GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, (2/168) esas numaralı Türk Ceza Kanununun 299'uncu Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/24) münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:71
Tarih:12.04.2016

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sadece, millete hizmet etmiş, seçilmiş Cumhurbaşkanına değil, hiçbir vatandaşa, yurttaşa, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşına ya da dünyanın herhangi bir yerindeki insana hakaret edilemez. Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları, ırkçılıktır, nefret söylemidir, hakarettir. Nitekim, Türk Ceza Kanunu'nun 125 ve 131'inci maddeleri kişinin, bir insanın birey olmaktan kaynaklanan kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan hakaret suçlarını saymış; nelerdir, nasıl cezalandırılacak, bunlar sayılmış: Belli, somut bir durum ve olgunun isnat edilmesi suretiyle kişinin şeref ve saygınlığının zedelenmesi, genel ve soyut nitelikli söz ve davranışlarla kişinin değersizleştirilmesi.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Çaydan anlar, hukuktan anlar, her şeyden anlar!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bunların hepsi suçtur, kime yapılırsa yapılsın Türk Ceza Kanunu'na göre kovuşturulur ve değişik şekillerde ceza verilir.

Şimdi, sayın cumhurbaşkanları için -sadece Sayın Erdoğan için değil, cumhurbaşkanları için- yeniden bir 299'uncu madde getiriliyor ve Cumhurbaşkanına hakareti ayrı bir şeye bağlıyor, bir yıldan dört yıla kadar ve alenen yapıldığı zaman da altıda biri oranında artırılıyor.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ne zaman getirildi ya? Sanki yeni oldu!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Şimdi itiraz edilen şey budur. Cumhurbaşkanı da bizim gibi bir insandır. Deminden beri gereksiz yere bir kaşık suda kıyamet koparıyoruz, sanki Sayın Tanrıkulu ya da bir başkası "Cumhurbaşkanına hakaret edilebilir." diyormuş gibi. Öyle bir şey söylemiyoruz arkadaşlar. Cumhurbaşkanı değil, hiç kimseye hakaret edilemez. Yani, insanlara hakaret edilmesi, hele böyle nefret söylemiyle, aşağılamayla, ötekileştirmeyle... Yani, bunlar gerçekten insanlık suçudur ama bütün yurttaşlar için zaten Türk Ceza Kanunu düzenlemiş. Bizim söylediğimiz; Avrupa İnsanları Mahkemesinde sorun hâline gelen, uluslararası ilişkilerde sorun hâline gelen, ayrıca Cumhurbaşkanlığıyla ilgili bir hakaret maddesinin bulunmasının doğru olmadığı, gerek olmadığı, bunun buradan çıkartılması, diğer, siz gibi, biz gibi, herkes gibi zaten Cumhurbaşkanının da korunmuş olduğudur.

Değerli milletvekilleri, aslında biz burada neyi konuşuyoruz? Aslında, öteden beri -siz de icat etmediniz- sizden önce de vardı ama siz bu işi zirvelere çıkardınız. Esas mesele kimlik konsolidasyonu, inanç konsolidasyonu, yaşam tarzı konsolidasyonu üzerinde yapılan siyasettir, ortak iyinin kimliklerde aranmasıdır arkadaşlar. Böyle olduğu için kimliklerimizle ilgili konuşuyoruz ve ağzımızı açar açmaz karşıdakine hakaret etmiş oluyoruz. Bu ciddi bir problem değerli milletvekilleri. Yani, gerçekten, Türkiye'nin çok önemli sorunları var. Bakın, biraz evvel çayla ilgili sorunları konuştuk. Çok önemli sorunları var; geçimle, şiddetle... Bizse tepede siyaseti kimlik üzerine kuruyor, sert bir dil ve üslupla bunları tartışıyoruz, kutuplaştırıyoruz.

Peki, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri, niye böyle bir soruyu sormuyorsunuz hiçbir zaman? Yani, bundan önce de bu madde varmış, sayın grup başkan vekili bu şekilde ifade etti. E, niye bu kadar fazla dava açılıyor? Niye bu kadar çok...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sosyal medya çıktığı için.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Söyledim, söyledim.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - "Sosyal medya yoktu." dedi.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Evet, sosyal medya.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Evet, doğru ama yani sosyal medyayla beraber...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Yüzde 95'i sosyal medyadan kaynaklanıyor.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - ...Sayın Cumhurbaşkanının her gün üç saat, beş saat konuşması, her gün siyaseti germesi...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Saçma sapan konuşuyorsun be! Yazık be, yazık, yazık!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - ...bağırması, çağırması, herkesi hizaya sokması...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Yok böyle bir şey.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) -...bütün bunların da ciddi bir şekilde katkısı vardır.

Değerli arkadaşlarım, bu ülke bizim ülkemiz ve gidecek hiçbir yerimiz yok.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Hele sen Rize'ye bile gidemeyeceksin be.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bu insanlar da bizim insanlarımız, şu anda -maraza- sataşan, hakaret eden arkadaş da bizim insanımız. Hepimiz burada yaşayacağız.

Bakın, birlikte yaşamamıza da gerek yok ama yan yana yaşayacağız. Hadi birlikte...

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Hakaret etmeyi pekâlâ biliyorsunuz.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Birbirimize tahammül edeceğiz değerli arkadaşlarım. Bu tahammülde örnek olacak olan insan en tepedeki insandır.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Örnek, örnek.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Vicdanın kabul etmediği şeyleri milletin kürsüsünden söylüyorsunuz.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bugün şiddetin, bugün kutuplaştırıcı dilin kurulmasının en büyük sorumlusu Sayın Cumhurbaşkanımız.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Hiç inandırıcılığınız yok sizin.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Buna gerek yok değerli arkadaşlarım, millet zaten kendisini destekliyor.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Siz kendi Genel Başkanınıza da söylesenize bunları.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Evet, yüzde 52 oy aldı; evet, siz de yüzde 49 oy aldınız; helal olsun, bir dahaki seçime kadar bu ülkeyi yöneteceksiniz ama bu ülkeyi hukuk içinde yöneteceksiniz değerli arkadaşlarım.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Öyle yapıyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bu ülkeyi germeyeceksiniz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Geren sensin ya.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Hepimizden çok sizin görevinizdir çünkü ülkeyi yeni bir seçime kadar siz yöneteceksiniz değerli arkadaşlarım.

Bir daha ifade ediyorum: Burada, kimse "Cumhurbaşkanına hakaret edilsin." demiyor değerli arkadaşlarım.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Ne diyorsun sen ya!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Hiçbir yurttaşa hakaret edilmesin.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Genel Başkanın hakaret ediyor!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Tabii, sayın grup başkan vekillerimiz, bu tip arkadaşlara da sahip çıkmanız gerekiyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)