| Konu: | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 12.04.2016 |
NURİ OKUTAN (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 273 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 6'ncı maddesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Herkesi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97'nci maddesinde yapılan değişiklikle "Zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir." denmektedir. Burada yapılan, kelimenin tam anlamıyla işin yokuşa sürülmesi manasına gelmektedir. Vatandaşlarımız, dava açmadan önce sigorta şirketlerine yönlendirilmekte, böylece hukuk yolunun önüne engel konulmaktadır. Yani, sigortaya başvurmak yargı yolunun ön şartı hâline getirilmekte dolayısıyla yargı yolu kısıtlanmaktadır. Bu durumun sigorta sektöründe bir kaos yaratması kuvvetle muhtemeldir çünkü bu manada başvuruyu ispat etme aşamasında bile ciddi sorunlarla karşılaşmak mümkündür. Daha önce yüksek miktarda ödenmiş bulunan zorunlu trafik sigortalarının iadesi de ayrı bir kaos oluşturacaktır.
Bu düzenleme, iktidarın içi boş ve göstermelik yaklaşımının tipik bir örneğidir. Dolayısıyla, yapılan düzenlemenin vatandaşa da sigortacılara da sektöre de ciddi bir faydası yoktur. Zorunlu trafik sigortası sadece maddi hasarları karşılar hâle gelmiş, içi boşaltılmış, ölüm ve yaralanma hâllerinde kusurluya rücu etme uygulaması getirilmiş, teminatların büyük bir bölümü ortadan kaldırılmıştır. Hükûmetin istediği tam da budur: Görünürde fiyatlar düşecek algısı oluşsun ama vatandaş ileride mağdur olursa olsun.
Bütün bu olumsuz uygulamaların ve meydana gelecek kaosun faturası yine vatandaşımıza çıkacaktır, sigortalıların mağduriyeti katbekat artacaktır. Daha önce fiyatlar çok yüksek olduğu için zorunlu trafik sigortası yaptırmayan ve mağdur olan vatandaşımız daha büyük mağduriyetle karşı karşıya kalacaktır çünkü vatandaşımızın içi boşaltılmış olarak yaptırdığı zorunlu trafik sigortası bir işe yaramayacaktır. Bu durumda, vatandaş ya kaskoya yönelecek ya da daha ağır bir yükün altına girecek ya da mahkeme kapılarında ve tahkim sürecinde perişan olacaktır.
Bir kısım vatandaşımız, kendilerini güvende hissedebilmek için zorunlu trafik sigortasının yanı sıra bir de zorunlu kasko sigortası yaptırmak durumunda kalacaktır. Kasko sigortası isteğe bağlı ama işte, bu şartlardan dolayı fiilen zorunlu hâle gelecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu düzenlemenin tüketicilerin mağduriyetini gidermeyeceği açıktır. Bu tasarıyla sigorta sisteminin sağlıklı ve rekabetçi bir şekilde işlemesini sağlamak ve tüketicinin lehinde piyasayı düzenlemek de mümkün değildir. Kaldı ki yapılan düzenleme, tüketiciden ziyade yaklaşık yüzde 70'i yabancıların elinde olan sigorta şirketlerinin lehinde olacaktır. Şirketler zarar etmeye başlamış, buna bağlı olarak poliçelere aşırı yüklenilmiş ve nihayet bu düzenleme gelmiştir. Tüketicilerin hak ve menfaatleri yerine şirketleri ön plana alan bu düzenleme rekabet ortamını da olumsuz etkileyeceği için fiyatlar düşmeyecek, aksine yükselecektir. Çünkü, şirketlerin amacı zararı en aza indirip kazancı en yükseğe çıkarmaktır. Rekabet ortamını sağlamayan bir piyasanın insafına terk edilerek poliçe fiyatlarının düşmesi de mümkün değildir. Poliçe fiyatlarının yükselmesi şoför, taksici, dolmuşçu, otobüsçü, nakliyeci esnafını ve tüm araç sahibi tüketicileri mağdur edecektir. Düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte taksi, dolmuş, otobüs plakalarına hacizlerin üst üste gelmesi sürpriz olmayacaktır. Düzenleme, şoför esnafımızın derdine çare olmayacağı gibi, kazalarda mağdur olacak üçüncü şahısların mağduriyetini büsbütün artıracaktır çünkü sigorta şirketleri kazalarda mağdur olan şahıslara ödemekte oldukları tazminatları sınırlandırmaktadır. Hükûmetin "zorunlu trafik sigortası sorunlarına çözüm" adı altında getirdiği düzenlemenin içi bu manada boştur. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi işi yokuşa sürmenin yanı sıra, yine her zaman yaptığı gibi, tabiri caizse Yörük sırtından kurban kesmektedir. Zaten hep böyle de olmadı mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURİ OKUTAN (Devamla) - Bir başka örnek: Yaşlıların toplu taşıma araçlarından yararlanması için kanun çıkarılıyor, fatura belediyeye ve hatta özel halk otobüslerine ödetiliyor. Bu da bunun diğer bir örneği.
Bu duygularla herkesi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)