| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 30.03.2016 |
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli hazırun; herkesi saygıyla selamlıyorum.
Ben, aslında bir konuşma hazırlamıştım ama hatipleri dinleyince hiçbir anlamı kalmadı o konuşmaların.
Sur'un hem sembolik değeri var hem tarihî önemi var. Diyarbakır'ın da aslında özüdür, kendisidir "Sur" dediğiniz şey, Diyarbakır'ın kalbidir. Beş bin yıllık bir şehirdir ve 33 medeniyete ev sahipliği yapmış, hepsinin de izlerini bünyesinde taşır. Türkiye'nin belki en önemli tarihî eseridir, insanlık eseridir.
Ben kendim Sur'da doğdum, yakılan Yavuz Selim İlkokulunda okudum, orada yaşadım. Nüfus cüzdanımda da doğum yeri olarak "Cami Nebi" yazar. Sur'u çok iyi bilirim, Sur'un başına gelenleri de çok iyi bilirim.
Şimdi, değerli hatibi dinledim, sataşmadan söz aldı, dedi ki: "Bana 'Doğru söylemiyorsunuz.' dediği için söz alıyorum." Evet, ben de söylüyorum, yine söz alsın, söylediklerinin tamamı yanlıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ne dedi? "Halkın mallarına el koyuldu." dedi, "Öldürdünüz, şimdi malına el koyuyorsunuz." dedi. Keşke şiddeti sivil alana taşıyanlara, Sur'un içine, o tarihin içine bombaları, silahları, şiddeti taşıyanlara; ölümlere, yıkımlara sebep olanlara da bütün bunlar yaşanırken üç ay içinde, buradan veya başka bir yerden tek bir kelime söyleyebilseydiniz.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Söyleyemez ki.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Söyleyemez, yüreği yetmez ona.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Devleti, bilerek operasyona tahrik ettiler ve oraların yıkılmasına, tahrip olmasına sebep oldular. Şimdi, ortada büyük bir tahribat var. "Mallarına el koydu." dediler.
Değerli arkadaşlar, 2009 yılında, yine Hükûmet... Çünkü Suriçi hepimizin hayaliydi, Suriçi'ni dünyanın önemli bir...
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Ticaret alanı.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Ticaret alanı değil.
Önemli bir tarihî merkezi, kültürel merkezi ve burayı Türkiye'nin en önemli turistik alanı hâline nasıl getirebiliriz? Çünkü 1970'lerin sonlarında bir anlayış maalesef dikkat etmemiş, oradaki bütün tarihî evlerin yıkılıp yerine 8 katlı, 10 katlı yığma binaların yapılmasına müsaade etmiş. Ve kala kala orada 450 tane tarihî ev kaldı, bütün bu Suriçi'nde. 8 bin konut var, 10 bin yapı var ve 10 bin yapının içinde 450 tane ev kalmış orada; 27 tarihî cami var, 7 kilise var, 1 havra var, 145 civarında da han, hamam, kervansaray, değirmen, tarihî değeri olan şeyler var.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - 602 tane.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bütün hepimizin hayali olduğu için 2009 yılında mahallî seçimlerden önce -o zaman ben partide değilim, Ticaret Odası Başkanıyım- Hükûmet bir süreç başlattı, "Suriçi'nin Kentsel Dönüşümü" dedi buna. Seçim öncesi olduğu için o zaman HADEP de karşı çıktı ve kitlesel birtakım toplantılar yaptı, "Biz bunu istemiyoruz" dedi. Seçimden önceydi sesimizi çıkarmadık. Seçim bitti ben kendim Suriçi Belediye Başkanımızı ziyaret ettim, oradan gittim Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i ziyaret ettim, daha sonra vali beyi ziyaret ettim, dedim ki: "Arkadaşlar, bakın, mahallî seçimdi, seçimden önce hani siyasi birtakım reflekslerle birtakım açıklamalar yapılabilinir, tavırlar konabilir ama seçim bitti. Bu hepimizin hayalidir, gelin buna engel olmayalım. Bu kimseye de siyaseten mal olmasın -vali beye söyledim- gelin, Suriçi Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesini de, TOKİ'yi de bu işe ortak edin, 4 ortaklı bir şekilde yürüsün, hep beraber yürütelim yani bu insanlığın mirasıdır, kimse de buradan siyasi rant elde etmesin." Diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte gittik o zaman, sağ olsunlar kimse bizi kırmadı, doğru buldular, Suriçi Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, valilik ve STK'larla birlikte ortak toplantı yaptık, ortaklaştılar, protokol yaptılar. Yani bugün Hükûmetimizin yapmak istediği şeyi, o gün Sur ve Büyükşehir Belediyesi de bu işe ortak oldu ve bu süreci başlattık. Şimdi, bu süreci başlattıktan sonra 850 civarında evin tespiti yapıldı, rakamlar belirlendi, bunların yüzde 50'si kamulaştırıldı; bu kamulaştırılmanın dibinde belediyenin imzası var, böyle "Milletin malına el konuyor." falan diye kimse demesin; o kamulaştırmanın dibinde belediyenin de imzası var. Ve yüzde 50'sinin parası ödendi, yıkımının da yapılması için Büyükşehir Belediyesine Şehircilik Bakanlığı eski parayla 16 trilyon para verdi yani ortaklar ya, belediye yapsın bunu. Belediye bu yıkımı ihale etti müteahhide, müteahhit başladı. Yapan müteahhit de -herkesi tanıdığımız gibi- tanıdığımız biri. Adam geldi, dedi ki: "Vallahi, ben yıkıma başladım, benim kepçelerimi yaktılar, orada bir de propaganda yaptılar 'Biz buraları yıktırmayız.' diye. Ya, döndüm, dedim ki: Arkadaşlar, öyle diyorsunuz da biz büyükşehirden aldık bu ihaleyi, yani sizinkilerin haberi var, niye engel oluyorsunuz? Dediler ki: 'Vallahi, Osman'a da bunun hesabını sorarız. Biz burayı yıktırmayız.'" Şimdi, eğer oralardan, siyaset talimat alıyorsa hiçbir şey yapamaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ama kimse kalkıp "Milletin malına el konuyor." demesin, 2009'da yapılan şey bugün yapılıyor.
İkincisi: "Beton bloklar yapılıyor Sur'un etrafına." diye bir eleştiri az önce geldi. "Beton bloklar yapılıyor." eleştirisini yapıyorsanız, onların tamamının ruhsatını veren Büyükşehir Belediyesidir, o zaman kendinize söyleyeceksiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ve "O beton bloklar yapılıyor." diyorsanız Kırklar Dağı'na söz söyleyeceksiniz, Kırklar Dağı'na söz söylemeyenin burada hiçbir söz söylemeye hakkı yoktur. Ziyaret çarpacak sizi! (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Üçüncüsü: "Beton bloklar yapılıyor." diyenler, Seyrantepe'de 3-4 yoğunluk verilen o ucube gökdelenlere kim ruhsat verdi, kim o değişikliği yaptı? Veyahut da yurt binası olarak açılacak olan yere o yoğunluğu kim verdi, o beton bloklaşmayı kim yaptı? Onun hesabını buradan bize değil, gidip Diyarbakır'da belediyenizden sorabilirsiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Dördüncüsü: "Sur'da hiçbir yapı kalmamış." denildi. Şimdi, ben, buna "doğru" mu diyeyim? 6 mahallede hendek, çatışmalar ve operasyon olmuş; ciddi bir yıkım var, ciddi bir tahribat var, ama Suriçi'ndeki toplam 15 mahallenin 6'sında bu çatışmalar olmuş. "Sur'un tamamı yıkılmış." deniliyor. Şimdi, ben bunu doğru olarak kabul edemem, kusura bakmayın. "Yüzde 95." dediler falan...
YUSUF BAŞER (Yozgat) - Yakan kendileri.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Şimdi "İnanç merkezlerine el konuldu." dediler. Nereye el konuldu? Hiçbir camiye, hiçbir kiliseye, hiçbir inanç merkezine el falan konulmuş değil. Bu kamulaştırma alanının içindeki yerler kamulaştırılmayacak, yani bu karar alınmış ama alınan bu karar dâhilindeki bütün alanlar kamulaştırılmayacak. Bugün sadece 6 mahallede yıkılan, mağdur olan insanların haklarına bir an önce kavuşmaları için pratik bir karardı bu.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kayyum mu atansın?
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Bunun amacı, bir an önce evleri yıkılan, mağdur olan insanlar prosedüre takılmadan, işlemlere takılmadan daha hızlı nasıl hakkına kavuşabilir, bunun çabasıyla alınmış bir karardır.
Hepiniz göreceksiniz ki, buradan işte sesleniyoruz... Büyükşehrin de dibine imza attığı ve kendi belediyesinden karar aldığı 2012 tarihli koruma amaçlı imar planı var. Bu 2012 tarihli koruma amaçlı planı hazırlayan Yıldız Teknik Üniversitesi ve başka birtakım çevrelerle birlikte hazırlandı; UNESCO'nun onayı var, büyükşehrin de onayı var.
Biz, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin 2012 tarihinde yaptığı koruma amaçlı imar planının 1 santim dışına çıkmayacağız. Buradan bütün Türkiye bizi dinliyor. Sizin onayladığınız, sizin hazırladığınız planı uygulayacağız. Neresine itiraz ediyorsunuz? Neyine itiraz ediyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bütün tarihî mekânların, Kültür Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, çok hızlı ve aslına uygun bir şekilde restorasyonu yapılacak. Evlerinden, yurtlarından olan, zarar gören esnaf ve vatandaşın zararı en acil şekilde karşılanacak. Sur'un içinde tarihî dokuya uygun taş bina dışında bir şey yapılmayacak ve belediyenin hazırladığı imar planına göre hazırlanacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - "Hayalci" dediler bize, evet, hayalimiz var. Hayali olmayan hiçbir şey yapamaz. Şairin dediği gibi: "Yürü hür maviliğin bittiği son hadde kadar/İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar."
Saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)