| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 21.04.2016 |
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tür tacizleri hep bekliyoruz, hazırlıklıyız ama gönül isterdi ki şu salonda, biraz önce, Hınçak ve Taşnak çeteleri üyesi olan, bir sürü "mebus" diye geçinenlerin isimleri burada verilirken biz de bu yüce Meclisin, atalarımızın kanlarıyla, kararlılığıyla oluşturulan bu yüce Meclisin üyeleri, hep birlikte buna birazcık bir şeyler söyleyebilseydik.
Efendim, defalarca söylüyoruz, elbette ki herkesin bir ideolojisi vardır ama Allah rızası için, yeter artık, bir şeyi söylerken bir sebep-sonuç ilişkisi kurun, tarihî belgelere dayanın. Şimdi, efendim, "Osmanlı döneminde Osmanlı milletler devletiydi." Evet. Niye kendinizle çelişkiye düşüyorsunuz? İmparatorluklar dönemi uluslarüstü yapılardır. Milletleri ihtiva eder, çok geniş inanç sistemlerini ihtiva eder. Bu, Roma İmparatorluğu'nda da böyledir, bu, Bizans'ta da böyledir, Britanya İmparatorluğu'nda da böyledir, Osmanlı Devleti'nde de böyledir. Elbette ki uluslarüstüdür, içinde bir sürü ulusal kimliği ihtiva eder, bir sürü inanç sistemini ihtiva eder.
Ne oldu? Klasik olarak hep ezberimizde. Niye sebep-sonuç ilişkisi kuramıyorsunuz? Çünkü niyetiniz iyi değil. Niyetiniz iyi olsa, bilimsel düşünebilme yeteneğinizi bir devreye sokabilseniz... Ki, bilimsel backgroundunuzdan da emin değilim bu konuda, tarihçi olmak lazım, o bölgede yaşayıp, o tarihi canlı, yaşayan arşivlerden almak lazım. Bunların da en önemlileri Rus ve Osmanlı arşivleridir. Şimdi, ben Osmanlı, Rus arşivlerine göre konuşacağım.
Osmanlı öyle bir devletti ve maalesef, başta Hınçak ve Taşnak çeteleri olmak üzere Anadolu, Rumeli ve Arap Yarımadası'ndaki birçok unsurların isyanları sonucu, bugün, işte 20 küsur tane devlet çıktı. Artık, dönem Osmanlı'da dağıldı ve o küllerinden, Allah'a şükür, millî bir iradeyle millî bir devlet kuruldu: Türkiye Cumhuriyeti devleti. Artık, Ermeni de ayrıldı, kendi devletini kurdu; Arnavut da ayrıldı, kendi devletini kurdu; Arap da ayrıldı, onlarca devlet kurdu. Daha niye o tarafa doğru götürüyorsunuz? Yani, Türkiye'yi Mavi Kitap'a göre...
Şimdi, günlerdir burada Sykes-Picot refere ediliyor. Maalesef, bazıları olumlu refere ediyor, biliyor musunuz değerli milletvekilleri? Sykes-Picot Osmanlı Devleti'nin bölünme, parçalanma projesidir. Bunu, bu yüce Mecliste olumlayarak ifade edenleri buradan kınıyorum. Aynen Arnold Toynbee'ye yazdırılan o Mavi Kitap da öyledir. Dinleyeceksiniz, öğreneceksiniz tarihi, Rus belgelerinden öğreneceksiniz. Yazanın kendisi itiraf ediyor, "Biz, İngiltere Hükûmetinin istihbaratının öngörüsüyle bu kitabı yazıp bunu eyleme dönüştürmek zorundaydık." diyor.
Şimdi, 1908-1915 yılları -Allah aşkına- hepiniz biliyorsunuz, yedi düvele karşı mücadele ettiğimiz yıllar. Ortada devlet ismen var ama cismen yok, otorite olarak yok; arka bahçede yangın var, ön bahçede yangın var, komşuda yangın var, sağda var, solda var, coğrafya yangın hâlinde; doğuya asker gidiyor, batıda isyan var; batıya gidiyor, kuzeyde isyan var; kuzeye gidiyor, güneyde isyan var. Bu hâliyle, o yüce Devlet-i Ali Osmaniye yine içinde barındırdığı o tebaasını, unsurlarını, vatandaşlarını olabildiğince muhafaza etmeye çalışıyor. Ne yapmaya çalışıyor? Emniyetlerini sağlamaya çalışıyor.
Şimdi, ben birkaç tane örnek vereceğim. Efendim, Krikor Zohrab, Ohannes Varteks, Erzurum; bunlar, bugün de kullanıyoruz ya PKK için zaman zaman... Değerli milletvekilleri, buna dikkat edin, bu, yüz yıl önceki proje bugün de aynı şekilde, ittifak hâlinde devam ediyor. Buna gözü açık olalım lütfen. Bakın, "Gündüz külahlı, gece silahlı." deriz, değil mi? İşte bu şahıslar, bu mebus geçinenler, gündüz Mecliste kravatlı, fesli ama gece Hınçak'la, Taşnak'la dağda Osmanlı'nın askerine hançer saplıyor, kurşun atıyor. Bunu kim öldürüyor biliyor musunuz? Efendim, Çerkez Ahmet ve çetesi.
Bakın, çeteleşme var, çete öldürüyor bunları, yakalıyor. Bugün lanetlemeye çalıştığınız "İttihat Terakki falan" yaftası yapıştırarak onlar özbeöz Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran iradenin temsilcileridir, Mustafa Kemal neyse onlar da odur, kimse onlara çamur atmaya çalışmasın. İşte, o beğenmediğimiz bu çeteyi Cemal Paşa, 4'üncü Ordu Komutanı Cemal Paşa yakalattırıyor, diyor ki: "Sen benim idaremde olan hiçbir unsuru çetecilikle öldürme hakkına sahip değilsin." ve yargılayıp astırıyor. Allahtan korkun ya! Bu Cemal Paşa ne hâle getiriliyor.
Peki, 1921'de Berlin'de katledilen Talat Paşa ne olacak, Sait Halim Paşa ne olacak?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bahattin Şakir ne olacak?
KAMİL AYDIN (Devamla) - Ermeni Hınçak çetecisini, deli raporu verdiler, dışarı saldılar. Mazhar Osman dedi ki: "Bu deli değil." Gücü yetmedi, gücümüz yetmedi, muktedir değiliz, iktidarız ama muktedir değiliz. Tebaaya sahip çıkamıyorsunuz. Kim çete, kim hain, kim değil; belli olmadığı bir dönem, 1908-1915. Tehcir olayıyla, benim ecdadım, hiç kimsenin burnu kanamasın diye, hiç kimseye zeval gelmesin diye, emniyetli bir şekilde, daha özgürlükçü, daha rahat yaşayabilecekleri yerlere götürüyorlar.
Şimdi, efendim, başka bir örnek daha vereceğim: "Karekin Pastırmacıyan" dediler. Bakın, bu, Rus kaynaklarında var. İdeolojilerimiz aklımızın önüne geçmesin; bilgisiz, belgesiz kimse konuşmasın. Yeter artık bu millete attığınız iftiralar ya! Vallahi mezarlarından hortlayıp kalkacaklar! Hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Kimdir bu Pastırmacıyan? 1914 sonunda Doğubeyazıt'ta çok sayıda Kürt vatandaşımızı katletmiş; Rus arşivlerinde var, Osmanlı arşivlerinde var. Bunlar, Tarih Kurumunda Ermeni masasında çalışan arkadaşlarımızın, her dilde bunun incelemesini yapan arkadaşlarımızın bize verdiği bilgiler, belgeler, ben uydurmuyorum bunları. Burası yüce Meclis, Türk milletinin en üst seviyede temsil edildiği yüce bir makamda konuşuyoruz.
ERKAN HABERAL (Ankara) - Kimi katletmişler?
KAMİL AYDIN (Devamla) - Doğubeyazıt'taki Kürt vatandaşlarımızı.
Şimdi, bakın, Azerbaycanlı Behbut Han Cevanşir diye bir kardeşimiz; Adliye Nazırı. İstanbul'da bir gecede, gündüz külahlı, gece silahlı olan o Mebusan üyeleri var ya, onlar ve azmettiricileriyle birlikte Osmanlıları katlediyorlar. Öldürülüyor ve buna da akıl hastası... Katil yakalanıyor ama İngiliz işgalinde bir Osmanlı'dan bahsediyoruz. Hadi erkeksen al içeri, tutukla bakayım. Niye? Çünkü, büyük bir projenin parçası zaten. Şimdi, Allah'tan korkacağız. Bu millete artık bu kadar ihanet, bu kadar suçlama yeter. Bu ülkeden bir ülke daha çıkaramayacaksınız, bu devletten iki devlet, üç devlet daha çıkaramayacaksınız bu irade burada olduğu sürece. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Helal! Asla ve kata izin vermeyeceğiz.
KAMİL AYDIN (Devamla) - Bu partilerüstü bir davadır. Daha nice 24 Nisanlarda bu hayalleri kuracaksınız, Allah'ın izniyle bu azim ve kararlılığımız, bu kardeşlik hukukumuz sürdüğü sürece.
Şimdi, geliyorum günümüze. Azerbaycan'da Dağlık Karabağ, Gence, Füzuli işgal altında; vicdanınız varsa gelin bir kelime söyleyin şurada. Zori Balayan diye bir hekiminiz var, bir girin YouTube'dan bakın. Ne yapmış? Yaptıklarıyla övünüyor; 13 yaşında bir Azeri çocuğu diri diri soyma zevkini tatmış, deneysel bir çalışma! Bu Mecliste bunları konuşmuyoruz. Niye konuşmuyoruz Sayın Vekilim, niye konuşmuyoruz? Partilerimiz farklı olabilir ama bu devlet, bu gök kubbe hepimizin. Buna hep beraber sahip çıkacağız. Bundan sonra, gerçekten, elbette ki eksikleri, hataları konuşacağız ama İngiliz işgali altında... Ya artık günümüzdeki diziler bile o dönemle ilgili yapılıyor, görmüyor musunuz? İktidarsınız, muktedir değilsiniz, yoksunuz. İngiliz bayrakları... Pera Palas'ta katledilen bir sürü Türk subayı var, Anadolu'nun her tarafında katliam var.
MUHARREM VARLI (Adana) - Hamidiye Alayları nerelerde kuruldu Hocam?
KAMİL AYDIN (Devamla) - Hınçak ve Taşnak çetelerinin yaptığı katliamları unutamadık. Ama, biz buradan hareketle, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı...
Elbette ki Osmanlı dağılmış, bu dünya konjonktürü böyleydi, tarih böyle okunur. İmparatorluklar dönemi bitmiştir, artık ulus devlet dönemlerine geçilmiştir. Her imparatorluk bakiyesinden birçok devlet çıkmıştır. Bizimkinden de çıkmıştır ama şu kürsüden bu Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içerisinde birbirine vatandaşlık bağıyla bağlı olarak Türk olduğumuzu söylüyoruz. Ya arkadaş, etnik kimliklerimizi baş tacı ettik ama artık dünya buraya gitti. Almanya halkları yok, İngiliz halkları yok, Fransız halkları yok. Fransız var, Alman var, İngiliz var. Ama bunun açılımı içerisinde etnik kimlik o kadar çok ki. Niye bize bunu yapmaya çalışıyorsunuz? "Zorlamayacaksınız." dedik. Buradan bir devlet, bir millet daha çıkaramayacaksınız! (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.