GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:61
Tarih:24.03.2016

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında, son maddelerle ilgili genel birtakım düşüncelerimi ifade edecektim ama demin bu kürsüden yapılan konuşma üzerinden bir kez daha bir uyarıyı buradan yapmayı bir borç biliyorum. Özellikle üniversitelerle ilgili, geçmiş yıllarda da yapılan provokasyonlar ve yaşanan hadiselerle ilgili hem her milletvekilinin hem de her siyasi parti grubunun son derece sorumlu davranması gerektiği kanaatindeyiz. Üniversitelerin özellikle bir çatışma alanı hâline getirilmek istendiği, bu yönlü bilinçli geliştirilen bazı provokatif zeminlerin devlet yetkilileri ve bizce Hükûmet tarafından görmezlikten gelindiği bir ortamda bu çatışma zeminini körükleyecek, artıracak her türlü söylem ve tutumdan uzak durmak gerekiyor. Geçmişte siyasi parti genel başkanları bu konuda üniversitelerde yaratılmak istenen çatışma ortamlarıyla ilgili zaman zaman son derece önemli uyarılarda bulundular. Yani, oradaki yangısal sürecin üzerine ateş dökmek yerine, su dökmenin telaşı, çabası içerisinde oldular. Ancak, maalesef, bu son günlerde, görebildiğimiz kadarıyla, üniversitede yaşanan bazı hadiseler tamamen bağlamından koparılarak ve aksi bir istikamette kamuoyuna sunularak bu yönlü oradaki hadiselerin derinleştirilmesine yönelik bir tehlikeli çaba sezinliyoruz. Bunun kimseye fayda getirmeyeceğini ifade etmemiz lazım. Bugün birçok üniversitede sadece Kürt olduğu için, sadece Diyarbakırlı olduğu için kendi evinden bile çıkamayan, evinde mahsur kalan, milletvekillerinin araya girmesiyle can güvenliği sağlanan öğrencilerin yaşadığı dramları biliyoruz ama bütün bunlarla ilgili, mesele farklı bir boyuta taşınmasın diye burada ajitatif birtakım propagandalar yapmak yerine meselede çözümü esas alan bir yaklaşım içerisinde olduk, bundan sonra da böyle olması gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü, özellikle, oradan başlayacak bir kıvılcımın, herhangi bir üniversiteden başlayacak bir kıvılcımın gençliğin dinamizmini ve tez canlılığını, gençliğin belirli konularda asi kişiliğini göz önünde bulundurduğumuzda, bütün ülkeye yayılacak büyük bir yangına dönebileceğinden endişe ediyoruz. O nedenle, buraya çıkacak her milletvekilinin veya her siyasi parti grubu temsilcisinin özellikle üniversitelerle ilgili konuşurken ajitatif bir yaklaşımdan çok itidali öne alan ve oradaki sorun alanlarını gidermeyi önceleyen bir dil ve üslup kullanmasını, bir siyasi tutum sahibi olmasını son derece önemli görüyoruz.

Bugün, üniversitelerde okuyan öğrencilerin birçok sorunu var. Yani, eğitim hizmetlerinin niteliğinin düşük olmasından üniversitelerin özerkliğine kadar, barınak olarak yurt temininden tutalım da öğrencilerin kendi eğitim hayatları boyunca okuyamamanın, her türlü imkânsızlıktan dolayı okuyamamanın getirmiş olduğu sıkıntılara kadar bir geniş yelpazede çözüm bekleyen sorun alanlarıyla karşı karşıyayız. Üniversitelerle ilgili, öğrencilerle ilgili tartışmamız gereken konular bunlarken sadece oradaki üniversitelere potansiyel birtakım tanımlamalar yaparak çatışma alanlarını derinleştirmek ne o öğrencilerin yaşadığı sorunlara bir çözüm sağlar ne de bu ülkenin en temel sorunlarıyla ilgili olan üniversiteler, "academia", öğretim görevlileri ve öğrencilerin yaşadığı sorunlarla ilgili herhangi bir gelişmeye katkı sunar. Bu nedenle, özellikle bu konuşmamı tamamen bu yönlü, bütün siyasi parti gruplarına bir uyarı olarak buradan ifade etmek istiyorum. Tabii ki farklı tutumlar ortaya çıkarsa, gerçeği bağlamından koparıp burada ajitatif bir tarz üzerinden üniversitelerdeki yangısal süreci artıracak tutumlar ortaya çıkarsa ona her milletvekilinin ve her siyasi parti grubunun mutlaka söyleyecek sözü, burada kullanacak cümleleri vardır diyorum.

Bu konuyla ilgili özellikle herkesi tekrar soğukkanlılığa davet ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)