GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:75
Tarih:19.04.2016

HDP GRUBU ADINA AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım.

Açıkçası, son süreçte özellikle Avrupa Birliğine vize muafiyetiyle ilgili olarak Meclise birçok yasa tasarısı geldi ve maalesef ki bu yasa tasarılarının her biri -daha önce de belirttiğimiz gibi- üzerinde hiçbir çalışma yapılmadan, hiçbir şekilde sivil topluma danışılmadan, hiçbir şekilde komisyonlarda bunun üzerinde gerekli tartışmalar yürütülmeden Meclise getiriliyor ve maalesef ki Mecliste görüşmeler esnasında boş olan iktidar sıraları, sadece oylama esnasında, sadece matbaa görevi gören bir işlevsel durum içerisinde bu kanunların çıkarıldığını görmekteyiz.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Doğrusu biz de sizi ilk defa görüyoruz, dağda mıydınız acaba?

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Evet, son süreçlerde birçok kanun çıktı ancak galiba bu kanunları çıkarırken bir de bunların nasıl uygulandığına bakmamız gerekiyor.

Şu anda zaten birçok sözleşme mevcut, birçok uluslararası sözleşmeye Türkiye'nin imza koyduğunu ve yürürlükte olduğunu görüyoruz. Ancak bu sözleşmelerle ilgili olarak özellikle son sekiz dokuz aydır her tarafta, Türkiye'nin her tarafında birçok ihlalin olduğu açık, net ve ortadadır. Sokağa çıkma yasakları adı altında uygulanan bu abluka sisteminin Türk hukukunda hiçbir yeri ve uygulaması esasında yoktur. Bu Mecliste sıkıyönetim kararı alınmadığı müddetçe bu kadar uzun süreli olarak şehirlerin abluka altına alınması, şehirlerin bombalanması, sivillerin katledilmesinin hiçbir yasal dayanağı bulunmamaktadır.

Yine, aslında bugün görüşülmesi planlanan ancak kendini sadece yasa çıkarma makinesi olarak gören iktidar partisinin daha kısa sürede başka bir yasayı gündeme alması nedeniyle görüşemediğimiz yine başka bir kanun, aslında sözleşmeye ilişkin kanun olan, Çocuk Nafakası Ve Diğer Aile Nafakası Türlerinin Uluslararası Tahsiline İlişkin Sözleşme'ye atıf yapılan, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 3'üncü ve 27'nci maddelerine atıf yapılan, çocukların yüksek yararının... Biz, iktidar partisinin, Hükûmetin bakanının çıkıp 45 çocuğa tecavüz vakasında "Bir kereden de bir şey olmaz." dediği günleri yaşıyoruz.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Saptırmayalım lütfen, saptırmayalım! Gerçeklere tarafsız kalın.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Evet, bu uluslararası sözleşmeye de biz imza koymuştuk, şu anda yürürlükte ama maalesef ki biz burada "Bir kereden bir şey olmaz." deyip geçiştiriyoruz.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Haksızlık yapıyorsunuz. Gerçekleri çarpıtmayın!

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Çocuk yararını şöyle koruyoruz: Bugün Cizre'ye gelen bir girişim çocuklara oyun oynatamıyor çünkü polisler gelip çocukları dağıtıyor, oyun oynamak yasak.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Orada da gerçekleri çarpıtıyorsunuz!

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Buyurun, gelin, hep beraber gidip izleyebiliriz. Buradan konuşarak bir şey olmuyor.

Her çocuğun fiziksel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli yaşam standartları sağlanması gerekirken şu anda Sur'dan çıkan çocuklar sadece "bom, bom" diyor, sadece bomba sesini taklit edecek şeyler yapıyor.

Evet, dediğim gibi, birçok uluslararası sözleşmeye imza atabiliriz, buradan çok mükemmel kanunlar çıkarabiliriz ama esasında bizim burada konuşmamız gereken, bu kanunları uygulayacaklara, biz buradaki tahakkümün önüne nasıl geçebiliriz? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıp "Ben Anayasa Mahkemesini tanımıyorum, kararına da saygı duymuyorum." dedi.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - "Anayasa Mahkemesini tanımıyorum." demedi.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Siz istediğiniz kadar buradan mükemmel kanunlar çıkardığınızı iddia edebilirsiniz ama en üstteki, kendine "Bu ülkenin, bu halkın cumhuru" diyen zat "Ben Anayasa Mahkemesini tanımıyorum." dedi.

Evet, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dosyaların olmadığını söylüyorsunuz. Doğrudur, yine kanunu dolanarak, Avrupa'nın, Avrupa Birliğinin dayatmasıyla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden çıkan ihlal kararları neticesinde bir Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru mekanizması kuruldu ancak şu anda bütün dosyalar orada birikmiş vaziyette. Onlar tekrar oradan reddolup yine Anayasa Mahkemesinden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidecek. Hepiniz biliyorsunuz, bu şekilde, kanunu dolanarak bu şekilde uyguladığınız sistemle bütün bu işlediğiniz suçların üstünü örtebileceğinizi zannediyorsanız yanıldığınızı bir kez daha belirtmek istiyorum.

Yine bir tane daha uluslararası sözleşmeden söz etmek istiyorum, belki kadın arkadaşlarım bu konuda duyarlılık gösterirler. CEDAW, kadınlara uygulanan her türlü ayrımcılığa karşı sözleşmedir. Bugün tarihte en fazla kadına ayrımcılık yapan iktidarla baş başayız maalesef ki çünkü kadınlara tek reva görülen...

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Pozitif ayrımcılık yapıyoruz, pozitif ayrımcılık.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - ...eve kapatıp -başka hiçbir şekilde- toplum dışına itme gibi bir sistemin uygulandığını açık ve net olarak görüyoruz. [AK PARTİ sıralarından alkışlar(!)] Dediğim gibi, buradan istediğiniz kadar kanun çıkarttığınızı söyleyebilirsiniz ama ne kadar güzel uygulandığına bakmak gerekir.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Pozitif ayrımcılık yapıyoruz kadınlara.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Bu şekilde alkışlayarak, bu şekilde kendini savunmaya çalışarak -dediğim gibi- yaptıklarınızın hiçbirinin üstünü örtemeyeceksiniz.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Güneş balçıkla sıvanmaz.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Bugün hukuka aykırı olarak Silopi'de yasak uygulanırken birilerine rant sağlanması için şu anda halkın evleri yıkılıyor, halkın evi başına yıkılıyor şu anda Silopi'de. Evet, bunun da hiçbir dayanağı yok, hiçbir hukuki altyapısı yok ancak zaten biz, 7 Hazirandan sonra uygulanan darbeden sonra zaten, bir hukuk devleti olmaktan çıktık...

SALİH CORA (Trabzon) - Kanundan bahset, kanundan. Kanundan bahset, konuyu dağıtma.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - ...şu anda mevcut iktidarın kendi kişisel hırsları, kendi rantları, kendi siyasi iktidarları ve sarayın kendi iktidarı için oluşturduğu bir sistem hâline geldik.

Onun için, buradan Avrupa Birliğini kandıracağınızı zannediyorsanız yine yanılıyorsunuz. Avrupa Parlamentosunun en son gönderdiği rapor açık ve net ortada. İade edeceğinizi söylüyorsunuz. İade edersiniz, tekrar size geri döner ya da en son özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin uyguladığı...

SALİH CORA (Trabzon) - O raporu tanımıyoruz.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - ...tedbir kararlarını bile yerine getirmediğiniz için yakında bir heyet gelip burada inceleme yaptığında, bunun niye uygulanmadığını tespit ettiğinde, aslında yaptığınız suçları gizleyemediğinizi yine göreceğiz, yine açığa çıkmış olacak.

Dediğim gibi, bence gerçekten artık kendimizi kandırmaktan, kendinizi kandırmaktan vazgeçin ve gelin, esas konuşmamız gereken konuları konuşalım. Burada, şehirlerin abluka altına alındığını konuşalım; çocukların her gün, her an, her yerde cinsel taciz ve istismara maruz kalmalarına rağmen üstünün örtüldüğünü, suçluların kayırıldığını konuşalım; bugün cezaevlerinde insanlara her türlü işkencenin yapıldığını konuşalım; gelin, bugün, bir milletvekili olarak cezaevlerine gidip görüş yapamadığımızı konuşalım; aslında, esasında, gelin, uygulamayı konuşalım.

Buradan çıkaracağınız bu fevkalade kanunlarla kimsenin gözünü boyayamıyorsunuz. "Dostlar alışverişte görsün." diyorsunuz ama onu da görecek hâliniz kalmamış.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Üç ayda bir Meclise uğruyorsun, ne anlatıyorsun ya? Buraya geldiğin bile yok.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Dediğim gibi, bu kanunların hiçbir hukuki altyapısı, zemini de yok. Daha önceden çıkarttığınız ve oluşturduğunuz kanunların da neye hizmet ettiğini biz yine buradan hepimiz biliyoruz.

Yeterince canınızı sıktığıma inanıyorum, yeterince sizi gerçeklerle yüzleştirdiğime inanıyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)