| Konu: | Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 22.04.2016 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 278 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 31'inci maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarıyla devletler arasındaki adli iş birliği kapsamında suçluların iadesi, kovuşturma, soruşturma ve infazın devredilmesi ile hükümlünün nakli konuları tek bir düzenleme çerçevesinde ele alınmaktadır. Günümüzde terörizm, finansal suçlar ve kitle imha silahlarının yayılması gibi tehlikeler, millî güvenlik açısından ciddi tehdit oluşturmaktadır. Finansal kurumlara ve bankalara yönelik siber saldırıların yapıldığı ülke ile bu eylemi yapanların bulunduğu ülke çoğu zaman farklıdır. Ülkelerin İnternet sitelerine, devletin bilgilerine ulaşmak için yapılan siber saldırılarda da eylemi yapanın yaşadığı ve eylemini yaptığı ülke yine çoğu zaman farklı olmaktadır. Ülkeler arası bu sorunlarla mücadelede etkinlik sağlanması, suçun ve suçlunun yakalanması için ülkeler arasında iş birliği yapmak şattır ancak bu konuda devletler arası bir samimiyetsizliğin olduğu, bazı devletlerin ülkelerinde faaliyet yürüten terör örgütlerine müsamaha gösterdikleri, başta siyasi ve finansal destek olmak üzere, örgütlerin faaliyetlerini destekledikleri, doğrudan ya da dolaylı olarak bu örgütlerin ölüm kusmalarına zemin hazırladıkları ve hizmet ettikleri bilinmektedir.
Nitekim Türkiye'nin yıllardır mücadele ettiği bölücü terör örgütü PKK, Avrupa ülkelerinin de içinde bulunduğu bazı ülkeler tarafından himaye edilmekte ve desteklenmektedir. Bu ikircikli tutum uluslararası düzeyde topyekûn bir terörle mücadele anlayışının egemen olmasına mâni olmakta, terörün dünyanın her yerinde faaliyet alanı bulabileceği, cana ve mala kastedebileceği bir zeminin oluşmasına sebep olmaktadır. Oysa terörle mücadelede etkinlik sağlanması, ülkeler arasında samimi ve etkin bir iş birliğine ihtiyaç bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz 31'inci maddede nakline karar verilen hükümlüye ve yabancı devlete infaz kurumunda geçireceği sürenin bildirileceği, yabancı devletin nakli kabul etmesiyle birlikte nakil işleminin gerçekleştirileceği ifade edilmektedir. Ayrıca, yabancı devlet tarafından verilen mahkûmiyet kararının Türk kanunlarına göre infaz edileceği, mahkûmiyetin esasına ilişkin talepleri değerlendirme yetkisinin kararı veren yabancı devlet mahkemesine ait olduğu ve Türk mahkemelerinin bu konuda talepleri değerlendirme yetkisi olmadığı belirtilmektedir.
Ancak, infaz sırasında hükmün verildiği devlette veya Türkiye'de genel veya özel af kabul edilmesi ya da suç ve cezayı ortadan kaldıran veya hafifleten bir sebebin ortaya çıkması hâlinde hükümlünün bu durumdan yararlanıp yararlanmayacağının bulunduğu yer ağır ceza mahkemesince karara bağlanacağı hükmü karşısında yabancı devlette hüküm giymiş olanların Türkiye'ye iadesi talep edilerek bu madde uyarınca yeni bir sebep ve durum ortaya çıktığı iddia edilerek hüküm hafifletilebilecek veya ortadan kaldırılabilecektir. Bu yönüyle tasarı, içeriği ne olursa olsun, 17-25 Aralık kara para aklama ve yolsuzluk soruşturmasının yurt dışında bulunan zanlılarıyla illiyet bağı kurularak irdelenecektir. Bu şahısların yargılama ya da infazı sırasında az ceza ya da daha kısa infaza muhatap olması hâlinde bu tasarının niyeti sorgulanacak, meşruiyeti tartışma konusu olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bize göre önemli olan, bu kanun tasarısının Avrupa Birliği ülkelerinde himaye gören terör örgütü mensuplarının ülkemize iadesine, bölücü terör örgütünün bazı ülkelerde yuvalanmasının ve destek görmesinin önüne geçilmesine ve yetim hakkına el uzatanlardan hesap sorulmasına katkı sağlamasıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak öngörülen tüm düzenlemelere ilişkin tavrımızı milletimizin ve devletimizin hayrına olup olmaması durumu belirlemektedir. Bu yönüyle endişelerimizin bu tasarı hakkında da devam ettiğini ifade ederek Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.