| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 31.03.2016 |
HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önergeyle ilgili olarak AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Ancak konuşmama geçmeden önce, az önce Diyarbakır'da PKK'nın hain saldırısında, yine bomba yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıda -polis servis aracımıza- çok sayıda yaralı polisimiz var. Allah'tan kendilerine acil şifalar diliyorum. Yine bugün Şırnak'ta PKK teröristlerinin açtığı ateş sonucu bir sivil vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Kendisine Allah'tan rahmet dilerken bu terörist saldırıları gerçekleştiren PKK'yı, onların destekçilerini ve sözcülerini de lanetliyorum.
Değerli milletvekilleri, Sayın Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilimiz ve arkadaşları tarafından verilmiş olan önergede, Avrupa Birliği düzenlemeleri çerçevesinde atık yağların biyodizel olarak kullanımı konusunda Meclis araştırması istenmektedir. Öncelikle, hepimizin bildiği gibi, içinde yaşadığımız kainata "çevre" diyoruz. Çevrenin bir sürü akademik tanımı yapılabilir ama basit bir biçimde kâinat çevredir ve Allahuteala bu kainatı muhteşem bir düzen üzerine yaratmıştır. Ancak, insanoğlu, istifadesine sunulan bu kainatı ne yazık ki açgözlülük ve sorumsuzlukla tarumar etmekte ve geleceğimize de ipotekler koymaktadır. Bu anlamda da son yıllarda tüm dünya genelinde çevre duyarlılığı önemli oranda artış göstermiştir ve göstermektedir de.
AK PARTİ olarak bizim de temel yaklaşımımız, her türlü politika ve kararda çevreyi öncelikli olarak göz önünde bulundurmaktır. Çevrenin korunmasını sadece ulusal ve uluslararası bir sorun olarak görmekle kalmıyor, aynı zamanda nitelikli bir kalkınmanın da ancak sürdürülebilir çevre politikalarıyla mümkün olduğunu biliyor ve savunuyoruz. Bu hassasiyetimiz ve ilkelerimiz sebebiyledir ki 2002 yılından beri devam eden 14 yıllık iktidarımızda Türkiye'de çevre alanında çok önemli yatırımlara imza attık. Birkaç tane örnek vermek istiyorum: 2002 yılında Türkiye'de sadece 145 tane atık su arıtma tesisi varken bugün 4 katından daha fazla 650 tesisimiz; 2002 yılında katı atık düzenli depolama alanımız sadece 15 iken, vahşi depolama yapılırken bugün 79 düzenli depolama alanımız; tehlikeli atıkların düzenli depolanmasıyla ilgili sadece 1 tesis varken bugün 8 tesisimiz ve yine tehlikeli atıkların geri kazanım tesisi sadece 18'ken 20 katın üzerinde artarak bugün 370 rakamına ulaşmış bulunmaktadır. Bu da AK PARTİ Hükûmeti olarak ve iktidarı olarak çevre konusunda ne kadar duyarlı olduğumuzu gösteren çalışmalardan sadece birkaç tanesidir.
Meclis araştırmasıyla ilgili söz konusu önergede Avrupa Birliği 2003/30 Direktifi çerçevesinde atık yağlardan elde edilen biyodizelin fosil yakıtlarda kullanımıyla ilgili düzenlemenin Türkiye'de uygulanmadığı, bununla ilgili adım atılmadığı söyleniyor. Oysa değerli arkadaşlar, yine bu alanda ilk adım iktidarımız döneminde, 2005 yılında Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği'yle atılmış ve hemen akabinde 6 Haziran 2015 tarihinde ise yine bizim iktidarımız tarafından bu yönetmelik tekrar revize edilmiş, bitkisel atık yağlardan sadece biyodizel ve biyogaz üretimi esas alınmış, bunun dışında yemlik yağ ve kozmetik üretiminde kullanımı yasaklanmıştır ki biyodizel üretiminin teşvik edilebilmesi amacıyla. Şunu da belirtelim ki söz konusu bu yönetmelik Avrupa Birliği müzakerelerinde bizzat Avrupa Birliği müzakerecileri tarafından övgüyle karşılanmıştır.
Ülkemizde biyodizel üretiminin teşvik edilmesi amacıyla Maliye Bakanlığımızca Resmî Gazete'de yayımlanan 25 Şubat 2011 tarih ve 27857 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'yla biyodizel ve yakıt biyodizeline ÖTV muafiyeti getirilmiştir.
Yine, Resmî Gazete'de yayımlanan 27 Eylül 2011 tarihli 28067 sayılı Motorin Türlerine İlişkin Teknik Düzenleme Tebliği'nde de ÖTV muafiyetinden yararlanabilmek için yapılan düzenleme neticesinde 1 Ocak 2014'ten sonra en az yüzde 1, 1 Ocak 2015'ten itibaren en az yüzde 2, 1 Ocak 2016'dan itibaren ise en az yüzde 3 oranında biyodizel kullanımı şartı getirilmiştir ÖTV muafiyetinden yararlanabilmek için. Bu kapsamda yapılan bu teşvikler sayesinde Türkiye'de biyodizel üretiminde önemli artış gerçekleşmiştir. 2015 yılında yerli tarım ürünleri ve atık yağlardan elde edilen biyodizelin toplamı 69.326 ton olup bunun 21.040 tonu az önce bahsettiğimiz atık yağların geri dönüşümü suretiyle elde edilen biyodizeldir. Şu an ülkemizde 34 adet biyodizel üretim işletmesi bulunup bunların toplam kapasiteleri de 561.217 tondur. 2010 yılında sadece 10.800 ton atık yağlardan biyodizel üretilirken dört yılda yüzde 100 artışla 21.040 tona ulaşmış bulunmaktayız. Bu da, sadece, Maliye Bakanlığımızın ÖTV teşviki sayesinde ulaşılmış güzel bir rakam. Ancak, elbette bu yeterli değildi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumumuz bu konuda önemli bir çalışma yaptı.
Sayın hatip az önce konuşurken doğruları anlattı, teşekkür ediyorum. Yalnız, verilen önergede bu konuda bir taslak hazırlandığı, askıya çıktığı, sonra askıdan indirildiği söyleniyor ve sanki vazgeçilmiş gibi bir görüntü veriliyor. Öyle olmadığını az önce kendisi söyledi, teşekkür ederiz. EPDK bu konuda bir taslak hazırlamıştır ve bu taslağı görüşe açmıştır -askıya çıkma budur- ve gerçek de bu taslakta da binde 1 olarak öngörülüyordu. Ancak, askı süresinde gelen görüşlerden sonra ve özellikle de 2015'te biyodizel üretimindeki bu artış da görülünce, aslında binde 2 hedefinin ulaşılabilir olduğu görüldü ve taslak binde 2 olarak revize edildi. Geçen hafta Maliye Bakanlığımızdan da uygun görüş geldi ve inşallah önümüzdeki günlerde biyodizelle ilgili olarak binde 2 zorunluluğu yürürlüğe girmiş olacak. Dolayısıyla, bir askıdan inme söz konusu değil, katılımcı yönetimin gereği olarak tarafların görüşlerinin değerlendirilebilmesi süreci vardı ve bu süreç de sağlıklı bir biçimde gerçekleştirilmiş oldu.
Değerli arkadaşlar, hepiniz takdir edersiniz ki çevreyle mücadele çok yönlü ve çok aktörlü sürdürülmesi gereken bir politikadır ve burada özellikle de vatandaşın bilinci çok önemlidir. 2005 ve takip eden yıllardaki düzenlemelerle bir yandan kafeterya, lokanta, yemek siteleri gibi yerlerdeki atık yağların toplanması lisanslı işletmecilik zorunluluğuyla bakanlığımız tarafından yapılmaya başlanmıştır, ilave olarak evdeki atıkların toplanması sorumluluğu belediyelerimize verilmiştir. Birçok belediyemiz bu konuda çalışma yapıyor, inşallah tamamı bu çalışmaya tam olarak katılır. Bunun yanı sıra, ayrıca, bu iki projenin dışında bakanlığımız yine yeni bir proje başlatmıştır. Bu proje kapsamında okul, cami gibi 50 bin noktada bu atık yağların toplanmasıyla ilgili noktalar oluşturulmuştur. Bir yandan da bakanlığımız yaptığı yayınlarla kamuoyunun, vatandaşın bilincini artırmak için çalışmalar sürdürmektedir.
Ben sayın hatibe yaklaşımından dolayı teşekkür ediyorum. Çevre hepimizin sorunudur ama hamdolsun bakanlığımız bu konuda gerçekten çok ciddi adımlar attı ve atmaya devam ediyor. Meclis araştırması gibi bu işi politik noktalara çekmek yerine hepimizin belediyeleri var, 1.397 belediyemiz var; gelin, hep beraber AK PARTİ'siyle, CHP'siyle, MHP'siyle, HDP'siyle 1.397 belediyemizin de bu evsel atıkların toplanması noktasında seferberlik yapmasına gayret gösterelim. Bu işi politika malzemesi yapmayalım diyorum ve bu arada da sayın bakanlığımızın yetkililerine bu çalışmalarından dolayı, gayretlerinden dolayı teşekkür ederim. Bu arada 39 kadar Avrupa Birliği projesinin de yine bakanlığımız tarafından sürdürüldüğünü de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sözlerimize son vermeden önce AK PARTİ Grubu olarak bu öneriye "Evet." demeyeceğimizi çünkü zaten bakanlıkça bu konuda alınmış tüm mevzuat tedbirlerinin alındığını, projelerin yürütüldüğünü ancak kamuoyunun bilinçlendirilmesi konusunda da tüm partileri partilerüzeri davranmaya davet ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.