GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:78
Tarih:22.04.2016

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 278 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 27'nci maddesiyle ilgili olarak konuşmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce ulusal egemenliğimizin 96'ncı yıl dönümünde geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın geçmişten aldıkları güçle aziz milletimizin yarınlarını şekillendireceğine inanıyor, tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyorum. Bize bu anlamlı günü hediye eden ve emanet bırakan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Birinci Meclisi oluşturan kahramanları, şehit ve gazilerimizi de saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.

Değerli milletvekilleri, ben konumuzla ilişkili olarak sizlere ülkemizdeki suç oranı hakkında bilgi vermek ve özellikle de çocuk suçluluğuyla ilgili söz almak istiyorum. 1994 yılından 2014 yılına kadar nüfus ve suç oranı arttı. Ancak aynı oranda arttığını söylememiz mümkün değil. 1994 yılında 60 milyon olan nüfus 2014 yılında 77 milyona yükseldi. 1994 yılında tutuklu ve hükümlü sayısı ise 36.931 iken 2014 verilerine göre 152.335 olmuştur. Yani nüfus artışı yüzde 20 iken suç oranının artışı yüzde 400'ü bulmuştur. En çok işlenen suçlara baktığımızda ise uyuşturucu ticareti, gasp, hırsızlık ve cinayeti görmüş bulunmaktayız ki bu suçların oranı da 1994 yılından 2014 yılına kadar yüzde 600 oranında artmıştır. Çocuk suçluların sayısı da arttı. TÜİK verilerine göre 2011 yılında güvenlik birimlerine getirilen çocukların sayısı 204.040 iken 2013 yılında bu sayı 273.571; 2014 yılında 280.414 olmuştur. 2011 yılında suça sürüklenen çocukların sayısı 84.416 iken bu sayı 2014 yılında 115.436 oldu. Mağdur çocuk sayısı 88.582 iken 2014 yılında 121.717'ye yükseldi. Yani 12-25 yaş arasındaki çocuk suçluların sayısı 1994 ile 2014 arasında yüzde 40 oranında arttı.

Bugün otoritelerce fiziksel, cinsel, psikolojik istismarın yanı sıra çocuklar için bir de "ideolojik ve siyasi istismar" adıyla yeni bir istismar türü, şekli belirlenmiştir. Yapılan araştırmalarda terör örgütlerinin insan kaynağı olarak 14-25 yaş grubu arasındaki çocuk ve gençleri hedef aldığı görülmektedir. Unutulmamalıdır ki küçük yaşlarda suç işleyenlerin yetişkin olduğunda, ileriki dönemlerde de suç işleme potansiyeli yüksek olacaktır.

Sosyal devlet olma niteliğine ilişkin, gelişmiş toplumlarda gerek sanayileşme gerekse şehirleşme sürecinin toplumsal birtakım kurumların inşasıyla paralel olarak sürdürüldüğünü; bu kurumların insanları, özellikle genç ve çocukları koruma altına aldığını bilmekteyiz. Buna göre, aile ya da akrabaları tarafından desteklenmeyen çocukların devlet tarafından koruma ve destek altına alınması gerekiyor. Ancak, ülkemizde bu tür kurumlar yetersiz, çocuklara yardımcı olacak donanım ve imkânlardan da maalesef mahrumdur.

Örgün eğitim de sorunlarla doludur. Çocuklar maddi yetersizlik veya çeşitli başarısızlıklar nedeniyle zorunlu eğitimin dışında, daha yükseğine devam edemeyecek durumda olanlar fazla. Yine, bu çocukların da çalışma hayatına girme zorunluluğu doğmaktadır. Çıraklıkla ilgili düzenleme yapılmış olsa da bu alandaki yapı işlevsel olmanın uzağında, çırak olmak bile zor. Ayrıca, iş yerlerinde çocukların ekonomik istismarı da söz konusu. Çırak olamayan çocuklar dışarıda, sokakta çalışmak zorunda kalmakta ki burada da ekmek aslanın ağzında, başka yollar da deneyebilmekte, suçu öğrenip bunu içselleştirebilmektedirler; bu da çok tehlikelidir.

Çocuk eğitimi, örgün eğitimin yanı sıra bir devlet politikası olarak ele alınmak zorundadır. İstatistiklere baktığımızda, özellikle çocuklarımızı koruyamadığımız aşikâr, ortadadır. Yurt dışında yaşayan gençlerimiz de suç tuzağının ağına düşmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, konuyla ilgili olarak acilen tedbirler almak ve koruma bağlamında çalışmalar yapmak zorunda olduğumuzu sizlere hatırlatıyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)