| Konu: | Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 31.03.2016 |
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Diyarbakır'da yine haince bir saldırıda şehit olan polislerimize Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı'nın maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Hükûmetin uyguladığı dış politikayla ülkemiz, Suriye'de devam eden savaşın hem tarafı hem de hedefi hâline geldi. Bu savaş ülkemizi ve AB ülkelerini, sayıları milyonlarla ifade edilen bir göç dalgasıyla karşı karşıya bıraktı. AB'yle yapılan mülteci pazarlığı neticesinde vize muafiyeti için bu tasarıyı konuşuyoruz.
Şimdi ismini değiştirdiğiniz kurum 6332 sayılı Kanun'la kurulurken Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun o dönem yaptığı eleştirilerin ne kadar yerinde olduğu çok kısa bir sürede getirdiğiniz bu düzenlemeyle görülmüştür. (CHP sıralarından alkışlar)
Dünyanın bütün ülkelerinde zaman zaman insan hakkı ihlalleri yaşanır. Yaşandığı ülkelerin demokrasilerinin gelişmişlik düzeyleriyle orantılı olarak bu ihlallere ilişkin çeşitli yaptırımlar uygulanır ya da örtbas edilir. Peki, bizim ileri demokrasilerimizde durum nedir? Şöyle kısaca yakın tarihimize bakacak olursak; 6-7 Eylül 1955 İstanbul'da gayrimüslimlere yönelik katliam girişimi, saldırılar; 1 Mayıs Taksim katliamı; Çorum, Maraş, Sivas'ta, Başbağlar'da yaşanan insanlık suçu katliamlar; Suruç'ta, Reyhanlı'da, Ankara'da ve İstanbul'da yaşanan katliamlar; Gezi olaylarında destan yazanların katlettiği gençlerimiz gibi onlarca insan hakkı ihlalini sayabiliriz.
Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmeti olarak bugün "paralel" dediğiniz ve dün kol kola yürüdüğünüz ekiple, bu ülkede terörle mücadelede görev yapmış ne kadar komutan varsa, ne kadar cumhuriyet aydını varsa Ergenekoncu ilan ederek Silivri toplama kampına doldurdunuz. Dün, insanları Ergenekoncu ilan edenlerle eş savcılık makamında oturanlar bu defa, birlikte görev yaptıkları eş savcıları terör örgütü üyesi ilan ettiler. "Paralel" dediler, "Pensilvanya" dediler; "faiz lobisi", "vaiz lobisi" diyerek algıyı ters yüz ettiler. Şimdi ben soruyorum: Caiz mi arkadaşlar? Şimdi o savcıların bir kısmı kaçak, bir kısmı tutuklu. Bakanlarınızın önünde kuyruğa girdiği zat ABD'de tutuklu, gençlerimizi sokak ortasında katleden destancılar ise sokaklarda özgür.
Değerli milletvekilleri, bugün ülkede paralel örgütlenme modeli Türkiye Cumhuriyeti'nin merkezine oturdu. Bugün Türkiye'de seçimle işbaşına gelmiş 64'üncü AKP Hükûmeti hukuken işbaşında olmasına rağmen, Beştepe'ye atanmış danışmanlardan oluşan bir paralel hükûmet Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hilafına iş ve eylemlerde bulunmaktadır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Arkadaşlar, hak ihlalleri, insan hakları mevzubahis olduğunda devlet vareste tutularak bu hak ihlalleri konuşulamaz. Şimdi, dostlar alışverişte görsün kabilinden ismini değiştirdiğiniz kurum Hükûmetin ikizi. Ne yapacak vatandaş? Hakkını ihlal eden kişinin ikizine "Benim hakkımı koru" mu diyecek? Bunu beklemek saflık olur.
Bu tasarıya göre, oluşacak kurulun 8 üyesini Bakanlar Kurulu, 3'ünü Cumhurbaşkanı seçecek. Bu kurulun üyelerinin tamamını iktidarın seçmesi kabul edilemez. İktidar grubu Avrupa ülkelerinden örnekler verdi ancak Avrupa ülkeleri, demokrasi standardı yüksek, hak ihlallerinin minimum düzeyde gerçekleştiği ve ihlal edenin cezalandırıldığı yer. O ülkelerde devleti yönetenler mahkemelere talimat vermiyor. O ülkelerde cumhurbaşkanları yerel mahkemeler için "Anayasa Mahkemesi kararına uymak zorunda değiller." demiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Yani "Parası neyse veririz, hak ihlali de yaparız." diyen bir Sayın Cumhurbaşkanı yok o ülkelerde.
Değerli milletvekilleri, bütün bu anlattıklarımızın ışığında, bu tasarıyla ihdas edilen kurumun ülkemizde cereyan eden hak ihlallerini önleme adına etkili olabileceğine inanmadığımızdan, bu şekliyle bu tasarıya ret oyu vereceğimizi belirtir, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)