Konu: | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 69 |
Tarih: | 07.04.2016 |
ZİYA PİR (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sözlerime başlamadan önce hepimizin Regaip Kandili'ni kutluyorum. Umarım, Türkiye'nin barışa ve huzura biraz daha yaklaşmasına vesile olur.
Şimdi, 273 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 4'üncü maddesiyle ilgili konuşacağım. Neyle ilgili bu? Zorunlu trafik sigortası yani Kara Yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iki yıl üst üste bu kanunda değişiklik yapmıştır ama sorunlar ve özellikle sigorta poliçesi fiyatları tam 10 katına kadar artış göstermiştir. Bunların nedenlerini tam olarak biz anlamış değiliz. Elbette birileri rakamlar ortaya atıyor, işte "Son on yılın teknik borçları." gibi teknik kavramlar, bunları biraz daha irdelemek lazım.
Ben önce bu zorunlu trafik sigortasının ne olduğuyla ilgili bir iki cümle sarf etmek istiyorum. Diyor ki: "Kara yolları motorlu araçlar mali zorunluluk sigortası." yani bir sigorta. Bu sigorta çok basittir, dünyanın her yerinde olan bir risk sigortasıdır. Riskler nedir bu sigortada diye sorarsanız? Zaten bu kavramın içinde geçiyor. Bir: Kara yolları riski vardır. İki: Motorlu araçlar riski vardır. Üç: Bu Türkiye'de özellikle büyük bir sorundur, o motorlu araçları kullananlar yani insan riski vardır.
Bu konularda biraz mürekkep yalamış birisi olarak bazı şeyleri kavramakta doğrusu sıkıntı çekiyorum, öyle diyelim.
Şimdi, bu risklere bakalım. Kara yolları... Hükûmet ve AK PARTİ -sağ olsunlar- "İşte biz Türkiye'de şu kadar yol varken şu kadar duble yol yaptık, yolları bu kadar düzenledik, güzel hâle getirdik." diyor. Dolayısıyla bunun bir risk olmaktan çıkması ya da riskin bu konularda minimize edilmiş olması gerekiyor. Dolayısıyla bu kara yollarını riskten bir çıkaralım yani, 10 misli artışın içinde öyle bir risk olamaz. İkincisi: Motorlu araçlar diyor. Evet, yani o bir risk olabilir, Türkiye'de eskiden de motorlu araçlar vardı, o zaman da çok kalitesiz araçlara insanlar binmeye mahkûm ediliyordu bu meşhur ÖTV'den dolayı. Avrupa'da 20 bin liraya veya 20 bin euroya çok sağlam araçlara binilebiliyorken Türkiye'de aynı araca 150 bin lira veriyorsunuz ve vatandaş, tabii ki bu parayı o araçlara veremez. Dolayısıyla elbette araçların kalitesiz olması, virajlarda yollardan çıkması, kötü hava şartlarında, yol şartlarında daha yüksek riskler içermesi çok doğaldır. Dolayısıyla, yani burada bir risk var, araçlardaki ÖTV'yi de Hükûmet tekrar bir düşünme durumunda.
Üçüncü risk olarak, şoförler... Biz, tamam, gelişmekte olan bir ülkeyiz, Avrupa Birliğiyle ilgili görüşmeler yapıyoruz Avrupa Birliğine girebilir miyiz diye. Fakat, ehliyetlere bakıyoruz... Sürücü belgesi alırken insanlar ne gibi bir süreçten geçiriliyor, nasıl eğitiliyor, o konuları da tekrar irdelememiz lazım. Bu riskler var Türkiye'de ama o riskler de fiyatların yüzde bin kadar artmasına sebebiyet olamaz. Bizim gerekçemiz zaten önlerinizde var, zamanım da bitmek üzere, çok fazla okumak istemiyorum.
Sigorta şirketleri, efendim, zarar yapıyormuş. Zarar yapan bir şirket niye Türkiye'de hâlâ aktif? Türkiye'deki sigorta şirketlerinin yüzde 70'i yabancı şirketlerdir. Eğer bunlar zarar yapıyorsa Türkiye'den çoktan çekilmiş olması gerekiyordu ama çekilmiyorlar devam ediyorlar. Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, eğer gerçekten, millîlik ve yerlilik ilkelerine bağlıysanız o zaman vatandaşların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurun lütfen, uluslararası sigorta şirketlerinin değil.
Biz, bu kanunun bu 4'üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ediyoruz.
Teşekkür ederim.