| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 13.04.2016 |
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu hafta malumunuz, Kutlu Doğum Haftası. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz'in doğumunu ihtiva eden Kutlu Doğum Haftası'nı kutluyorum.
Ayrıca, Türk Polis Teşkilatımızın kuruluşunun 171'inci yıl dönümünü de kutluyor, bu vesileyle bu vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, yaralı emniyet mensuplarımıza da acil şifalar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu Meclis araştırması önergesi aleyhine konuşmak için söz aldım.
Tabii, bu Meclis araştırması önergesiyle ilgili burada birçok söz söylendi, daha önce bunun benzerleri bu yüce Meclise birçok defa getirilmiştir. Aynı konular sürekli olarak gündeme getirilerek esasında, milletin gündemi olan hizmetler ve yatırımlar bir nevi, bu şekliyle meşgul edilmektedir. Burada birçok iftiralar, karalamalar, hakaretler söz konusu oldu. Bu iftira ve hakaretler, bir şekilde gerçek gibi gösterilip millete sunulmaya devam edilmektedir.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Neler o iftiralar?
SALİH CORA (Devamla) - Aslında, bu hakaretlerin -bizim, milletvekilleri olarak gerek diğer siyasi parti milletvekilleri olarak da- bir üslup sorunu olduğunu düşünüyorum. Bu iftiraların söylenmesi iftiraya hakikat vasfı kazandırmayacağı gibi, iftiraları hakikat gibi dile getirenleri de hakikatin sözcüsü yapmaz. Bu iftiraların hepsi, yazılanların, söylenenlerin hepsi paralel servis tarafından ülke gündemine sokulmuş ve ülke gündemini meşgul eden ve demode bir şekilde sürekli olarak kullanılan ifadelerdir. Bunlara milletimiz prim vermemektedir. Bu iddialar ortaya çıktıktan sonra yapılan her bir seçimde milletimiz kararını çok açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur. Müslüman'ın sarığı beyazdır, leke kabul etmez, milletimiz bunu tercüme etmiştir, bu konuda müsterih olabilirsiniz.
Cumhuriyet Halk Partisinin sunmuş olduğu bu araştırma önergesinde, İran devrim mahkemeleri tarafından yargılanan Babek Zencani'nin İran'a yönelik ambargoyu kırmak için dönemin İran yöneticilerinin bilgisi dâhilinde yürütüldüğü iddia olunan birtakım finans operasyonlarının suistimali neticesinde hakkında dava açıldığı, Türkiye'yle ilgili beyanlarda bulunduğu, yapılan yargılamasında idama mahkûm edildiği, bu kişiyle iş birliği yaptığı iddiasıyla Rıza Sarraf'ın da Amerika'da ciddi suçlamalarla tutuklandığı, bu durumun Türkiye'nin iç ve dış siyasi, ekonomik dengelerini bozacağı, etkileyeceği kaygısıyla araştırma önergesi verdiniz.
Hiç kaygılanmanıza gerek yok değerli milletvekilleri, değerli CHP'liler çünkü biz bu önerge nedeniyle kısa bir araştırma yaptığımızda Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yargılamayla, davayla, olayla ülkemizin hiçbir hukuki ve fiilî bağının olmadığı gibi, esasında İran'da yargılanan ve cezalandırılan Babek Zencani'nin davasıyla ABD savcısı Bharara'nın açmış olduğu dava arasında da bir illiyet bağı yoktur. Tabii, biz bu konularda ne Babek Zencani'yi ne de Rıza Sarraf'ı savunacak veya onun işlemiş olduğu iddia edilen suçlarla alakalı buradan bir şey ortaya koyacak değiliz. Kim bir suç işlemişse bu suçla ilgili olarak yargılanabilir ancak biz şunu söylemek istiyoruz: Sırf bu iddialarla beraber CHP vermiş olduğu önergeyle hayal dünyasında oluşturduğu bir kurguyu maalesef metne dökmüştür. İran'daki Babek Zencani davası ile ABD'deki Zarrab davası arasında tek bir benzerlik vardır, bu iki dava da CHP'nin hukukçu olmayan milletvekilleri tarafından maalesef yakın bir şekilde takip edilmiştir. "Acaba, bu davadan Türkiye aleyhine bir sonuç çıkarabilir miyiz, Türkiye'yi uluslararası ilişkiler nezdinde zor duruma düşürebilir miyiz?" Bu hesaplar hep yapıldı ama bu hesapların hiçbirisi, az önce belirttiğim gibi, tutmamıştır, sizin yaptığınız bu hesapların hepsi milletimizden geri dönmüştür. Bu davayla ilgili iddianamenin kamuoyuna yansıdığı bir anda, kamuoyuna yansıdığı zamanlarda bir anda bir heyecan durumu oluştu, heyecana kapıldınız "Acaba, bu davayla ilgili Türkiye'ye ne gibi yaptırımlar uygulanır, Türkiye nasıl zor durumda kalır?" diye heyecanlandınız; üstüne, Sayın Cumhurbaşkanımızın da Amerika Birleşik Devletleri'ni ziyareti denk geldiğinde neredeyse 3 İhlas 1 Fatiha okuyarak bu davayla Cumhurbaşkanımızı ilişkilendirmenin hayallerini kurdunuz. "Kendisine Amerika Başkanı tarafından randevu verilecek mi?"
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hayal değil gerçek, hayaldi gerçek oldu.
SALİH CORA (Devamla) - "Acaba Amerika Birleşik Devletleri'nde bu olaylardan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza sorular sorulacak mı?" diye sosyal medyayı ayağa kaldırmaya çalıştınız ama boşuna heveslenmeyin, bunların hiçbirisinin gerçekleşmeyeceği apaçık ortaya çıkmıştır. Şimdi de son bir hamleyle Mecliste bir araştırma önergesi verdiniz.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Amerika Birleşik Devletleri New York eyaleti Birleşik Devletler bölge mahkemesindeki savcı Bharara tarafından sanıklar Reza Zarrab, Cemşidi ve Necefzade hakkında ABD yasalarına göre; Hükûmeti dolandırmak, İran'a uygulanan ekonomik yaptırımları ihlal etmek ve kara para aklamak ve bankacılık sahtekârlığı suçlarını işlediği iddiasıyla dava açılmıştır. Yani önergenizde bahsetmiş olduğunuz Babek Zencani'yle alakalı herhangi bir dava açılmadı. Dolayısıyla bu iki davayı birbiriyle bağdaştırmak mümkün değildir. Konuyla ilgili olarak ABD Adalet Bakanlığının resmî İnternet sitesinde Ulusal Güvenlikten Sorumlu Adalet Bakan Yardımcısının yapmış olduğu bir açıklamada: "İddianamede yöneltilen suçlamalara göre Sarraf, Cemşidi ve Necefzade İran Hükûmeti ve şirketleri adına milyonlarca dolarlık banka işlemleri yaparak ABD yaptırımlarını delmiştir. İddia edilen bu ihlaller ve ardından yasa dışı eylemleri gizlemek için harcanan çabalar ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarını korumayı amaçlayan yasaları ihlal etmiştir. Ulusal güvenlik birimi ABD yaptırımlarını ihlal edenleri adalet karşısına çıkarmaya devam edecektir." şeklinde bir beyanı olmuştur. İddianameyi hazırlayan New York Güney Bölge Savcısı Bharara'nın açıklamasında da "Davalılar yıllarca ABD'nin İran ve İran kurumlarına karşı yaptırımlarını ihlal etme ve delmeye yönelik tertiplerine karşı dünya genelinde kurumlar yoluyla kara para aklayarak İran'a karşı ABD yaptırımlarını hiçe saydı ve federal suç işledi." şeklinde bir açıklaması oldu. Yine, FBI New York Saha Ofisi Direktör Yardımcısının açıklamasında da "Davalılar neredeyse beş yıl süreyle, 2010'dan 2015'e kadar İran kurumları adına yapılmış mali işlemleri gizleyerek İran'a karşı ABD ve uluslararası ekonomik yaptırımları delmek için komplo kurdu." denilerek gerekli açıklamaları yapmışlardır. Bu açıklamaların yanı sıra, Amerika Birleşik Devletleri'nin yine Adalet Bakanlığının resmî İnternet sitesinde Rıza Sarraf'ın İran devleti ve İran kurumları adına çalışarak kurduğu komplo şebekesiyle İran'a yönelik yaptırımları İran lehine ihlal ettiği iddia edilmiştir. İddianamede adı geçen şahıslar diğer suç ortaklarıyla İran, Türkiye ve diğer yerlerde kurdukları şirket ağını kullanarak İran adına ABD bankaları aleyhine ticari işlemler yapmıştır. Yani, burada Türkiye'yle ilgisi sadece Rıza Sarraf'ın Türk vatandaşı olması ve Türkiye'deki kurmuş olduğu şirkette, şirkette çalışan Türk vatandaşı olmayan kişiler tarafından kara para aklandığı iddiaları söz konusudur. Bunlar sonuç olarak ABD Hazine Bakanlığının genişletilmiş ambargo uygulamalarına muhalif davranışlar olarak nitelendirilmektedir ama aynı işlemler bir baktığınızda başka bir ülke tarafından veya Birleşmiş Milletlerin ambargo esaslarına baktığımız zaman bunlar açısından da suç teşkil etmemektedir. Bunların hiçbirisi üzerinden gidip, bunların üzerinden giderek Türkiye aleyhine bir propagandaya kalkışmanız doğru bir davranış değildir...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Türkiye aleyhine niye olsun ya?
SALİH CORA (Devamla) - ...bu, millî bir davranış da değildir. Dolayısıyla, ben şu kadar söylemek istiyorum, her şeyden evvel Türkiye'de yasama, yürütme, yargı birbirinden bağımsızdır, bu konuda Amerika Birleşik Devletleri'nden de daha ileri konumda bir sistemimiz mevcuttur. Biliyorsunuz, ABD'de yargı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SALİH CORA (Devamla) - ...yürütmeye bağlı bir sistemdedir.
Bu vesileyle önergenin aleyhine konuştum, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)