GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:71
Tarih:12.04.2016

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi ve grubum adına, görüşülmekte olan 273 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 16'ncı maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, çıkarılan bu torba yasalarla birlikte, iktidar, kentsel dönüşüm ve kamulaştırma adı altında yapısal değişikliklerden ziyade toplumsal ve kültürel değişiklikler yaparak aslında birçok alanı kendi perspektifi doğrultusunda yeniden dizayn etmektedir. Bugün, özellikle çatışmaların yoğun olarak yaşandığı ilçelerden biri olan Sur'da kentsel dönüşüm projeleri uygulamaya hazırlanan AKP iktidarı, savaş konseptinin tüm hızıyla ve yıkımıyla devam edeceğinin de sinyallerini bu torba yasayla birlikte vermiştir.

İç politikasını savaş ve yıkım odaklı oluşturan iktidar, dış politikada da birçok yanlış yol izleyerek çoğu alanı ve çoğu kişiyi hem ekonomik hem de sosyal anlamda olumsuz etkilemiştir. Bunlardan bir tanesi de turizm sektörüdür. Özellikle Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte Rusya tarafından konan ambargo ve genel olarak uygulanan uluslararası yanlış politikalar ilk olarak ekonominin en temel taşlarından biri olan turizm sektörüne sert bir darbe indirmiştir. Böyle bir darbeye rağmen iktidar, sektörün gerçek anlamda ezileni ve mağduru olan emekçiyi değil, yine sermayeyi önceleyen ve sermaye güçlerinin mağduriyetini giderici bir biçimde borçlarını bir yıl erteleme ve istisna uygulama kararı almıştır. Bugün, Türkiye'nin uyguladığı politikalar, uluslararası alanda "kaos ve çatışma ülkesi" olarak adlandırılan bir ülke hâline getirilmesine neden olmuştur. Bu uyguladığınız istisna ve erteleme politikası uzun vadede sektörün sorununu çözmeye yeterli değildir.

Değerli milletvekilleri, öncelikli olarak, başta bölgesel politikalar olmak üzere, Suriye politikası ve Rusya politikası gözden geçirilmelidir. Meydana gelen krizlerin de aşılması adına yeni bir yol haritası belirlenmelidir. Türkiye'nin uluslararası alanda kaybettiği güven endeksini yeniden sağlamak adına ülke içindeki savaş politikasından vazgeçilmelidir. Bugün, turizm için en önemli şey ülkenin güven endeksidir. Müttefik olarak adlandırdığımız Amerika bile bugün kendi vatandaşlarının Türkiye'yi terk etmesini istiyor. Böyle bir durumda önceliklerimizin savaş mı, yoksa barış mı olduğunu iyi bir biçimde belirlememiz gerekiyor. Diyarbakır gibi UNESCO tarafından dünya mirası hâline gelmiş bir şehirde savaş ve buna bağlı yıkımların yaşanmasına neden olmak, oy devşirebilmek için tarihsel ve kültürel değerlere sahip tüm kentleri yeniden şekillendirmek adına yok etmek, İstanbul gibi toplumsal bir değere sahip bir kenti sulara teslim etmek, doğal güzellikleri yandaşları desteklemek adına betonlaştırmak turizmin iyileşmesi adına ne kazandırabilir?

Değerli milletvekilleri, bugün turizm tek anlamda kıyı turizmi olarak değerlendirilmekte. 5 yıldızlı otellere ormanlar, meralar, doğal sit alanları peşkeş çekilerek birçok değer katlediliyor. Devlet, turizme tam bir işletmeci mantığıyla yaklaşmaktadır. Turizm sadece kıyıdan ibaret değildir, aynı zamanda, binlerce yıllık kültürel sermayenin hayat bulduğu yerlerdir. Aynı Hasankeyf gibi, AKP'nin bugün işletmeci mantığı, kâr hırsı ve güvenlikçi politikasıyla on bin yıllık tarihi sular altına gömerek kısa vadeli işletmeler adına uzun vadeli yıkımlar yapıyor.

Değerli milletvekilleri, çok net bir biçimde bazı şeylerin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Öncelikle, barışın, huzurun ve güvenliğin olmadığı bir alanda, kesinlikle turizm sektörü kan kaybetmeye devam edecektir. Eğer sektörün sıkıntılarını uzun vadede çözüme kavuşturmak amaçlanıyorsa Hükûmet tekrar çözüm masasına oturmalı ve başta Türkiye halkları olmak üzere dünyayla ilişkilerin normalleşmesi adına radikal adımlar atmalıdır, aksi takdirde yaşamın birçok alanında sadece kayıplar ve yıkımlar olacaktır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)