GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:71
Tarih:12.04.2016

İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 273 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 8'inci maddesinde partimiz adına verilen önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamın hemen başında, vatan ve milletin birliği ve bütünlüğü uğruna şehadet şerbetini içen aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Devleti yaşatmanın yolu insanlığı yaşatmaktan geçmektedir. Ülkelerin değerinin insanlara verdiği değerle artacağı ortadadır. Bu nedenle, yaşlılarımızın onurlu bir yaşam sürmesinin temin edilmesi gerekmektedir. Hiçbir yaşlıyı aç, açıkta ve muhtaç durumda bırakmayacak, yalnızlığa mahkûm ederek toplumdan dışlanmasına fırsat vermeyecek politikaların izlenmesi gerektiğine inanmaktayız.

Ülkemizde, TÜİK verilerine göre, 65 ve daha yukarı yaşta 6 milyon 495 bin 239 kişi bulunmaktadır. Yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı 2014'te yüzde 8 iken geçen yıl yüzde 8,2'ye çıkmıştır. Dünya nüfusunun 2015'te yüzde 8,5'ini yaşlı nüfus oluşturmuştur. 2015 yılında, Türkiye, yaşlı nüfus sıralamasında 167 ülke arasında 66'ncı sırada yer almıştır. Çalışma çağındaki her 100 kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı 2014'te yüzde 11,8 iken bu oran geçen yıl yüzde 12,2'ye yükselmiştir.

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre, mutlu olduğunu beyan eden yaşlılarımızın oranı 2014 yılında yüzde 62,8 iken bu oran geçen yıl yüzde 56,8'e kadar düşmüştür. Yine, TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yaşlılarımızın yaklaşık yüzde 18,3'ü yoksul durumdadır. Genel sağlık durumundan memnun olduğunu ifade eden yaşlıların oranı 2014'te yüzde 47,5 iken bu oran 2015 yılında yüzde 45,6'ya düşmüştür. Türkiye'de yaşlı nüfus oranı giderek artmaktadır. İstatistik verilerinden de görüleceği üzere, AKP hükûmetleri sayesinde yoksulluğa mahkûm edilen yaşlılarımız mutsuz ve umutsuzdur. Aynı zamanda, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında, ülkemizde yaşlılara sunulan sosyal hizmetler ve sorunlarının çözümü yeterli düzeyde değildir. Toplum içinde yaşlılarımız giderek yalnızlığa terk edilmektedir. Ülkemizde, aile yapısındaki değişimle birlikte, sosyal hizmetler bünyesindeki kurum ve kuruluşlara ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Bu kurumların çoğalması ise bu sektörde yetişmiş uzman elemanlara talep yaratmakta, dolayısıyla üniversite ve meslek okulları bünyelerinde yaşlı bakım hizmetleri gibi yeni meslek alanlarına olan ihtiyacı öne çıkarmaktadır.

Bakım hizmetlerini veren kuruluşların maddi açıdan getirdiği ek yük nedeniyle yaşlıların bakımı büyük ölçüde aile üyeleri tarafından yürütülmektedir. Ülkemizde aile ve kültürel yapının Avrupa ülkelerinden farklı olması nedeniyle, hâlen, yaşlı bireylerin aile içinde bakılması desteklenmektedir ancak yaşlı nüfusumuz, gerek kurumlar kapsamında gerekse kendi aileleri içerisinde maalesef şiddet ve istismarlara da maruz kalmaktadırlar. Kurumlarda bakım alan bazı yaşlıların hem fiziki şiddete tabi kaldıkları hem de sözlü istismarlarla karşılaştıkları, özellikle bunun AKP iktidarları döneminde yoğunlaştığı da bilinen bir gerçektir. Aile içerisinde de yaşlıların, diğer aile üyelerinden fiziksel şiddetin yanı sıra ekonomik istismar ve tacize uğradıkları, yine araştırmalarla ortaya çıkan hazin gerçekler arasındadır.

Huzurevlerinde verilen hizmetlerin bedeli, düşük emekli aylıkları karşısında yüksek bir seyir izlemektedir. Huzurevi ücreti mutlaka düşürülmelidir.

Belediyelerle iş birliğine gidilerek, aile hekimlerinden destek alınarak, mahalle mahalle yaşlılık haritaları çıkarılarak bakıma muhtaç, yalnız yaşayan yaşlılarımıza başta sağlık olmak üzere sosyal yardım ağları mutlaka genişletilmelidir. Rutin yaşlı bakım kontrolleri yapılarak ağırlaşan tablolar en yakın sağlık ya da bakım merkezlerine ulaştırılmalıdır.

Belli nüfusun üzerindeki yerleşim birimlerinin tümünde, sağlık ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri yaşlı bakımevleri yapılması sağlanmalıdır. Muhtaç durumdaki yaşlı ve hastalar için bakıcı, refakatçi sistemi geliştirilmeli ve genişletilmelidir.

Hastaneye tedavi olmak için başvuran yaşlılarımızdan, 11 farklı isim altında sürekli cepten ödeme yapması da beklenmektedir. "Kuyruklar sona erdi." masalı ve rüyası bitmiş, AKP hükûmetleriyle "Paran varsa sağlık var." dönemi başlamış ve devam etmektedir.

Bu vesileyle, yüce Meclise ve siz değerli milletvekillerine saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)