GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Şanlıurfa'ya İstiklal Madalyası Verilmesi Hakkında Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:69
Tarih:07.04.2016

HDP GRUBU ADINA CELAL DOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstiklal Madalyası'nın verilmesiyle ilgili kanun teklifinin Şanlıurfa'ya önce hayırlı olmasını ve hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Biraz önce kanun teklifi üzerindeki görüşlerimizi arz ettik. 1919-2016, doksan yedi yıl sonra bir şehre İstiklal Madalyası veriyoruz. Bu, ne kadar çok çalıştığımızın, meselelere ne kadar hassas olduğumuzun bir başka ölçüsü olarak aklıma geliyor. İstiklal Madalyası'nı eğer doksan yedi yılda veriyorsak mutlaka bugün Urfa'da ne o savaşı yaşayanlardan kalan kimse vardır ne de o hazza varacak kimse yoktur. 1919, terk ettikleri tarihi söylüyorum, 11 Nisanı söylüyorum, o nedenle söylüyorum, Fransızların terkini, veriliş tarihi ayrı bir konu. O bölgenin tümü, biliyorsunuz, o tarihlerde, aynı şekilde, Fransızlar tarafından terk edildi. Yani doksan yedi yıl sonra, bir halkın ortaya koymuş olduğu mücadelenin ancak bu tarihte cevabını Meclis olarak verebiliyoruz.

Bir başka gecikmemiz, 1960 yılında başlayan bir GAP projesi var. O da otuz yedi yıl olmuş. Şu anda o projenin -Sayın Bakan da uzun süre, belki, orada Urfa milletvekili ve Bakan olarak ilgilendi- mutlaka rakamlarında değişiklik olmuştur ama 27 hükûmet döneminde yüzde 37'si bitirilmiştir. Yüzde 37'den yüzde 15'i bitirilmiştir. Şu anda 9 ilde de harcanması gereken paranın da ne oranda sarf edildiği tartışma konusudur. Kaldı ki -Sayın Bakan da burada- özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin ilk geldiğinde, çok ciddi boyutlarda yatırım yapacağını söylediği GAP projesinin GAP'la ilgili bakanlığının da Bakanlar Kurulundan çıkartılmış olması, verdiği önemi arz etmek açısından da bir husustur. Yani, GAP'a verilen önemin azaldığı noktasında bir düşünceye bizi sevk etmektedir. 9 ilde, bu projenin gerçekleşmesi hâlinde, 3 milyon istihdam yaratacağı, bölge insanının fert başına millî gelirinin yüzde 9 artacağı bilinen bir rakamdır. Sayın Bakanın da malumlarıdır muhakkak, master planı vardı Japonlar tarafından hazırlanan. O, Japonların hazırladığı master planının da gündemde olup olmadığı tartışmalıdır. Bence, kalkmaması gereken çok ciddi bir projeydi.

Onun için, üzerinde durmamız gereken konu, Sayın Başbakanımızın Urfa'ya giderken, bence, bu İstiklal Madalyası, onların manevi duygularının tatmini açısından çok önemlidir ama hiç olmazsa GAP'ın, Urfa'dan başlayıp Kilis'in güneyine kadar sulama kanallarını kapsayacak bu projenin hayata geçeceğini inandırıcı şekilde, siyasilerin, geçmişte hep söyleyip yapmadıkları değil, inandırıcı bir süre içerisinde, ciddiyetle ayıracakları kaynaklarla bitireceğini müjdelemesi Urfa açısından en az İstiklal Madalyası kadar önem arz eden bir konudur.

Toplantıyı açmadan önce Sayın Bakana da uğradım. Şunu sordum açıkçası: Biliyorsunuz, oradan geçen, Suriye'yle bir sınırımız var. Tamam, olağanüstü şartlar yaşıyoruz, terörün yoğun olduğu, uluslararası entelijan servislerinin yol geçen hanına çevirdiği, daha doğrusu cıfıt kazanının kaynadığı bir bölgede olduğumuzu biliyoruz. Orada güvenlik açısından bir duvar çekildiğini de biliyoruz. Bu duvarın sınırının, daha doğrusu tabanının nereye oturduğu konusu benim için önem arz eden bir konu. Eğer o sınır, daha doğrusu duvarın tabanı karşı sınıra yani sıfır noktasına oturuyorsa, biliyorsunuz, 820 kilometrede en az 3-5 tane Ceylânpınar kadar, en az 3-5 tane Çukurova kadar, Konya kadar yıllardır bakir kalmış bir araziyi tarımın hizmetine sunmak durumunda kalabiliriz.

Mayınların temizlenmesi konusu ihale edilmiştir, devam ettiğini biliyoruz. Efendim "Sizin şu şartlarda bunu dile getirmenizin zamanı mıdır?" diye söyleyebilirsiniz, savaş ortamında. Sınırın bu tarafında kalmış olan çok yerde asayişi mümkün olmayan yerler var. O arazi bizim elimizde olduğu zaman -ben şu düşünceyi kendi şahsım için söylüyorum, mutlaka partimin de bu konuda bir eleştiri alacağını zannetmiyorum- bu araziler Türkiye'nin geleceği konusunda çok ciddi önem arz eden ekonomik kaynaklardır. Bu kaynak eğer doğru dürüst kullanılırsa... Yani salt duygusal amaçlarla, politik hedeflerle, 1 dönüm, 2 dönüm, toprak reformu anlayışıyla fakir fukaraya vereceğim diye oy adına hesap edilmesi oraya yapılacak en büyük kötülüktür. Üretimin artık en fizibil olduğu yerler büyük çiftliklerdir. Köylüyü korumanın bir tek yolu vardır orada, köylüyü 1-2 dönüm arazi sahibi yapmak değil, köylüyü kurulacak kooperatiflere ortak yapmaktır. Artık bizim bölgemizde yani o bölgede verimli üretimin yapılabilmesinin en büyük şanslarından birisi o bakir topraklardır. GAP'ta elde ettiğimiz o eski toprakların çoğu maalesef yanlış sulamadan dolayı kireçlendi, kuyular bitti, daha önce 30-40 metreden elde edilen sulama projelerindeki su kaynakları 400 metreye düştü ve artık köylü, daha doğrusu Urfalı çiftçiler orada çiftçilik yapamıyor. Kilis'in güneyine kadar gidecek olan bu proje rahmetli Süleyman Demirel'in tabiriyle 7 küpeli gelindir. Bu 7 küpeli gelinin küpelerinin takılmasına geçmişteki başbakanların hepsi katkıda bulundu, onları da rahmetle anıyorum ama bu gelinin ne doğru dürüst yatak odası var ne arabası var ne fırını var ne çamaşır makinesi var ne de işini görecek sermayesi var. Onun için Sayın Bakandan ricam şu: Sayın Başbakanımızın Urfa'yı ziyaretinde bizi mutlu edecek en büyük olaylardan birisi GAP'a vereceği önemin kaynaklarla birlikte dile getirilmesi -daha çok sevindirici- olacaktır.

Bir vesileyle daha düşüncelerimi açıklamak istiyorum, daha doğrusu uzatmak istemiyorum. Görüyorum ki gruplar yorgun, Meclis yorgun, bir an önce bitirilmesini istiyorlar bugünkü toplantıların. Başkanın da tavrını gördüm, neredeyse çabuk çabuk bitirmemizde fayda olduğunu söylüyor. Ben bir vesileyle daha bu madalyanın Suruç'taki akrabalarımın da yaşadığı Urfa şehrindeki bütün Urfalılara, ülkemize onur getirmesini, verilen bedellerin karşılıksız kalmayacağını görmelerinin idraki içerisinde ulusa yaklaşmalarını diliyorum. O nedenle de tekrar Parlamentonun bu konudaki katkılarına şahsım adına, ülkem adına da teşekkür ediyorum. Madalya Urfa'ya hayırlı olsun. Gelecekteki Urfa'nın da, geçmişteki insanların canlarıyla bedelini ödediği bu toprakların mutlu ve huzur içerisindeki bütün halkların birlikte yaşadığı bir toprak olması dileğiyle saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (HDP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)