktada durması gerektiğini belirttik.
Şimdi, bu saate kadar, Meclis Başkanının yapmış olduğu bu Anayasa'ya aykırı, etik kurallara aykırı açıklamasına dair herhangi bir düzeltici beyanı biz görmedik, okumadık; bildiğim kadarıyla, bu saat itibarıyla da herhangi bir açıklama yapmış değil. Doğal olarak, bu konuyla ilgili milletvekillerinin görüşlerini dile getirmesi, tarafsız pozisyonda olması gereken, Anayasa'ya bağlı olması gereken Meclis Başkanının tutumuyla ilgili kınama ifadelerini belirtmesi de son derece normaldir, son derece doğaldır.
Siz, Başkanlık Divanı olarak, Genel Kurulu orada idare etmek üzere Meclis Başkan Vekili olarak bugün görev yapıyorsunuz. Ancak, uzun süredir, Meclis kürsüsünden bu konuda milletvekillerinin yapmış olduğu konuşmalara ya da kınamalara dair sürekli bir müdahale etme, sürekli bir yorum yapma hakkını kendinizde görüyorsunuz; böyle bir hakkınızın olmadığını ifade etmek istiyoruz. Bununla ilgili eğer farklı noktada bir tartışma yürütülecekse Meclis Başkanının da Genel Kurula gelip burada bir bilgilendirme yapması, bağlamından koparılmış açıklamalar ve cümleler söz konusuysa bu konuyla ilgili Türkiye kamuoyunu aydınlatması son derece önemli bir husustur. Meclis Başkanının böyle bir talebi yokken, böyle bir beyanatı ya da düzeltme çabası yokken, sizin ısrarla, Meclis Başkanına atfen birtakım cümlelerle sürekli tartışmaların önüne geçmeye çalışmanızı anlamak mümkün değil.
Laiklikle ilgili biz dün de Meclis kürsüsünden ifade ettik, doksan yıldır Türkiye'de uygulanan gerçek anlamda özgürlükçü bir laiklik asla söz konusu değildir. Statükocu bir laikçiliği laiklik olarak halkımıza dayatan bir anlayış var. Bunun Anayasa'da özgürlükçü bir laiklik olarak tanımlanması, bütün dinlere, inançlara eşit pozisyonda, nötr pozisyonda, inanç dünyasını ve onunla ilgili örgütlenmeleri destekleyecek, güvence altına alacak nötr bir devlet pozisyonunun sağlanması gerektiğini biz Halkların Demokratik Partisi olarak ifade ettik. Ancak, bütün bu ifadelerimize rağmen hâlâ -dediğim gibi- Meclis Başkanının bu konuda yapmış olduğu bir açıklamayı bilmiyoruz, okumadık. Sizin de ısrarla Meclis Başkanı adına, ona birtakım cümleler atfederek milletvekillerinin tartışmalarının önüne geçme tutumunuzu da doğru bulmadığımızı ifade ediyoruz. AKP Grubundan herhangi bir milletvekili benzer cümleler kullanırsa bu, düşünce, ifade özgürlüğü ekseninde değerlendirilebilinir ama Meclisin iradesini yansıtan, anayasal değerlerle ilgili pozisyonu, konumu belli olan bir Meclis Başkanı bu cümleleri sarf ederse doğal olarak bunun Mecliste ve toplumda bir tartışma yaratacağını herhâlde kestirmek çok zor olmasa gerek diyorum.
O nedenle, sizin de bu tartışmaları tarafsız bir bağlamda takip etmenizi, bu tartışmalara Meclis Başkanı adına müdahil olmamanız gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
BAŞKAN - Efendim, ben, uygun bir dil kullanılması noktasında her uyarıyı her zaman her milletvekili için yapabiliyorum...
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Efendim, kınama, uygunsuz bir dil değildir.
BAŞKAN - ...ki, hele ki Meclis Başkanımız için de haydi haydi yapmam gerekiyor.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Herhangi bir insanı kınamak uygunsuz bir dil değil. Böyle bir şey yok!
BAŞKAN - Onun adına ben bu görevi yürütüyorum şu anda.
Siz de bir laiklik tarifinde bulundunuz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Meclis Başkanı kutsal bir kişilik değil Sayın Başkan.
BAŞKAN - Siz de farklı bir laiklik tarifinde bulundunuz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Meclis Başkanı ya da herhangi bir insan...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Başkanım, gündeme geçelim.
BAŞKAN- Laiklikle ilgili hiç kimsenin bir problemi yok şu Mecliste. Kalkıp da bunu farklı mecraya çekmenin doğru olmadığını düşünüyorum ben.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, Meclis Başkanı ya da herhangi bir insan kutsal bir kişilik değildir. Yaptığı yanlışlar varsa, ortaya koymuş olduğu beyanatlarla belli bir sorun alanı yaratmışsa tabii ki kınanabilir, siyasi parti grupları ya da milletvekilleri kınamayla ilgili düşüncelerini açıkça ortaya koyabilir. O nedenle, her kınama cümlesinde sizin bunu "uygunsuz bir üslup" olarak değerlendirmenizi doğru bulmuyoruz. Kaldı ki bu Meclis Başkanı, cumhuriyet tarihi boyunca gelmiş geçmiş en sansürcü, en baskıcı ve muhalefet iradesine ipotek koymaya çalışan bir Meclis Başkanıdır. Bugün bile futbolla ilgili ayrımcılık, nefret ve şiddeti içeren bir araştırma önergemize tamamen keyfî birtakım kriterlerle sansür uygulamıştır, o önergeyi değerlendirmeye almamıştır. Dolayısıyla böylesi bir pratiği olan Meclis Başkanını tabii ki bu kürsüden kınamaya devam edeceğiz.