GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Halkların Demokratik Partisi olarak Dersim'de yapılan bir saldırıda yaşamını yitiren ve yaralanan askerlerin ailelerine başsağlığı ve taziye dileklerini ilettiklerine, Meclisin bir an önce bu ölümleri durduracak rasyonel bir aklı devreye koyması gerektiğine ve gazeteciler ile akademisyenlerin şahsında düşünce ve ifade özgürlüğünün yargılanmaya çalışıldığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:78
Tarih:22.04.2016

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saray iktidarı ve AKP Hükûmetinin müzakere masasını devirmesi ve sahaya savaş konseptini sürmesiyle beraber her geçen gün can alıcı, üzüntü haberleri almaya devam ediyoruz.

Bugün yine, Dersim'de yapılan bir saldırıda 3 askerin yaşamını yitirdiği, onlarca askerin yaralandığı haberi hepimizi üzmüştür. Halkların Demokratik Partisi olarak ailelere, bütün halkımıza başsağlığı dileklerimizi, taziye dileklerimizi iletmek istiyoruz.

Bu savaşın çıkmaz bir yol olduğunu, acıları artırmak dışında hiçbir işe yaramadığını; ölümler yaşanırken bu Mecliste sadece kınama ve demagoji, hamaset söylemleriyle zaman kaybedildiğini defalarca söyledik, bugün de yine aynı noktadayız. Maalesef, sadece polis ve askerlerin yaşamını yitirmesiyle, burada anılan ölümlerin de çok daha vahim bir boyutta olduğunu hatırlatmak zorundayız. Sadece son bir hafta içerisinde yaşanan can kayıpları şu anda ne Suriye'de, ne Irak'ta ne Libya'da ne Yemen'de yani Orta Doğu'nun en kaotik ülkelerinde bile yaşanmayan can kayıpları tablosuna ulaşmış durumdadır. Dolayısıyla, siyaset kurumunun üzerine düşen, Meclisin üzerine düşen, bir an önce bu ölümleri durduracak rasyonel bir aklı devreye koymak ve bu genç fidanların toprağa düşmesinin önüne geçmektir. Büyük bir akıl tutulmasıyla karşı karşıya Meclis, Parlamento ve siyasi iktidar. Umarım ki bir an önce bu ölümleri durduracak bir çare, bir yol bulunur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın lütfen.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Diğer taraftan, Türkiye demokrasi tarihi açısından utanç verici bir günü yaşıyoruz. Erdem Gül ve Can Dündar şahsında Türkiye'de basın özgürlüğü bir kez daha mahkeme koridorlarında yargılanıyor. Yine Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Meral Camcı ve Muzaffer Kaya şahsında, düşüncesini ifade eden akademisyenlerin şahsında da düşünce ve ifade özgürlüğü yargılanmaya çalışılıyor. Böylesi bir ortamda dün de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TMMOB'u hedef gösteren açıklamalar yapması, demokrasi açısından bu ülkenin nereye savrulduğunun açık bir göstergesidir.

Fırat'ın batısında olabildiğince faşizm uygulaması, Fırat'ın doğusunda da ağır bir savaş süreci var. Bütün bu sorumluluk AKP Hükûmetinin kendisindedir. Buradan kabul edilemez bulduğumuzu ifade ediyorum.

Teşekkür ederim.