| Konu: | Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesine Ek Denetleyici Makamlar ve Sınıraşan Veri Akışına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 20.04.2016 |
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli Başkan, kişisel verilerin otomatik işleme tabi tutulmasıyla ilgili, Avrupa Birliğine adaptasyon sürecinde Türkiye'nin hayali hazirana kadar vizesiz Avrupa'ya giriş fakat uygulamalara baktığımızda her şey kâğıt üzerinde, her şey yapılıyormuş gibi yapmak ve arkasını, önünü düşünmeden yasalar çıkarmak, Meclisi bir yasa fabrikasına dönüştürmek ama maalesef özde, nitelikte hiçbir değişiklik yapmamak.
Sayın Başkan, Türkiye dış politikası sıfır sorunla başladı, "komşularla sıfır sorun" diyenler maalesef, bugün dünyanın tamamıyla kavgalı hâle geldiler. Libya'ya girerken "Burada NATO'nun ne işi var?" diyenler daha sonra kendi uçaklarıyla beraber Libya'yı vurdular. Sisi'ye darbeci diyenler, Mursi'nin arkasında olduğunu söyleyenler maalesef Sisi'yi en üst düzeyde karşıladılar ve Sisi'nin arkasındaki Suudi Arabistan Kralı'na Devlet Nişanı vermekten geri durmadılar. Rusya'yla kavga edildi, hatta daha önceleri Şanghay Beşlisi'ne girilmekten bahsedenler, Rusya uçağını düşürdükten sonra Rusya'ya düşman gibi bakanlar, Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanımız Rusya'yla görüştüğünde terörist muamelesi görürken kendileri Putin'le görüşmek için olmadık numaralara başvurdular. Yine, İran'la sorunluyuz. Asıl en büyük sorun da Orta Doğu'da, Irak'ta, Suriye'de başlatılan, daha önce "Arap Baharı" denilen süreçle devam ediyor.
Suriye'de Esad'ı devireceğiz diye, Cici Esad, beraber tatil yapılan Esad, bir gecede Esed oldu ve en büyük düşman oldu. Onu yıkmak için uluslararası terör örgütleriyle iş birliğine girdik. Bugün bu iş birliği gerçekten bir bumerang gibi dönmüş, Türkiye Cumhuriyeti devletini her gün vuruyor.
Değerli arkadaşlar, Kilis'e her gün bombalar düşüyor, Kilis halkı büyük kaygı yaşıyor ve Kilis'te insanlar artık, can ve mal güvenliklerinin olmadığını her gün haykırıyorlar. Her gün Cizre'ye düşen bombalar IŞİD tarafından atılırken devlet tarif koymuyor, sanki orada bazı yaratıklar tarafından atılıyor gibi "Suriye'den bomba düştü." diyorlar ve IŞİD'in attığı bombaları görmezden geliyorlar.
Yine, bu IŞİD'le öyle bir iş birliği hâline girdik ki dünyanın tüm çeteleri Azez-Cerablus arasından gelip bu bölgeden geçerek IŞİD çetelerine katıldılar. Aynı çeteler oradan geçerek ülkemizi kana buladılar, Ankara'yı, Suruç'u, Diyarbakır'ı, İstanbul'u, hatta Avrupa başkentlerini kana buladılar ama biz bunları görmezden geldik. Hatta, dünyaya öyle bir algı yarattık ki Sudan'dan çeteler geliyor, bizim askerimize açıkça "Ben IŞİD saflarına geçmek istiyorum." diyebilecek kadar Türkiye'yi bu çete örgütle iş birliği hâlinde gören bir algı dünya kamuoyunda var ve bugün Kilis'te, değerli arkadaşlar, göç başlamış durumda. Satılan ev oranları artıyor. Halk sokağa çıkmaya cesaret edemiyor. İnsanlar, esnaf dükkânını açamıyor. Üniversite öğrencilerine aileleri tarafından "Gerekiyorsa kayıtlarını bir yıl dondur, eve gel." şeklinde telkinlerde bulunuluyor. Nobel'e aday olan ilimiz, maalesef, bugün yaşanmaz bir il hâline geldi. Hani Kilis'i Nobellik görenler, Nobel'e aday gösterenler; bugün bu ortaya çıkan eserle övünebiliyorlar mı acaba? Her gün buraya, Kilis'e bombalar düşerken; grup başkan vekilimiz ve diğer partilerin grup başkan vekilleri "Bu konuda devletin yetkilileri çıksın. Kilis'te ne oluyor?" diye çırpınırken, "Bir devlet, Hükûmet yetkilisi çıksın buraya bir izahat versin." dendiği hâlde günlerdir hâlâ çıkıp bir kişi, Hükûmet yetkilisi bu konuda tek bir bilgi vermiyor.
DAİŞ çetesi onlar için asla üzülmemesi gereken bir grup gibi algılanıyor. Bugün Antep, Kilis, Hatay artık Peşaver gibi bir algıya sahip değerli arkadaşlar. Bugün Türkiye'nin Pakistanlaştığına dair dünya ve Türkiye kamuoyunda bir algı var ve gittikçe, insanlar can ve mal güvenliği korkusu yaşıyorlar, bu kentlerin yaşanmaz olduğunu söylüyorlar. Hatta ve hatta göçmenler bile maalesef ülkelerinde tepelerine bomba yağdırılırken geldikleri Kilis'te ikinci defa bir bomba yağmuruna tabi tutuluyorlar ve oradan da kaçmaya başlıyorlar. Bu durum karşısında kılını dahi kıpırdatmıyorlar. Oraya Genelkurmay Başkanı gidiyor, oraya MİT Müsteşarı gidiyor ama Türkiye kamuoyuna tek bir bilgi bir Hükûmet yetkilisi tarafından verilmiyor. İşte, bugün sınır hattımız, maalesef, bu çete saldırısının tehdidi altında ama tek bir önlem yok. Kilis sahipsiz. Bugün Kilis'e hiçbir Hükûmet yetkilisi "Burada rahat olun, güvendesiniz." diyebileceği tek bir mesaj veremiyor. Çünkü biliyorlar ki beslediğin karga gözünü oyuyor bugün. Beslediğiniz karga bugün gözünüzü oyuyor ve siz bu durum karşısında da maalesef bir tutum belirleyemiyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, ülkelerinden kaçan bu mültecileri de bugün hem dışarıya karşı hem ülkede iç siyasete karşı bir silah olarak kullanmaktan da geri durmuyorsunuz. Daha iki gün önce Avrupa Birliğinin Genişlemeden Sorumlu Bakanı Prodi şunu söylüyor, diyor ki: "Mülteciler Türkiye'nin elinde bir atom bombasıdır, yarın üstümüze atabilir." Evet, gerçekten bir atom bombası gibi kullanmaya çalışıyoruz, Avrupa'yı tehdit ediyoruz. "Uçaklar boş mu duruyor, otobüsler boş mu duruyor?" diye dış politikamızı, bitmiş dış politikamızı dizayn etmeye çalışıyoruz. Peki, içeride ne yapıyoruz? İçeride de aynısını yapıyoruz. Bunu, muhalif gördüğünüz, kendinizden görmediğiniz, Alevi ve Kürtlere karşı yine bir silah olarak kullanıyorsunuz. Alevilerin ortasına kamplar yapıyorsunuz. Baba Esat döneminde Rojava bölgesinde yapılan Arap kemerini bugün Kürt kentlerini yıkmak suretiyle oraya yapmak istiyorsunuz.
Biz Halkların Demokratik Partisi olarak, buna izin vermeyeceğiz, sınır bölgelerindeki halkımıza da sahip çıkacağız, bunu böyle bilmeniz lazım. Aksi takdirde, olacak olanlar, DAİŞ çetesinin bir bomba gibi eteğinizde kalacağını bilmeniz gerekiyor. Gerekli önlemleri almazsanız DAİŞ çetesi, sizin büyütüp beslediğiniz bu DAİŞ çetesi bumerang gibi dönecek ve sınır illerimizi; ekonomik hayatını, sosyal hayatını, tüm yaşamını, can ve mal güvenliğini tehdit etmeye devam edecek. DAİŞ'i nasıl beslediğinizi herkes biliyor, dünya kamuoyu da biliyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)