GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:63
Tarih:30.03.2016

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerimiz hakkında söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Aslında arkadaşlar, bunu dinlemenizde ben büyük bir fayda görüyorum çünkü hepimizi ilgilendiren çok önemli bir konu, yarın da hepimizin başına gelebilecek veya çalışma arkadaşlarımızın başına gelebilecek bir konu.

Konu özetle şu, somut konudan başlayalım: Geçtiğimiz hafta cumartesi günü Düzce ilinde bir terör saldırısı gerçekleşti, İl Başkanımız Sayın Zekeriya Tozan'a karşı.

Olay şu: Saldırganlar önce Sayın İl Başkanını araçla yaklaşık otuz kilometre takip ediyorlar, sonrasında -basit bir trafik kazası gibi- arkasından bir araçla çarpıyorlar, onun inmesi üzerine iki kişi tarafından saldırılıp darbediliyor, üçüncü bir kişi de kameraya çekiyor ve bu kamera görüntülerini sosyal medya üzerinden paylaşıyorlar kendileri, IŞİD'vari ve bu görüntülerin altında "bugün ona, yarın size" gibi tehdit içerikli bir mesaj. Yani, tıpkı IŞİD'in eylemleri gibi; önce terör eylemini yap, arkasından da bunu sosyal medyada yayınla ve toplumu tehdit et, siyasileri tehdit et. Arkadaşlar, bu kesinlikle bir mesaj. Biz Düzce'de de söyledik, burada da söylüyoruz; bu tür mesajları biz ayağımızın altına alır çiğneriz, böyle mesajı kabul etmeyiz, bunu bize kimse kabul ettiremez. Bunun bir terör saldırısı olduğu konusunda da ısrarlıyız. Bu olay üzerine sanıklar Düzce Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Mahkeme doğru bir karar verdi. Bizler soruşturmanın genişletilmesini talep ettik, bunun örgütlü bir suç olduğunu iddia ettik ancak maalesef dün itibarıyla sanıklardan 2 tanesi itiraz üzerine tahliye oldu. Burada, çok üzüldüğümüz bir yer var, onu özellikle belirtmek istiyorum: Maalesef bu sanıkları, bu eşkıyaları, birilerinin "Evde zor tutuyorum." dediği insanlardan olduğunu tahmin ettiğimiz bunları savunma görevi -üzülerek söylüyorum- o ilde siyaset yapan AKP'nin il yöneticisine düşmüş; bundan üzüntü duyuyoruz, hicap duyuyoruz. Böyle bir şey olabilir mi? Sen kendi ilinde bir siyasi partinin il başkanına saldıran sanıkların avukatlığını yapıyorsun.

Arkadaşlar, biz Düzce'de de söyledik, bu işin arkasında başka bağlantılar olduğunu düşünüyoruz. Ama, bunun arkasından umarım AKP çıkmaz diyoruz, inadına yapar gibi AKP'nin il yöneticisi bu sanıkların avukatlığını üstlenmekte hiçbir sıkıntı duymuyor âdeta meydan okur gibi.

Sayın Zekeriya Tozan'a, Düzce İl Başkanımıza yapılan bu saldırının sebebi neymiş peki, bunu merak ediyorsunuzdur eminim. Gerçi, pek meraklı gözlerle de bakmıyorsunuz ama. Arkadaşlar, sanıklar diyor ki ifadesinde: "Biz İl Başkanını gördük -sanki aniden gelişmiş bir olay gibi, kıvırıyorlar, bunu biz anlıyoruz da söyledikleri önemli- onu görünce..." Geçen hafta suç duyurusunda bulundu Düzce il örgütümüz. Kim hakkında? Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP yöneticileri hakkında. Ne için? Teröre yardım ve yataklıktan dolayı. "Çözüm süreci" adı altında yürüttüğünüz süreçte siz aslında teröre yardım ve yataklık ettiniz, MİT Müsteşarı da şüpheliler arasında gösterildi. Şimdi, bu sanıklar ne yapmış? Onları görünce, Zekeriya Tozan'ı görünce akıllarına o gelmiş, "Vay, sen bizim Sayın Cumhurbaşkanımıza nasıl vatan haini suçlaması yöneltirsin; vay, sen Sayın Başbakanımıza, Sayın MİT Müsteşarımıza nasıl vatan haini suçlaması yöneltirsin?" "İşte bundan dolayı saldırdık." diyor.

Arkadaşlar, bu saldırıyı yapanlar "Osmanlı Torunları" diye bir dernek kurmuş -hani sizin şu bilindik Osmanlı Ocakları var ya, bunların herhâlde yavru örgütü- böyle bir sivil toplum adına hareket ettiğini de söylüyorlar, tehditleri de bunlar adına yapıyorlar. Biz, bu gözü dönmüş eşkıyalara pabuç bırakacak değiliz, hiçbir zaman da bırakmayız, demirden korksak trene binmezdik. Türkiye'nin her yerinde bu tür saldırılar yapılıyor. Şu Meclis kürsüsünde bile defalarca saldırdınız bize ve arkadaşlarımıza, defalarca saldırdınız. Cumhurbaşkanımızın her yaptığı toplantıda biz sözlü saldırıya uğruyoruz zaten, hakarete uğruyoruz her türlü. Ama şunu fark etmiş olmanız lazım, bu tür saldırılar bize geri adım attırmıyor hiçbir zaman; sadece daha cesaretli hareket etmemize, daha birlik beraberlik içerisinde hareket etmemize katkı sağlıyor.

Sayın milletvekilleri, az önce söyledim, grubunuz çok dikkatli dinlemiyor ama...

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Özcan Bey, seni çok dikkatle dinliyorum, çok dikkatle.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Üç gün önce benim Düzce İl Başkanımın başına gelenin on beş dakika sonra, bir saat sonra, bir gün sonra sizin bir il başkanınızın veya sizin başınıza gelmeyeceği anlamı çıkmaz bundan.

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Kesinlikle.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Yarın bir tane daha siyasi Türkiye'de saldırıya uğrarsa, bu saldırı silahlı bir saldırı olursa -Allah korusun- hayatını kaybederse bunun vebalini kim ödeyecek, kim taşıyacak? Bu çok önemli bir konu. Bakın 1980 öncesinde siyasi cinayetlerin yaşandığı bir ülke burası. 1980 öncesine dönmemize bir adım kaldı maalesef, üzülerek söylüyorum, üzülerek söylüyorum.

Peki, bu saldırganları bu tür olayları yapmaya teşvik eden ne bunu asıl düşünmemiz lazım. Ana sebep, bana göre, özellikle iktidar partisi yetkililerinin kullandığı üslup arkadaşlar, üslup. Siz bize buradan, Meclis kürsüsünde milletvekili arkadaşlarınıza, milletin vekillerine saldırırsanız, Sayın Cumhurbaşkanı her konuşmasında bize hakaret eder, tehdit ederse üstü kapalı olarak, işte "Evde zor tutuyorum." dediklerinin bir kısmı da sokağa çıkar, sokaklarda terör estirir. Yapmayın bunu. Bakın vara yoğa konuşan bir Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız var.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Ya, ne alakası var Düzce'yle Cumhurbaşkanının? Düzce'yi konuş, Düzce'yi.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Çıkıp hiç lanetledi mi bu olayı, kınadı mı? Ne olacaktı, ölmesini mi bekliyordu İl Başkanının?

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Düzce'yi konuşun, Düzce'yi.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Hanımefendi Düzce'yi, Düzce'yi... Bu olayla ilgili konuşmuyorum.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Düzce'yi konuşun.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, laf atmayın lütfen.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Düzcelileri tamamen bu olayın dışında tutuyorum.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Düzce'deki olayı konuşun. Düzce'deki olayı konuşun.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Düzceliler bu olaydan son derece rahatsız, sizin rahatsız olmadığınız kadar rahatsız.

Bakın, üslup meselesi önemli. İşte bu kullanılan üslup, kullanılan dil, bize yapılan hakaretler, tehditler, işte tabanda bu tür eşkıyaların ortaya çıkıp bizlere, bizim arkadaşlarımıza saldırma hakkını, cesaretini ve haddini veriyor bunlara.

Ben açık bir şekilde buradan çağrıda bulunuyorum: Derhâl, daha fazla geç kalmadan, daha fazla geç kalmadan bu eşkıyalığın önünü kesebilmek adına Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan Sayın Davutoğlu Düzce'de yaşanan bu eşkıyalığı derhâl kınamalı yoksa bunun arkası gelir, bundan birileri cesaret alır. Eğer siz sessiz kalmaya devam ederseniz, hatta arkadaşlarınız, yöneticileriniz bunların avukatlığını yapmaya devam ederse işte bu eşkıyalar daha büyük terör olaylarına Türkiye'de imza atarlar. Bunu üzülerek söylüyorum ve uyarıyorum sizleri.

Sayın milletvekilleri, bakın, "üslup" demişken... Hani, az önce "Ne demiş Sayın Cumhurbaşkanı?" dedi bir arkadaşımız. Neler dememiş? Şöyle geriye dönük İnternet'ten bir taradım: "Şeref fukaraları", "Pişkin tipler", "Hain", "Ajan..."

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Neye karşı demiş?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - "Ağzından salyalar akıyor."

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Neye karşı dedi?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - "Alçaksın, adisin."

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Neye cevap vermiş?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - "Kesip attığım tırnak kadar değerli değilsin."

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Kime demiş?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Artık, var ya, Türkçedeki argoya yeni ifadeler kazandırmış Sayın Cumhurbaşkanı.

Arkadaşlar, bu "Osmanlı Ocakları" denilen yapıya hiç baktınız mı? Daha doğrusu, siz yakından tanırsınız da ben muhalefet sıralarına dönüp söyleyeyim.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Osmanlı Ocakları değil o, yanlış biliyorsun.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bu Osmanlı Ocakları yöneticileri "Erdoğan namusumuzdur." diyor.

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Alakası yok!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - "Erdoğan namusumuzdur." diyor yani "Ona laf söyleyenin, onu eleştirenin gerekirse canına kıyarız." demek istiyorlar. Çok tehlikeli gelişmeler bunlar, çok tehlikeli gelişmeler. Sayın Cumhurbaşkanı da bizlere bunları söylediği zaman işte bunlar cesaret buluyor. Bize gelince "pişkin", "alçak", "şerefsiz", her türlü şeyi söyleyecek ama yüzyılın rüşvetçisiyle ilgili dün konuşuyor, yüzyılın hırsızıyla ilgili konuşuyor, ne diyor ona? "Rıza Bey" diyor, "Rıza Bey" diyor.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Sen Amerika'nın avukatı mısın?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Arkadaşlar, onun ağzından "Rıza Bey" kelimesini duyunca aklıma ne geldi biliyor musunuz? Askerde uzun dönem askerlik yapanlara "Mehmetçik" denirdi, bedelli askerlik yapanlara da "Mehmet Bey" denirdi. Onlara niye "Mehmet Bey" denirdi? Bedel ödediği için. Şimdi, Rıza Sarraf, hırsız Rıza Sarraf niye Rıza Bey oldu? Bedel ödediği için mi Rıza Bey oldu, bedel ödediği için mi?

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Düzce'yle ne ilgisi var, çıktığınız konuyla ne ilgisi var?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanı da sizlere bedel ödediği için mi? (CHP sıralarından alkışlar)

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Cumhurbaşkanıyla ne ilgisi var, Düzce'yle ne ilgisi var?

BAŞKAN - Sayın Keşir, lütfen...

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, şunu da açık olarak ifade ediyorum, tekrar ediyorum: Bu tür saldırıların sonunun gelmesi için bu tür saldırganların tarafınızdan lanetlenmesi gerekir ama siz lanetlemeyi bir tarafa bırakın hâlâ bana laf atmak suretiyle bu tür saldırganlara cesaret veriyorsunuz. Bakın bu 2 eşkıya tahliye oldu. Evet, biz bunlara "eşkıya" dedik, demeye de devam edeceğiz. Bunlar ellerinde Kaleşnikof'larla dolaşan ve bunları sosyal medyada yayınlamaktan imtina etmeyen tipler, tehlikeli tipler.

HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Size bulaşan herkes "eşkıya."

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bunlar "eşkıya" değilse kim "eşkıya" arkadaşım?

Benim İl Başkanıma saldıracak sokak ortasında, "Sen herkese 'eşkıya' diyorsun." diyecek buradan çıkacak bir tanesi. Senin il başkanına birisi saldırsa, burada bir AKP milletvekiline birisi saldırsa, biz bunu lanetlemesek siz ne düşünürsünüz arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi?

HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Lanetliyoruz.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - O zaman, çıksın grup başkan vekili buradan desin ki: "CHP Düzce İl Başkanına yapılan saldırıyı lanetliyorum, saldırganların da bizimle bir gönül bağı bulunmamaktadır."