Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 77 |
Tarih: | 21.04.2016 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. "..." (x)
Sizleri 1908-1915 yıllarına götüreceğim. Hani o az bildiğimiz yıllar, yalnızca inkılap tarihi derslerinde bildikleriniz var ama ondan ötesini maalesef bilmiyoruz. Çünkü, cumhuriyetle bütün olayı başlatıp cumhuriyetle devam ettiriyoruz, oysa cumhuriyet öncesi var ve cumhuriyet öncesi parlamenter bir rejim var.
1908 öncesi, biliyorsunuz, Abdülhamit'in istibdat rejimi vardı ve buna karşı itirazlar vardı. 1908'de tekrar Meclis ve anayasa devreye geçti, İkinci Meşrutiyet'le Meclis ve anayasaya kavuştuk. Bununla birlikte Osmanlı'nın halkları büyük bir bayram yaşadılar, demokrasi ve özgürlük rüyasını 1908-1912 yıllarında yaşadılar ve bu umutla Meclise kendi kimlikleriyle onurla kendi taleplerini ve topyekûn Osmanlı taleplerini taşıyabildiler. 1908'de Osmanlı nüfusunun her 5 kişisinden 1'i Ermeni'ydi ve yine, Osmanlı nüfusunun her 5 kişisinden 2'si Ermeni, Rum, Süryani veya Yahudi idi. Seçimler oldu -biliyorsunuz, o yıllarda da seçimler yapılabildi, 1908 sonrası- ve Meclis-i Mebusan oluştu; Ermeniler ve bütün halklar mebuslarını seçtiler ve Meclis-i Mebusan oluştu. Demokratik siyasetle ortak vatanda eşitçe yaşama mücadelesi verildi Meclis-i Mebusanda. Ermeni kimlikli, Rum kimlikli, Türk kimlikli, Kürt kimlikli olan vekiller birlikte ortak vatanda bir arada yaşama hukukunu oluşturma mücadelesi verdiler.
Osmanlı'da milletler sistemi vardı, bugünkü gibi "tek millet" söylemi yoktu. Osmanlı'nın milletler sisteminde kültürel özerkliğe sahipti milletler; Ermeni milleti, Rum milleti, Süryani milleti, Yahudi milleti gibi kültürel özerkliklere sahiplerdi. Patrikhanelerinde dinî örgütlenmelerini yaparlardı. Aynı şekilde cismani örgütlenmeleri de vardı. Kendi ana dili temelli çok dilli eğitimlerini yürütürlerdi. Bununla ilgili haklar Mecliste görüşüldü ve Ermeni vekillerin bu kültürel özerkliğin yanında ademimerkeziyetçi bir sistem önerisi vardı yani yerel demokrasi. Bu yalnızca Ermenilerin talepleri değildi, Prens Sebahattin gibi Türk kimlikli ve diğer kimliklerdeki siyasetçilerin de talebiydi, ademimerkeziyetçi bir model öneriyorlardı. Bugün Batı demokrasilerinde olan modeli, onların o zaman erişemediği bir modeli o zaman Osmanlı'ya önermişlerdi: ademimerkeziyetçi modeli. Ancak, bunu istemeyenler de vardı. İttihat ve Terakki -kısadan söyleyeyim- 23 Ocak 1913 günü Babıali Baskını'yla bir darbe gerçekleştirdi ve parlamentoyu ve anayasayı devre dışı bıraktı neredeyse. 1914 seçimleri sonrası tamamen parlamento devre dışıydı ve artık bir cuntanın elindeydi ülke; Talat, Enver ve Cemal Paşa cuntalarının elindeydi. İlk darbeciler anayasayı ve Meclisi devre dışı bıraktılar, kararnamelerle ülkeyi yönetmeye başladılar.
Ve Birinci Dünya Savaşı'nın devreye geçmesiyle 24 Nisan 1915'te, maalesef, ilk olarak Ermeni aydınlar, kanaat önderleri ve milletvekilleri tutuklandılar. Vekiller Ankara'ya, Ayaş'a getirildiler, güya yargılanacaklardı aydınlarla beraber; bazıları Diyarbakır'a ve Urfa'ya sürüldüler, güya yargılanacaklardı. Dokunulmazlıkları olduğu hâlde onları alıp tutuklayıp Ankara'ya, Ayaş'a, Urfa'ya, Diyarbakır'a sürdüler ve oradan oraya sürerken yolda çeteciler tarafından vekiller katledildiler. Tabii, toplumun kanaat önderleri ve milletvekilleri devre dışı bırakıldıktan, demokratik siyaset iddiası ve demokrasiyle meselelerimizin çözülme iddiası devre dışı bırakıldıktan sonra, kararnamelerle, Ermeni halkı ve aynı olaylarda Süryani halkı büyük bir katliamla binlerce yıldır yaşadıkları kadim topraklardan sürüldüler. Benim hayatta kalmam Malatya'da yaşayan komşularımızın sayesindedir. Dedelerimin babaları dedelerimi komşularına emanet etmişlerdir, vicdanlı Anadolu insanına emanet etmişlerdir; o sayede hayatta kaldım, "kılıç artığı" denir bizlere. Aynı şekilde, vicdanlı kamu yöneticileri de vardı Lice kaymakamı gibi, katliama yol vermeyen pek çok vicdanlı kamu yöneticisi vardı ancak onlar da katledildiler bu çeteler tarafından. Birinci Dünya Savaşı sonrası Divan-ı Harb-i Örfide bu cuntacılar yargılandılar ve bazıları cezalar da aldılar; Malta sürgünleri oluştu. Ancak, bu yargılanmalar tamamlanamadan cumhuriyet devreye geçti, Ankara'da bir Meclis oluştu ve Ankara'daki Meclis bu büyük suçla yüzleşmedi. Boğazlıyan kaymakamı Divan-ı Harb-i Örfide yargılanmıştı ve mahkûm olmuştu ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinin yaptığı ilk şey Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'e ve diğerlerine, bu büyük suçun faili olanlara iadeiitibar yapmaktı.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tüm milleti katletmeleri lazımdı değil mi?
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Selam olsun o Boğazlıyan kaymakamına!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
GARO PAYLAN (Devamla) - Talat Paşa, Cemal Paşa, Enver Paşa isimleri, bakın...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Allah rahmet eylesin.
GARO PAYLAN (Devamla) - Ondan sonra memleketin 2.500 yerinde sokaklara isimleri verildi.
ZİHNİ AÇBA (Sakarya) - Konuştuğun kürsü Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsü beyefendi!
GARO PAYLAN (Devamla) - Bugün Talat Paşa sokaklarında yürüyoruz maalesef.
ZİHNİ AÇBA (Sakarya) - Densizlik yapma!
GARO PAYLAN (Devamla) - Düşünebiliyor musunuz, bugün Almanya'ya Berlin'e gitseniz ve Hitler caddelerinde yürüseniz, Goebbels caddelerinde yürüseniz; böyle bir şey kabul edilebilir mi? Ancak, memleketimizde 2.500 yerde Talat Paşa caddeleri ve bulvarlarında yürüyoruz.
"Efendim, isyanlar vardı.", "Savaş şartları." diyeceksiniz birazdan çıkıp, biliyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Daha neler diyeceğiz, dinleyeceksin.
GARO PAYLAN (Devamla) - Demokratik siyaset yok sayılıp darbeyle siyasetçiler devre dışı bırakıldıktan sonra ve o dönemde, evet, isyan edenler de vardı. Kimse durduk yere isyan etmez. Demokratik siyaset devre dışı bırakılmıştı.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Yürü git ya! Yürü git!
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Çok ırkçı bir konuşma yapıyor Sayın Başkan.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Mavi Kitap'a göre isyan eder!
GARO PAYLAN (Devamla) - Ve "savaş hattı" diyeceksiniz biraz da, "savaş şartları" diyeceksiniz.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Hem ırkçı hem ayrımcı bir konuşma yapıyorsunuz.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Bilgisiz, belgesiz konuşma! Birazdan göreceksin!
GARO PAYLAN (Devamla) - Savaş Rusya sınırındaydı, Van'daydı ancak Bursa'daki, Tekirdağ'daki, Malatya'daki Ermeniler sürüldüler.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Şu an suç işliyorsunuz! Ayrımcılık suçu işliyorsunuz!
GARO PAYLAN (Devamla) - Ve suç kişiseldir. Bakın, suç kişiseldir bir suç varsa da oysa topyekûn Ermeni ve Süryani halkları katledildi ve hepimiz kaybettik.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen de aynısını yapıyorsun.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan, müdahale edin lütfen.
GARO PAYLAN (Devamla) - Ermeni halkı kaybetti; Türkler de Kürtler de hep birlikte kaybettik. Ve bununla birlikte, Ermeni ve Türk kimliği hastalandı, kötülük sıradanlaştı ve yüz yıldır karanlık bir tünelde yürümeye devam ediyoruz.
Bugünlerde tekrar dokunulmazlıkların kaldırılıp demokratik siyasetin devre dışı bırakılma iddiası gündeme getiriliyor. Oysa, bu yollardan defalarca geçildi, sonu yalnızca katliam ve gözyaşıydı.
Yüzleşmek "iyileşmek" demek. Ermeni halkının da iyileşmeye ihtiyacı var, Türklerin de, bütün Türkiye halklarının da iyileşmeye ihtiyacı var. Hepimiz bir yerlerde hastalandık ve adil bir hafızaya ihtiyacımız var. Bu mesele de görüşülecekse yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmelidir. Benim acım başka meclislerin mezesi olamaz. O açıdan, adil bir hafızayla bu acıya, bu karanlığa ve bu cuntacı ve darbeci geleneğe bakmamız gerekiyor.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu acı değil, kin, yüz yıllık bitmeyen kin! Kan davası güdüyorsunuz.
GARO PAYLAN (Devamla) - Sizlere ortak vatanda bir arada yaşama hukukunu oluşturmaya çalışan vekillerimizi tanıtmaya çalışacağım:
Bakın, Krikor Zohrab, İstanbul Mebusu; Bedros Halaçyan, İstanbul Mebusu...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Hepsini tanıyoruz onların. 33 milletvekili vardı Osmanlı Meclis-i Mebusanında.
GARO PAYLAN (Devamla) - Nazaret Dağavaryan, Sivas Mebusu; Garabet Paşayan, Sivas Mebusu; Ohannes Serengülyan, Erzurum Mebusu...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Patrik Ohannes'i kim öldürdü?
GARO PAYLAN (Devamla) - Onnik Tertsakyan, Van Mebusu; Hampartsum Boyacıyan, Hozan Mebusu.
NURETTİN ARAS (Iğdır) - ASALA'dan konuş biraz da, ASALA'dan!
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Sayın Başkan, ırkçı bir konuşma yapılıyor Mecliste.
GARO PAYLAN (Devamla) - Vahan Papazyan, Van Mebusu; Hagop Babikyan, Tekirdağ Mebusu; Karekin Pastırmacıyan, Erzurum Mebusu...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - 50 bin kişiyle Rusya'da ihanet etti. Bir hain, alçağın tekidir o Pastırmacıyan!
GARO PAYLAN (Devamla) - Keğam Der Garabedyan, Muş Mebusu; Hagop Boyacıyan, Tekirdağ Mebusu; Artin Boşgezenyan Halep Mebusu.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yüz binlerce Müslüman Türk'ün katilidir Pastırmacıyan!
GARO PAYLAN (Devamla) - Bunlar demokratik siyasetle bir arada yaşama irademizi savunuyorlardı ve onların Osmanlılık rüyalarına ihanet edildi, demokratik siyasete ihanet edildi.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Onlar Osmanlı'ya ihanet etti, ihanetlerinin de bedellerini ödedi!
GARO PAYLAN (Devamla) - Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu mebuslarımızın hatırasına saygı gereği onların akıbetleriyle ilgili bir araştırma komisyonu oluşturmalıdır.
Hepsinin anısının önünde saygıyla eğiliyorum. "..."(x) (HDP sıralarından alkışlar)