GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:67
Tarih:05.04.2016

MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu yasa "Avrupa Birliği uyum" adı altında çıkartılan bir yasa, Avrupa Birliği istediği için, zorladığı için çıkartılan bir yasa ve bununla birlikte mülteci kabulü yapılırsa ve birçok yasa çıkartılırsa altıncı aydan sonra beyefendiler de lütfederse Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarının vizesiz dolaşım hakkı elde edilecek. Tabii, bununla ilgili istedikleri, bize dikte ettikleri, dayattıkları birçok şey var, biz de sanki bunlara çok ihtiyacımız varmış, onlardan alınacak çok ders varmış gibi veya onlardan öğreneceğimiz şeyler varmış gibi bu yasalarla uğraşıyoruz.

Bir defa, insan hakları konusunda Avrupa önce kendisine bakmalı. Yani bizim, Avrupa'dan insan hakları konusunda alabileceğimiz hiçbir ders yok ki. Yani onlar dün Afrika'yı işgal ettiklerinde oranın bütün tabii kaynaklarını sömürdüler, insanları aldılar, götürdüler, kendilerine köle yaptılar; Amerika'yı işgal ettiklerinde, Amerika Kıtası'nı keşfettiklerinde Kızılderilileri yok ettiler, Kızılderili'nin nesli kalmadı. Dolayısıyla, yine kendi aralarındaki savaşlarda Yahudileri fırınlara atarken bizim atalarımız Yahudileri aldılar, kendilerini burada misafir kabul ettiler ve yerleştirdiler, onların yaşamasına müsaade ettiler. Onun için, bizim, Avrupa Birliğinden bu manada, Avrupa ülkelerinden bu manada alabileceğimiz hiçbir ders yok ama biz neyin ezikliğini yaşıyoruz, neyi bu manada haykırıp söyleyemiyoruz anlayamadığımız nokta burası. Yani 3 milyar avro veya 6 milyar avro karşılığında, burada hayatlarını riske atarak, kimisi boğularak, kimisi boğulmayı atlatarak Avrupa'ya gitmiş mültecileri tekrar geri kabul ediyoruz yani sanki Türkiye'de yaşayan onca Suriyeli yetmiyormuş gibi bir de onların gönderdikleriyle biz burada uğraşacağız.

Yani, bakın, değerli arkadaşlarım, Türkiye'de hırsızlık arttı, fuhuş arttı, adam öldürme, darp attı, kapkaç arttı, artık insanların can emniyeti yok, mal emniyeti yok. Akşamüzeri bir bakıyorsunuz bir bağırtı çöküyor, ne oldu? Birinin evini soymuşlar. Koştur koştur oraya gidiyorsun. Ne oldu? Suriyeliler girmişler, soymuşlar. Yani ben o insanları hor görmüyorum, asla böyle bir mana çıkmasın, Allah onlara yardım etsin, Allah kimseyi vatansız bırakmasın, Allah kimseyi vatanından kaçmak zorunda bırakmasın. Ama onları bu duruma düşürenlere lanet olsun. Yani onları hangi hakla bu duruma düşürdüler? Kimler düşürdü, kimler bunun destekçisi oldu, Allah onların belasını versin. Ben onları yadırgamıyorum, insanlar aç. Yani böyle bir atasözü var ama biraz argo olur, burada söylemek istemiyorum. Neyse...

Değerli arkadaşlarım, yani, biz, vizesiz dolaşım hakkı alacağız diye, Avrupa Birliği bize bunu verecek diye, bize dayattıkları birçok yasayı çıkartmakla şu anda mükellefiz. İşte insan hakları konusu da bunlardan bir tanesi. Demin de söylediğim gibi, onlar Afrika'nın madenine talipken bizim atalarımız Afrika'ya gittiklerinde oraya hizmet götürmüşler, bizim atalarımız Balkanlara gittiklerinde oraya köprü götürmüşler, han götürmüşler, hamam götürmüşler ve -insanlara insanca yaşamayı- dinî vecibelerini dahi serbest bırakmışlar ama bugün Avrupalı, gittiği her yere kötülük götürmüş, kan götürmüş, gözyaşı götürmüş. İşte Afganistan, işte Irak, işte Suriye yani gözümüzün önünde en basit yaşadığımız, gördüğümüz ülkeler bunlar. Yani bir karıştır, birbirine düşür, ondan sonra onlar birbirini gırtlaklarken sen silah sat, zengin ol ve o ülke birbiriyle uğraşırken, birbirini yerken git oraya konuşlan, o ülkenin tabii kaynaklarını al, kendi cebine doldur, kendi vatandaşlarına götür. Bunların anlayışı bu. Onun için, onlardan bizim alabileceğimiz hiçbir ders yok. Onların vatandaşları bizden çok daha kıymetli değil. Onların insanlarının hayat tarzı bizden çok daha önemli olmamalı. Ama bugün baktığımız zaman, Avrupalı, kendi insanının hayatını korumak, kendi insanına daha iyi hayat yaşatabilmek için başka ülkelerin insanlarını ezip, başka ülkenin insanlarını ayaklarının altına alıp onların her türlü haklarını, hukuklarını ellerinden almaya çalışıyor.

Onun için, bu manada bizim Avrupa Birliğine vereceğimiz çok şey var, anlatacağımız çok şey var ama Avrupa Birliğinden alacağımız hiçbir şey yok. Avrupa devletlerinden alacağımız hiçbir şey yok. Onlar önce Afrika'nın hesabını versinler, onlar önce Kızılderililerin hesabını versinler.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)