GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kürt siyasetçilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:73
Tarih:14.04.2016

MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli üyeler; bugün tarih 14 Nisan 2016. Bundan yedi yıl önce aynen bugün, 14 Nisan 2009 tarihinde Diyarbakır merkezli başlatılan Kürt siyasetçilerine yönelik siyasi soykırım operasyonlarının yıl dönümü. 2009 senesinde bugün adına paralelciler dediğimiz yetkililerle birlikte, bugün yargılanan, tutuklanan, meslekten uzaklaştırılan paralelci savcılar, hâkimler eşliğinde siyaset yapan Kürt siyasetçilerine, kadın, erkek, gençlik parti çalışanlarına bir operasyon düzenlenmiş ve 10 bine yakın Kürt siyasetçi cezaevine atılmıştır. Bu tarihin akabinde avukatlar, gazeteciler bu ülkede siyaset yapan ve "Muhalifim." diyen herkes tek tek cezaevlerine doldurulmuştu. Âdeta bu ülkenin etrafına bir tel örgü sarılmış ve Türkiye, büyük bir cezaevi, büyük bir hapishaneye dönüştürülmüştü. Ardından o günün operasyonunu yapanlar bugün yargılandı, bugün tarih önünde yanlış yaptıkları ispatlandı ve yaptıkları mesleklerinden uzaklaştırıldı.

Bugün aynı gün, yani bu sabah 14 Nisanda en büyük bileşenimiz DBP'nin Diyarbakır il eş başkanları, Kayapınar ilçe eş başkanları ve parti çalışanları büyük bir operasyonla gözaltına alınmış, aldıkları hukuksuz kararlarla, şu anda, şu dakikada parti binalarında hukuka aykırı aramalar gerçekleştirilmektedir. Ve yine aynı zihniyet ve yine aynı çalışma tarzı ve yine aynı hukuksuz işlemlerle şu an gözaltılar devam etmekte ve il eş başkanlarımız şu an operasyonlarla gözaltına alınmış, siyasi çalışmalarına âdeta bir darbeyle el konulmuştur.

İnsanlık tarihi bu sürece büyük bedellerle yani hukuksuzluğu, adalet arayışını ve antidemokratik uygulamaları, ta, üç yüz yıl önce yani Magna Carta'dan başlayarak 1215'ten Habeas Corpus'a kadar, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne kadar büyük bedeller ödeyerek geldi. İnsan hakları hukuku noktasındaki aşamada maalesef bugün, Türkiye'de iktidarın, muktedirin ayak altına aldığı ve bu insanlık mücadelesini yok ettiği bugünlerde, maalesef her gün aynı operasyonlarla, siyasi soykırım operasyonlarıyla maalesef insanlarımız gözaltına alınıyor ve özelde partimiz, Halkların Demokratik Partisi, en büyük bileşenimiz DBP ve diğer gençlik ve kadın çalışanlarımız gözaltına alınıyor. Yaklaşık bundan birkaç gün önce tekrar, Diyarbakır'da KJA ve yerel yönetimler binamızda hakeza hukuka aykırı bir şekilde baskın yapılmış ve orada çalışanlar gözaltına alınmış ve tutuklanmışlardır.

Dolayısıyla da bugün siyasi soykırımın yıl dönümünde yani 14 Nisanda bizler Hakların Demokratik Partisi olarak hiçbir darbeye, hiçbir hukuksuzluğa, gözaltına ve tutuklamalara boyun eğmedik. Evet, on bin insan cezaevine atıldı ama on bin güçlü siyasetçi tahliye olup tekrar siyasi hayatına, çalışmalarına devam etti.

Evet, nasıl ki 2009 paralelcileri yargılandıysa, nasıl ki hukuk önünde mahkûm olduysa bugünün hâkim ve savcıları da yarın hukuk önünde hesap vereceklerdir. Biz, bunu çok iyi biliyoruz. O yüzden şimdiden buradan uyarıyoruz: Yanlışlarınızdan vazgeçin. Bu halkın özgürlük, adalet ve onur mücadelesi yok olmayacaktır. Buna hiçbir infaz, hiçbir tehdit, hiçbir cezaevi engel olmadı, olmayacaktır.

Bizler Halkların Demokratik Partisi olarak bu Mecliste, sokakta, Türkiye'nin her yerinde siyasi çalışmalarımıza son hız devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MİZGİN IRGAT (Devamla) - Dolayısıyla da bu ülkenin en büyük sorunu olan haksız tutuklama, yakalamaya bir an önce son verilmeli.

Siyasi soykırım operasyonlarının bir an önce ortadan kaldırılması adına buradan tüm Genel Kurula, hukukçuyum diyen herkese sesleniyorum...

BAŞKAN - Sayın Irgat, size pozitif ayrımcılık yapabilirim, bir dakika ek süre verebilirim.

Buyurun, tamamlayın lütfen.

MİZGİN IRGAT (Devamla) - Buradan kendisini hukuka adayan, hukuka inanan, insan hak ve hukukunu kendisine felsefe edinen herkese -özelde aslında gündem dışı olarak konuştuğum bu konu, Türkiye'nin gerçek gündemi olarak ele alınmalı- ve bir an önce iktidarın elinde maşa olarak tuttuğu Hâkimler Savcılar Kurulundan başlayarak iktidarın bağımlısı ve iktidarın bir memuru gibi çalışan savcı ve hâkimlere sesleniyoruz: Bu hukuksuzluktan vazgeçin. Hukuk fakültesinde ve sözde Adalet Akademisinde aldığınız eğitimlere denk bir şekilde, imzacı olduğumuz sözleşmelere ve hukuka bağlı bir şekilde çalışmalarımızı yürütüp ve aslolan adalet deyip bir gün adaletin herkese ama herkese lazım olabileceğini unutmadan faaliyetlerimizi yürütüp herkesi adalete ve hukuka bağlı kalmaya davet ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)