GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:71
Tarih:12.04.2016

İSMAİL OK (Balıkesir) - 50 milyona yakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımızın kişisel verilerinin çalındığı yönündeki iddiaların araştırılması için Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına verilen araştırma önergesinde partim adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclis çatısı altında toplanan ve büyük Türk milletini temsil eden bütün vekillerimizi saygıyla selamlıyorum.

Malumunuz olduğu üzere, bu hafta Kutlu Doğum Haftası. Bu vesileyle bütün milletimizin Kutlu Doğum Haftası'nı kutluyorum ve özellikle Diyanet çalışanlarına da çalışmalarında başarılar diliyorum.

Yine, bu hafta Polis Haftası. Bütün polislerimizin de Polis Haftası'nı kutluyor, onları, vatanımız için, milletimiz için, namusumuz için yapacakları her türlü çalışmalarda madden, manen desteklediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Yine, esas konuya geçmeden önce, dün gece maalesef bir hain saldırıyla tekrar sarsılmış bulunmaktayız. Diyarbakır'ın Hani ilçesinde yapılan kalleşçe saldırı sonucunda 2 askerimiz şehit olmuş, onlarca askerimiz ve vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

Evet, şimdi, son derece önemli olan bir konuyla ilgili yüce Meclisin huzuruna gelmiş bulunmaktayım. Hatırlayacağınız üzere -daha çok kısa zaman içerisinde- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu kabul edeli bu yüce Meclisin henüz iki hafta yeni dolmuş bulunmaktadır. Maalesef bu Kanun'un gerçekleştirilmesi aşamasında Milliyetçi Hareket Partisi olarak yaptığımız tüm iyi niyetli uyarılarımızı dikkate almayan iktidar, şu anda ülkemizi sarsan bu büyük skandalın tek sorumlusudur. Ülkemiz 4 Nisan sabahı yaklaşık 50 milyon vatandaşımızın kimlik bilgilerinin çalındığı haberiyle sarsıldı. Ülke menfaati adına büyük önem arz eden böyle ciddi bir iddia karşısında maalesef ve maalesef Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım "Bu eski bir haber, 2010'da böyle bir iddia ortaya atılmıştır, güncel değeri yok." diyerek olayı, bu kadar önemli bir olayı hafife almaya çalışarak ciddiyetten uzak bir tutum içerisine girmiştir. Oysa Anayasa'mızın 20'nci maddesi kişilerin özel bilgilerini ve aile gizliliğini teminat altına almıştır. Sayın Hükûmetin ve Ulaştırma Bakanının yasal sorumluluğu altında olan bu bilgiler maalesef Hükûmetimizin görev ve sorumluluk anlayışından ne kadar uzak olunduğunu bu bilgilerin çalınmasıyla göstermiştir. Sayın Bakan Binali Yıldırım'ın "Güncel değeri yok." dediği bu bilgilerin tamamını bilgisayar korsanları yurt dışı çıkışlı bir İnternet sitesi üzerinden yayınlamıştır. Yeni çıkan kanunla ülkemizin biyometrik veri sistemine hazırlandığı bu günlerde yaşanan bu olaylar, biyometrik veri sisteminin ülkemizin daha büyük güvenlik sorunlarıyla karşılaşacağının habercisidir. Biyometrik veri sistemini ele geçiren kişi, kurum, kuruluş ya da ülkeler Türkiye'ye karşı her türlü tehdit ve şantajı yapabilecek bir koz ele geçireceklerdir. Bu, gerçekten son derece önemlidir dolayısıyla hiç hafife alınacak bir konu değildir.

Maalesef, şu anda Cumhurbaşkanı ve Başbakan da dâhil olmak üzere hepimizin, yaklaşık 50 milyon vatandaşımızın kimlik bilgileri ve ev adresleri sadece Türkiye'de değil, dünyanın her tarafında çarşaf çarşaf sergilenmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi önemli kamu kurum ve kuruluşlarının geçmişte de bazı belge ve bilgileri İnternet ortamına sızmış ve yayınlanmıştır. Peki, bütün bu yaşananlar karşısında iktidar partisi ne yapmıştır? Hiçbir siyasi sorumluluk almamıştır, hiçbir bakan istifa etmediği için bürokratlar da sorumluluk almamaktadır. Yaşanan bu skandallar kamu kurum ve kuruluşlarında liyakat sahibi yöneticilerin de bulunmadığını gözler önüne sermektedir. Oysa, âlemlerin yaratıcısı yüce Allah "Emaneti ehline teslim ediniz." demiş ve yüce Peygamberimiz de bu emre uyarak emaneti ehline teslim etmiştir. Peki, AKP Hükûmeti ne yapmaktadır?

Verilerin saklanmasından önce hangi verilerin toplanacağına karar verilmelidir yani lazım olduğu kadar veri toplanmalıdır. Örneğin, yeni doğan çocuk sayısını araştırmak istiyoruz ama öyle bir çalışma yapıyoruz ki, o çocuğun ailesiyle ilgili her türlü bilgileri çarşaf çarşaf yayınlıyoruz. Dolayısıyla bunlarla ilgili mutlaka kriterler belirlenmelidir.

Böyle önemli bir kurulda, maalesef, Milliyetçi Hareket Partisi dışlanmıştır. Her konuda "katılımcılık" diyen, "çeşitlilik" diyen, "çoğulculuk" diyen ve demokrasiyi her daim ağzından düşürmeyen AKP Hükûmeti, bu uygulamasıyla sınıfta kalmıştır. Bu, katılımcı demokrasinin özüne ve ruhuna maalesef aykırıdır.

Kısaca özetleyecek olursak, bu yaşananlar ülke olarak ne büyük tehlikelerle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Şayet, biyometrik veriler ele geçirilirse ülkemiz, her türlü uluslararası tehdit ve şantajla karşı karşıya kalacaktır; bu da bizim hiç ama hiç istemediğimiz bir konudur. İşte bunun için Hükûmetimiz, maalesef daha bir ay olmadı bu kişisel verilerin kullanılmasıyla ilgili çıkarılan kanun, o zaman dinlemedi; inanıyorum ve ümit ediyorum ki bu sefer dinler, ülkemiz ve milletimiz böyle büyük tehditlerle, şantajlarla, hatta millî güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalmaz. Eğer bir Avrupa ülkesinde 50 milyon vatandaşın bilgileri İnternet ortamlarında çarşaf çarşaf gezdirilmiş olsaydı emin olun deprem olurdu ama maalesef, bizler hâlâ ders çıkarmamış görünüyoruz. Onun için diyoruz ki, Milliyetçi Hareket Partisi olarak amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil, milletimizin ve ülkemizin geleceğidir, güvenliğidir. Dolayısıyla vicdan sahibi, ülkesini sevdiğine inandığım bütün milletvekillerinin, hangi partiden olursa olsun, Milliyetçi Hareket Partisinin bu önerisine destek vermelerini istirham ediyorum.

Şimdi, bu yaşadıklarımızdan ders çıkararak geleceğe buna göre yön verirsek önümüzdeki günler bu ve benzer sıkıntıların yaşanmadığı yeni ufuklara doğru açılacaktır. Bugüne kadar hep devlet bilgileri sızdırılmıştır. İnanın, bu biyometrik veriler sayesinde önümüzdeki günlerde özel kurum ve kuruluşların bilgilerinin de sızdırılma tehlikesi çok büyüktür.

Bir kez daha tekrar ediyorum: Allah muhafaza, işte son çıkan kanunla biyometrik veriler sızdırıldığında ya da ele geçirildiğinde Türkiye'yi ve Türk milletini çok büyük bir tehlike beklemektedir.

Lütfen "Muhalefet ne derse karşı çıkarız." anlayışından vazgeçerek Milliyetçi Hareket Partisinin bu önerisini destekleyelim, kabul edelim, gerçekten bu sorunların bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirleri alalım diyorum ve yüce Meclisi huzurlarınızda Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)