GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gözaltı işlemlerine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:80
Tarih:25.04.2016

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyorum.

Esas itibarıyla söz alma isteğimin temelinde, kökeninde meslektaşlarım olan avukatların gözaltı işlemleri ve gözaltı işlemlerinin devam eden safahatta pratikte karşılaşmış olduğu hukuksuzluklar, pratikte karşılaşmış oldukları mesleklerinin gereğini icra etmeye yönelik engellere dair Meclisi bilgilendirme amaçlıdır. Neredeyse on aylık bir zaman dilimidir hepimizin aslında eleştirdiği, değişmesi gerektiğini savunduğu Anayasa'nın bir bütün olarak raftan kaldırıldığı, Anayasa'nın uygulamadan kaldırıldığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Anayasa'nın 26'ncı maddesi düşünce hürriyetini düzenlemekte, Anayasa'nın 28'inci maddesi basın hürriyetini düzenlemekte ve Anayasa'nın 35'inci maddesi mülkiyet hakkını düzenlemektedir ama, aynı zamanda, Anayasa, kişi güvenliği ve hürriyetini de garanti altına alan metinlerden bir tanesidir.

Maalesef, on aylık zaman dilimi içerisinde, bırakın demokratik hukuk devleti uygulamasını, bir bütün olarak artık, bir parti devleti uygulamasıyla karşı karşıyayız. Sadece Parlamento içerisinde değil, bu Parlamento içerisinde yaşamış olduğumuz, tanık olduğumuz Hükûmet Meclisi, parti Meclisi uygulaması, uygulamada, yerelde, kentlerde, kaymakamlıktan valiliğe kadar bütün kamu birimleri, erk ve erkmenleri, bir nevi, partinin despotizmi altında işlem görmektedir. Şu ana kadar, sadece on aylık zaman dilimi içerisinde, 26 belediye eş başkanı, 20'yi aşkın Meclis üyesi tutuklanarak cezaevine konuldu, 14 eş başkan ve Meclis üyeleri görevinden uzaklaştırıldı.

Yani, seçimle elde edilemeyeni, bugün, AKP Hükûmeti, bir nevi, kolluk görevlisi eliyle, diğer bir bakış açısıyla, adliye, yargı eliyle, halkın vermemiş olduğu rızayı, cezalandırarak görevden almakta ve cezaevine koymaktadır. Aynı zamanda, gözaltına alınan, cezaevine konulan, tutuklanan her bir yurttaş, geride bıraktıklarını da cezalandırma adına, kendi bulunduğu ilin dışındaki cezaevlerine sevk edilmekte, nakledilmektedir. On aylık zaman dilimi içerisinde... Şimdi diyeceksiniz ki "Orada hendek var, barikat var, direniş var, dolayısıyla bundan dolayı biz bu uygulamayı yapıyoruz." Urfa'da, sadece on aylık zaman dilimi içerisinde, tamı tamına 1.500 insan gözaltına alındı ve gözaltında, 12 Eylül hukukunu, 12 Eylül dönemini aratan işkencelere maruz kaldılar; aynı zamanda, bu insanlardan 400 tanesi tutuklandı ve Urfa'nın dışındaki cezaevlerine nakledildi, geride bırakılan aileleri de bu minvalde cezalandırılmak adına. Açık söylüyorum, işkencelere dair, işkence iddia ve isnatlarına dair verilen hemen hemen hiçbir suç duyurusu dilekçesi de işleme konulmuyor.

Bunun kadar önemli olan bir husus da şudur ki: Savunma, yargının olmazsa olmaz sacayaklarından bir tanesidir. Gözaltı işleminde, evdeki aramadan mahkemedeki savunmaya kadar avukatların gerek CMK gerekse CMUK'a göre sahip oldukları haklarını -yine kullanmakta güçlük çekiyorlar- kullanmalarına izin verilmiyor. Saatlerce, bazen günlerce müdafisiyle görüşememe ya da müdafisi, kolluğa gittiğinde tartaklanan avukat arkadaşlarımızla bir şekilde karşılaşıyoruz.

Özü itibarıyla bu talep de, bugün burada gündeme getirmemin sebebi de Urfa Baro'muzun talebinin gereğini yerine getirmek çabasıdır. Eğer ki bütün bu uygulamalar, toplumu zapturapt altına alma, toplumu sindirme amacıyla gerçekleştiriliyorsa -ki budur, bunun başka bir anlamı, başka bir izahı yoktur- vallahi yetmiş yıldır, seksen yıldır toplum baskıyla, cebirle, şiddetle, hukuk dışı yöntemlerle sinmedi, bundan sonra da toplum sinmeyecektir. Eğer toplumu kazanmanın bir yolunu arıyorsanız, o da yüreklerine hitap etmektir; o da özgürlükle, eşitlikle ve adaletle ancak gerçekleşebilir.

Ben son söz olarak da bir kez daha, bu Parlamentoda bulunan herkes dâhil olmak üzere ve bu Parlamentoda bulunan temsiliyetin temsil etmiş olduğu kitleler dâhil olmak üzere hepimizin bir gün mutlaka hukuka, adalete ihtiyacı olacaktır. Gelin, bugün bir kez daha bu Meclis, kurucu Meclis iradesini ortaya koysun ve şimdiden hukuka, adalete, özgürlüklere birlikte sahip çıkalım.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)