| Konu: | Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 31.03.2016 |
HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın vekiller; 149 sıra sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanun Tasarısı hakkında 14'üncü madde noktasında konuşuyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün Tahir Elçi'yle ilgili bazı konuşmalar yapılırken grup sözcüsü sayın arkadaşlarımızın ve bazı milletvekili arkadaşlarımızın inanılmaz tepkilerine şahit oldum ve inanamadım. Arkadaşımız son derece yalın ve net bir şekilde, bunun sorumlusu kimse hiçbir taraf gözetmeden ortaya çıkarılması noktasında "Gelin, birlikte bir iş yapalım, bir adım atalım." dedi. Fakat grup sözcüsü değerli arkadaşımız "Neden böyle telaşlanıyorsunuz, neden böyle etekleriniz tutuşuyor, niyedir bu telaşe?" İşte "Sizsiniz sorumlu." gibi hedef göstermelerle ithamlarda bulundu. "Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek." dedi fakat partiden olan, bu konu hakkında konuşan arkadaşlarımız çok net bir şekilde bunu ifade etmiş olmalarına rağmen hâlâ asıl telaşlananın kim olduğunu bizi izleyen seyirciler de, halkımız da, burada Mecliste bulunan arkadaşlar da gördüler. Bu kadar net bir çağrıya hâlâ hayır demenin telaşını ben de anlayabilmiş değilim.
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanun Tasarısı'nda 11 üyeden oluşması öngörülen kurum üyelerinin 8'i hükûmet tarafından, 3'ü Cumhurbaşkanı tarafından atanması, insan haklarının ve eşitlik alanlarının daraltılması, sivil alandan çıkarılıp egemenlik alanına hapsedilmesi demektir, bunu günlerdir arkadaşlarımız anlatıyorlar. Bakın, öyle bir ülkede yaşıyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti Sayın Cumhurbaşkanı Amerika'da "İnsan hakları, ifade özgürlüğü noktasında en ileri derecede olan ülkelerden birisi Türkiye'dir." diye konuşma yaptığı saatlerde bu akşam İstanbul'da, dün ifade vermeye gelen bir kadın akademisyen arkadaşımız, Meral Camcı tutuklandı. Neden? Sadece barış istediği için, barışa imza verdiği için.
NURETTİN ARAS (Iğdır) - Elinizde silah, dilinizde barış.
HÜDA KAYA (Devamla) - Şimdi, 11 üyenin hepsi böylesine bir egemen, böylesine bir zihniyetin tekeli altında toplanırsa, sivil alandan muaf tutulursa dünyanın her bir tarafında, dünya haklarının, vicdanının gözünün önünde, Türkiye'nin ne kadar ileri insan hakları derecesinde olduğunu anlatırsak anlatalım, Türkiye'de yaşanmakta olan insan hakları eşitsizlikleri, mağdurlukları, her türlü haksızlıklar nasıl giderilecek? Bu kafayla, bu zihniyetle biz kime neyi anlatacağız? Zulmeden, haksızlık yapan, en tepeden, üst akıldan en alt kademelere kadar bir devlet organının hepsi, tamamı darbe yönetimlerini bile geçen bir zulmü yaşatırken insanlar mağdur bırakıldığında nereye başvuracaklar?
Sevgili arkadaşlar, Bakara Suresi 2'nci ayetikerîme var: "Hakikati bildiğiniz hâlde doğruyu yanlışla karıştırmayın ve bile bile gerçeği gizlemeyin." der Allah. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sana söylüyor.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Ayetten niye rahatsız oluyorsunuz ya? Ayetten de mi rahatsız oluyorsunuz?
HÜDA KAYA (Devamla) - Tahir Elçi'nin katilini Diyarbakır'da savcı da biliyor, devlet görevlileri de biliyor, içinizden bilenler de çok iyi biliyor ama hakkı gizlemeyelim arkadaşlar.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Vekil, tekrarlar mısınız? Tekrarlar mısınız, anlamadık.
HÜDA KAYA (Devamla) - Ne olur, hakkı gizlemeyelim.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tekrarlar mısınız, anlamadık.
HÜDA KAYA (Devamla) - Evet, evet.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım lütfen.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Lütfen tekrarlayalım, anlamadım.
HÜDA KAYA (Devamla) - Evet, tutanaklardan bakarsınız.