| Konu: | İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu'nun Türkiye'nin insan haklarına ilişkin standartlarını yükselteceğini ümit ettiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 06.04.2016 |
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
İnsan hakları meselesinin dünya tarihinde uzun bir perspektifi vardır, uzun bir pratiği vardır. İslam dünyasında Kur'an'ın getirdiği normlardan, Peygamber'imizin Veda Hutbesi'nden, büyük fakihlerin katkılarından modern düşünürlerin yorumlarına kadar bir mecra olduğu gibi; Batı dünyasında da eski Yunan düşünürlerinden başlayıp, Aquinolu Thomas'tan, Saint Augustine'den ondan önce ve günümüze doğru liberal düşünceden John Locke'tan, farklı ekollerden, "habeas corpus"tan, o uzun tarihten gelen derin bir ırmak söz konusu.
Bugün modern dünyada bütün bunlar aslında ortak bir havuzda bir araya geliyor ve modern, demokratik, özgür, insan haklarına yaslanan toplumların nasıl olması gerektiğine ilişkin küresel ölçekte birtakım normlar teşekkül ediyor. Türkiye de bu yolculuğun bir parçası, dünya tarihinde insan haklarına ilişkin bu sürecin bir parçası olarak büyük çabalar gösteriyor. 1992 yılında Mecliste İnsan Hakları Komisyonu oluşturuldu, 1992 yılında. Bunun altını çizmek isterim, ondan önce İnsan Hakları Komisyonu yoktu ve muhtemelen İnsan Hakları Komisyonu kurulduğunda da birtakım insanlar bunu bir efekt, insan haklarına ilişkin bir eklenti olarak görmüş olabilirler ama bugün İnsan Hakları Komisyonu Mecliste çok önemli görevleri ifa ediyor.
Daha sonraki dönemlerde de sivil toplum kuruluşlarının, farklı çevrelerin katkılarıyla insan haklarına ilişkin normlar gelişti, yerleşti. İnsanlar, siyasal farklılıklarının ötesinde, bu konuya ilişkin kimi normlarda en azından bir araya geldiler, ortak oldular. Biraz da modern toplum olmak böyle bir şeydir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız, mikrofonunuzu açıyorum.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Siyasi rekabet, farklılıklar elbette olur ama bunların ötesinde, ortak olduğumuz normlar da bizi bir toplum ve gelişmiş, modern insanlığın bir parçası hâline getirir.
Bugün yüce Parlamentonun birazdan takdirine sunulacak olan İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu da bu yolculuktaki kanunlardan birisidir, Türkiye'nin insan haklarına ilişkin standartlarını yükseltme iddiasındadır.
Kıymetli muhalefetin eleştirileri oldu müzakereler sürecinde, muhakkak olmaya da devam edecek. Bundan sonra siyasi süreçte, iktidar-muhalefet ilişkileri bağlamında kimi zaman katkılar kimi zaman eleştirilerle bu işler yürüyecek. Kimin iktidarda olduğu, kimin muhalefette olduğu da o kadar önemli değil. Ama biz AK PARTİ olarak, Hükûmet olarak buraya bu yasayı getirirken Türkiye'nin standartlarını yükseltme iddiasını taşıyorduk ve bunu anlatmaya çalıştık, ümit ederiz ki önemli ölçüde anlatmışızdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Açıyorum mikrofonunuzu, lütfen son cümleleriniz...
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Bu, tabii, insan haklarına ilişkin tekemmül etmiş, nihai olarak bu işi noktalandıran bir kurum olmayacaktır, Türkiye'nin ve dünyanın yolculuğu devam edecektir. Ümit ederim ki standartları bir ölçüde olsun yükselten ve bizim modern dünyaya ilişkin, bu normlara ilişkin yolculuğumuzu tahkim eden bir kurum kanunu olarak yerini alacaktır. Bunu ifade etmek istedim.
Teşekkür ederim.