GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Hazreti Muhammed'i rahmetle andığına ve Enfal katliamının yıl dönümüne ilişkin konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:73
Tarih:14.04.2016

BAŞKAN - Bugün itibarıyla başlayan Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle şunu ifade etmek isterim ki: İnsanlığa rahmet ve esenlik olarak gönderilen Hazreti Muhammed'i rahmetle anıyorum. Bilindiği üzere bütün peygamberler iktidara, güce, mal biriktirmeye, makam aşkına, zulme ve eşitsizliğe karşı gönderilmiştir. Hazreti Muhammed İslam'ı ilk duyurduğunda Mekke sokaklarında "kölelere özgürlük" sloganları yankılandı. Kendisine ilk inanan insanlar köleler ve yoksullardı. İlk getirdiği kurallar; eşitlik, özgürlük, inançlar ve aidiyetler arasında ayrım yapılmaması, kadınların miras hakkından yararlanması ve develere kaldıramayacaklarından fazla yük yüklenmemesi olmuştur. Kendisi en büyük mücadelesini tekçiliğe karşı vermiştir. Onun düşüncesinde tek dil, tek millet asla olmamıştır. Onun inandığı dinde sultan, padişah ve tek adamlığa yer yoktur. İslam'ın doğduğu yıllarda hak, hukuk, adalet ve eşitlik konularında büyük sorunlar yaşanmaktaydı. Hazreti Muhammed ömrünü bu sorunlarla mücadele ederek geçirdi. Eşitliği, adaleti, hukuku tesis etmek için uğraştı. En büyük hedefi farklı din, dil, kimlik ve renklere eşit statü tanıyarak bunu bağlayıcı bir metne dayandırmaktı. Hadisinde "Ey insanlar, hepiniz Adem'in çocuklarısınız. Adem ise topraktan yaratılmıştır. İnsanlar muhakkak ve muhakkak ırklarıyla övünmeyi bırakmalıdırlar." diye buyurmuştur. Nitekim, elçisi olduğu Kur'an-ı Kerim'de de tamamen eşit yaratılan insanların yaşam kurallarının adalet, hukuk, eşitlik ve barış çerçevesinde düzenlenmesi öngörülmüştür. Zulüm reddedilmiştir. Savaşlar sadece mazlumlara zalimin zulmünden korunmak için bir hak olarak tanınmıştır. Hazreti Muhammed Veda Hutbesi'nde "Ben sana Allah'tan utanmayı, doğru söylemeyi, sözlerini ve emaneti yerine getirmeyi, hıyanetten uzaklaşmayı, komşularını savunmayı, yetimlere sevgi ve merhameti, konuşmakta yumuşamayı, insanlara selam etmeyi, her iki kolunu vaziyet etmeyi vasiyet ederim." demiştir. Bunun yanı sıra kadınların haklarının yenmemesini insanlığa vasiyet etmiştir.

Toplumlara rehber olan bu kutsal sözlere bugün en az cahiliye dönemi kadar ihtiyacımız bulunmaktadır. Nitekim, Hazreti Muhammed döneminden sonra İslam toplumları günümüze kadar barışı ve huzuru elde edememiş, aksine İslam toplumlarının yönettiği topraklar yeryüzünün en yakıcı acılarına, en amansız savaşlarına tanıklık etmiştir. Ateş çemberi içerisinde olan coğrafyamız da bugün aynı durumdadır. Bu nedenle, Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle İslam dininin asrısaadet dönemindeki realitesine, özüne kulak verilmesine çağrıda bulunmak istiyorum. Bir insan kanı dökmenin tüm insanlığın kanını dökmeye eş değer tutulduğu, barış dini olan İslam'da zulme, kıyıma, haksızlıklara ve insanların aidiyetlerinden mahrum bırakılarak ezilmesine yer yoktur. Tek olan sadece Allah'tır. Allah'ın yarattıkları çok dilli, çok renkli, çok dinli ve çok mezheplidir. Hepimizin gökyüzü damının altında yeri ve aidiyetleriyle yaşama hakkı vardır. Bu aidiyetlere ve hak taleplerine yönelik olarak yürütülen savaş ve baskı uygulamaları kutsal kitabımızda ve Hazreti Muhammed'in sözlerinde de ifade edildiği üzere sadece zulümdür. İslam'ın yolundan gidenler zulmü değil adaleti, haksızlığı değil eşitliği, savaşı değil barışı tercih etmekte asla tereddüt etmeyeceklerdir.

Değerli milletvekilleri, bugün aynı zamanda Kürtlerin hafızasında çok acı bir yere sahip olan Enfal katliamının yıl dönümüdür. Kutsal Enfal suresinin ismini lanetli soykırım girişimine vererek uygulamaya koydukları vahşete meşruiyet kazandırmaya çalışan Irak Baas rejimi 1986 ile 1989 yılları arasında Kürtlere karşı sistematik saldırılarda bulunmuştur. Enfal operasyonu; kara harekâtları, havadan bombalamalar, yerleşkelerin sistematik bir şekilde yıkılması, toplu zorunlu göçler, idam mangaları ve kimyasal silah kullanımını içermiştir. Resmî rakamlara göre toplamda 180 bin Kürt katledilmiştir, en az 1 milyon insan göç ettirilmiştir, binlerce insan kaybedilmiş, 4 bin köy tamamen yok edilmiştir.

Enfal mağduru kadınlar çocuklarının ve eşlerinin gözlerinin önünde katledilmesine, tecavüze uğrayan kadınların çığlıklarına tanıklık etmişlerdir. Onlarca kadın ve çocuk kaçırılarak kaybedilmiştir. Enfal katliamının yaşandığı coğrafyada hiçbir zaman bitmeyen, dünyanın en uzun yası tutulmaktadır.

Enfal katliamının yıl dönümünde bu katliamda yaşamını yitirenleri derin bir acı ve rahmetle anıyorum. Enfal'in mağdurlarının acılarını yürekten paylaşıyor, dünya var oldukça dayanışmamızın ve mücadele birliğimizin süreceğini ifade etmek istiyorum. Enfal katliamını gerçekleştirenleri ve dünyanın neresinde, kime karşı yapılmış olursa olsun tarihten bugüne bütün katliam ve girişimlerini lanetliyorum. Katliamlar hayata geçirilirken sessiz, sağır ve kör olmayı tercih eden dünya ülkelerinin ve toplumsal örgütlerin tavırlarını kınıyorum.

Tarih boyunca birçok katliamla karşı karşıya kalan Kürtler için Enfal de dâhil olmak üzere bütün katliam girişimleri özgürlük ve demokrasi mücadelesinin en büyük gerekçesi olacaktır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)