GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Regaip Kandili'ni kutladığına, sokağa çıkma yasağı uygulanan yerleşim yerlerinde halka karşı acımasız bir savaş konseptinin devreye konulduğuna ve bu savaş konseptinin özellikle sivilleri hedefleyen acı sonuçlarının yaşandığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:69
Tarih:07.04.2016

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün mübarek üç ayların başlangıç günü ve mübarek Regaip Kandili. Bu mübarek ayların Türkiye'de, Orta Doğu'da ve tüm dünyada eşitliğe, adalete, özgürlüğe ve barışa vesile olmasını temenni ediyoruz.

Üç aylar, bildiğimiz gibi, insanın Rabb'ine dönmesi ve cüzi iradesinden kaynaklı nefsini terbiye etmesi anlamını da içeriyor. Bu kapsamda, elbette ki kastettiğimiz ya da kastedilen nefis bu dünyaya dair olan nefistir. Dolayısıyla, bu mübarek üç ayların Türkiye siyasetinde de tüm iktidari güçleri kendi elinde toplamak isteyen, güç zehirlenmesinin zirvelerinde dolaşanların bu yönlü nefislerini terbiye etmelerine vesile olmasını temenni ediyoruz. İnsanlar nefislerini terbiye ettiğinde ve toplumsal barışa kanalize olduklarında eminiz ki ülkemizdeki bu kan ve revan deryası da son bulur ve toplumsal barışımız açısından da sorunlarımızın çözümü açısından da yeni bir şans yakalanmış olur. Bu bağlamda, tekrar mübarek Regaip Kandili'nin tüm inananlara, tüm İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Sayın Başkan -dün de ifade etmiştim- hâlâ Silopi, Sur, Yüksekova, Nusaybin ve Şırnak'ta uygulanan sokağa çıkma yasaklarıyla beraber orada yaşayan halka karşı çok acımasız bir savaş konsepti devreye konmuş durumda. Çatışmalı süreç ve savaşın getirmiş olduğu can kayıpları, her bir can kaybı zaten her gün yüreğimizi yakarken bu savaş konseptinin özellikle sivilleri hedefleyen acı sonuçlarını da maalesef yaşamaya devam ediyoruz.

Özellikle AKP'li yetkililerin terörle mücadele yalanı üzerinden meşrulaştırmaya çalıştıkları bu savaş konsepti, dün evlerine tank top atışı isabet eden 8 Silopili yurttaşın yaşamını yitirmesiyle sonuçlandı. Dün de burada AKP'li hatipler konuştuklarında o can kayıplarının terörle mücadele kapsamında olduğunu söylemişlerdi. Tırnak içerisinde ifade ediyorum, "terörist" dedikleri o kişiler arasında en son 70 yaşındaki Zülfiye Şalk ve onun 2 yaşındaki torunu Esra Şalk var. Herhâlde, AKP'li yetkililer çıkıp 2 yaşındaki bir çocuğun hangi aşamada ideolojik, örgütsel, askerî bir eğitim aldığını...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum, lütfen tamamlayınız Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

...hangi güvenlik gücüne silah sıkarken ya da direnç gösterirken tank atışıyla etkisiz hâle getirildiğini de açıklarlar sanırım. Bunu kabul etmek mümkün değil, kınıyoruz. Bu savaş konsepti her geçen gün zaten teşhir oluyor.

Diğer taraftan, Silopi'de en temel insani ihtiyaçların karşılanmasına izin verilmiyor yani bütün bir kent merkezinde suyun akmasıyla ilgili talepler bile henüz karşılanmış değil. Aynı şekilde, İdil'de, orada bulunan yurttaşlara sıcak yemek ve yardım malzemesi dağıtan yerel yönetimlerimiz ve sivil toplum örgütlerinin çabaları engelleniyor. Cizre'de, hemen hemen girilen bütün evlerde beyaz eşyalar ve buzdolapları tahrip edilmişti. Gönderilen beyaz eşyalara ve buzdolaplarına el konuluyor. Yani, en temel insani ihtiyaçlara bile engel çıkaran bir savaş konseptini yürüten bir Hükûmet pratiğiyle karşı karşıyayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu konseptin "baş eğme", "baş kesme", işte "baş verme" gibi IŞİD zihniyetini çağrıştıran bir söylem üzerinden topluma kanıksatılmaya çalışılmasını da kabul edilemez bulduğumuzu, çözüm ve barış iradesi dışında hiçbir seçeneğe, hiçbir çözüm seçeneğine sahip olmadığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.