| Konu: | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 12.04.2016 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu arada, Genel Kurulun değerli emekçileri, sizleri de selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, görüşmekte olduğumuz 273 sıra sayılı torba yasa... Artık bu torba yasalardan normal bir yasa görüşülmesi durumu yaşamayacak mıyız diye de gittikçe kaygılanmaya başlıyoruz.
Değerli arkadaşlar, on dört yıllık AKP iktidarı, kendi döneminde çıkardığı yasaların günlük gelişmeler sebebiyle yine kendisi tarafından değiştirilmesiyle nam salmış. Kendisi yapıyor, bir süre sonra günün koşullarına göre kendisi değiştiriyor. Torba yasanın 13'üncü maddesinde yer alan 3713 sayılı TMK Kanunu'nun kaç defa değiştirildiğini, sanırım, şu anda Genel Kurulda bulunan milletvekilleri bile tam olarak bilmemektedirler.
Yine AKP iktidarı, özel yetkili ceza mahkemelerinin kaldırılmasıyla sürekli övünmektedir. Hâlbuki, bu özel yetkili mahkemelerin 2005 yılında yine kendisi tarafından kurulduğunu da unutturmak istiyor. Kendisi kuruyor, kendisi kaldırıyor ve bunu da bir başarı olarak, maalesef, topluma kabul ettirmeye çalışıyor.
Sadece son üç buçuk ayda 130'un üzerinde yasanın sadece Plan ve Bütçeden geçtiği ve bu torba yasalar nedeniyle kanun çıkarmanın artık neredeyse tam bir paçavraya dönüştüğü, tam bir çorbaya dönüştüğü bir dönemi yaşıyoruz.
Değerli arkadaşlar, üzerinde konuşacağımız 273 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesi asker ve polislerin şehit edilmesinden, ölümünden sonra ailelerine destek sunmayı amaçlıyor.
Değerli arkadaşlar, bizler insanların ailelerine sosyal yardımlarda bulunulmasına, onların ailelerine çeşitli iş imkânları yaratılmasına karşı değiliz ancak bu insanların öldürülmesinin önünde hiçbir önlem alınmıyorken, o insanların ölmemesi için almamız gereken, yürütmemiz gereken çabalar varken bunları almıyoruz ama ölümünden sonraki durumlarıyla ilgileniyoruz.
Bugün özellikle son dönemde yürütülen savaşta her gün insanlarımızı, asker, polis, sivil, gerilla, genç, yaşlı, çocuk, birçok insanımızı kaybediyoruz. Bu, aslında sürdürülebilir bir durum değil. İnsanların ölümünün önüne geçilmesi için bir çaba göstermesi gereken Meclis, maalesef, insanların ölümünden sonra onların ailelerine nasıl çeşitli destekler sunacağımızla ilgilenmekte.
Değerli arkadaşlar, bu görüntüsüyle aslında biz bunu şöyle algılıyoruz: Şu anda yürütülmekte olan savaşın, psikolojik olarak bu insanların bölgede savaştırılmasının koşulları yaratılmaya çalışıyor. Bu, son derece tehlikelidir. Bu savaş her gün insanların ölümüne sebebiyet veriyor. "Kentlerimizi yıkalım, sonra Toledo'lar yaratacağız. İnsanlarımızı öldürelim, öldükten sonra onların ailelerine destekler sunacağız." Bu, sürdürebilir bir anlayış değil.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı şunu söyleyebiliyor: "Bizden 1 ölüyor, onlardan 10 ölüyor." Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, tüm bu ülkede, tüm şehirlerde tüm insanların cumhurbaşkanıdır. Dolayısıyla, "bizler" ve "onlar" dediğinden kastının ne olduğunu anlamak gerçekten zordur.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - "Onlar" dediği terörist.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Daha birkaç gün önce Yüksekova'da 4 insan öldüğünde biri 75 yaşındaydı, biri de 2 yaşındaki torunuydu.
Değerli arkadaşlar, 2 yaşındaki bir insan -terörist olması- hangi terör faaliyetlerine girmiş olmalı ki "onlar" diye tarif ediyorsunuz? Siz, bunların hepsini bu şekilde değerlendirdiğinizde, bu ülkeyi maalesef kaosa sürükleyen, gün geçtikçe önü alınmaz ve gittikçe insanlarımızın kaybına sebebiyet veren ve bu savaşın harlanmasına sebebiyet veren bir çaba içerisindesiniz. Bundan bir an önce dönülmelidir. Çözüm savaşta değildir, çözüm barıştadır diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)