| Konu: | Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 22.04.2016 |
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekilleri; hepinize hayırlı geceler diliyorum.
Evet, bugün 23 Nisan, 1920 23 Nisanında İstanbul'dan yola çıkıp Samsun'a, Samsun'dan Amasya'ya, Amasya'dan Erzurum, Erzurum'dan Sivas, Sivas'tan Ankara'ya hareket eden, "Önce vatan!" diyen -bu vatan tektir, bölünemez, parçalanamaz- millî iradeyi temsil eden bütün etnik grupların tek yürek olup Türkiye Cumhuriyeti devletinin nüvesini oluşturduğu bir hareketin adıdır ve 1920'de de bu İstiklal Harbi'nin başlangıcının sistematik bir karşılığı olması açısından Meclisin kuruluş tarihidir.
Şimdi, kısa bir fıkra anlatacağım sonra mevzuya gireceğim. Vapurda adamın biri böyle güneş gözlüğünü takmış, hava bulutlu, akşam; ayak ayak üstüne atmış, bir fötr şapka da takmış, gazeteyi okuyor gibi duruyor. Birisi geliyor "Affedersin amca, müsaade eder misin, ben de yanına oturayım." "Görmüyor musun kardeşim, rahatsız etme, ben gazete okuyorum." diyor. O da diyor ki: "Amcacığım, kusura bakma da hava karanlık, güneş gözlüğün var, bir de gazeteyi ters tutuyorsun. Bari okuyacaksan, okuyor gibi görüneceksen ters tutma, düz tut."
Şimdi, tarih tersten okunmaz. Tarihin diğer bir adı nedir biliyor musunuz? "Chronicles" diye bir kelime vardır, olaylar silsilesidir ve kronik akar tarih. Tarihi tersten, ortadan alıp geriye götürmeyi postmodernistler yapar da bu sanat ve edebiyatta olur ama tarih, vakaların kayıt düşmesidir. Dolayısıyla, bir kroniği takip edersiniz, bir silsileyi takip edersiniz. Yani, Allah korusun, bir okuma yaparken eğer zamanlamayı, silsileyi, kroniği bozarsanız hiçbir metni anlayamazsınız; haşa, ilahî kitapları bile okursanız dinden çıkarsınız. Ortadan başlarsınız, sondan başlarsınız, istediğiniz ucunu tutar çekersiniz, bütünlüğü bozarsınız. Dolayısıyla, kroniğe dikkat etmek lazım.
Şimdi, anayasanın kısa bir tanımı nedir biliyor musunuz değerli milletvekilleri? Anayasa, bir yönetimin, demokratik sistemlerin yani yasama, yürütme, yargının güç aldığı yazılmış yönetim kurallar manzumesidir; bakın, bir demokratik yapının, sistemin, devletin oluştuktan sonraki işleyiş tarzını ortaya koyan kurallar manzumesidir. Şimdi, ağzımıza böyle sakız etmişiz: 1921 Anayasası... Ya, yok, Teşkilat-ı Esasiye. Tamam mı? Teşkilat usulleri, teşkilat esasları... Buna anayasa denilmez. Allah aşkına, birazcık anayasadan anlayan... Ya da girin hepiniz Google'dan 1921 Teşkilat-ı Esasiye'ye bir bakın. Hiçbir maddede... 11'inci maddede muhtariyete takılarak oradan sanki bugünkü özerkliği ifade ediyormuş gibi... Yok öyle bir şey. "Kürdistan" kelimesine tutunarak... O da bölgesel bir isim olarak, coğrafi bir bölge ismi olarak kullanılmış. 1921... Değerli milletvekilleri, dikkatinizi çekiyorum. Bakın, biraz önce tepkiler gösterdiniz, lütfen buna kulak verin.
Şimdi, 1920; Meclis kuruluyor ve bir taraftan ülke işgal altında. "Bir usulle yönetelim; henüz ortada bir devlet yok, bir sistem yok, oluşmuş bir yapı yok ama bir usuller manzumesi oluşturalım." denildiği bir yapıdır. Ondan sonra, 1921'den sonra 1923'te cumhuriyet kuruluyor. "Artık bir devlet var, artık bir kurumsallaşma söz konusu, buna bir anayasa oluşturmak gerekir." denilip 1924'te Anayasa yapılmıştır. Şimdi, buradan, nereden ne çıkaracaksak efendim, Türkiye -açık konuşuyorum- Irak, Suriye değil, öyle cımbızla bir kelimeyi alıp oradan büyüterek, büyüterek, büyüterek dün yapıldığı gibi provası, zaman zaman bütün isyanlara katılıp bu Osmanlıyı arkadan vuracaksınız, ondan sonra ertesi gün Meclise geleceksiniz "Ben vekilim." Daha sonra Kayseri Develi'de tekrar bir isyana katılacaksınız, yakalandığınız an artık karşınızda yavaş yavaş kurumsallaşan bir yapı var, cezanızı çekersiniz. Bugün bizim bu Mecliste olmamız, yarın bir suç işlediğimiz takdirde cezamızı almayacağımız anlamına gelmez.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Doğru söylüyorsun.
KAMİL AYDIN (Devamla) - Dolayısıyla Dersim bir ayaklanmadır. "Dersim'de hiçbir şey olmamıştır." diyorlar. Munzur Çayı'ndaki o akan kanların hesabını kim soracak? Bebe yaşındaki askerlerimizi katledip dereye atanlar bunun hesabını vermeyecek mi? Tarihi düz okuyacağız. Allah rızası için, ilimden irfandan birazcık nasibimizi almışsak düz okuyacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL AYDIN (Devamla) - Oralardan dediğim gibi, zorlamayın, bir şey çıkmaz, oralardan bir şey çıkmaz. Türkiye, Suriye değil, Irak değil yani totaliter bir rejim değil...
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
KAMİL AYDIN (Devamla) - ...Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir, ulusal devlettir.
Teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)