GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:61
Tarih:24.03.2016

HİŞYAR ÖZSOY (Bingöl) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, dün bu kürsüde, gece saat bir buçukta konuşurken bir vekil arkadaşımıza, kadın bir vekil arkadaşımıza benim buradan bir tepkim olmuştu, biraz kendisini spota koyduğum için, işin doğrusu sonra üzülmüştüm. Kendisinden, konuşmamdan sonra gidip özür dilediğim zaman kürsüyü göstermişti, hani "Oradan edin, kürsüden." Buradan da, sizden ben özür diliyorum incittiysem. (AK PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Niyetim, incitmek değildi, yalnız, takılmadan da geçemeyeceğim. Ben, bu kürsüde değişik zamanlarda konuştum; öğlen üçte konuştuğum zaman yine aynı vekilimiz, çok büyük bir heyecanla sürekli cevap yetiştiriyordu, akşam yedide konuştum hakeza, gece on birde konuştum yine, en son gece bir buçukta konuştum yine aynı heyecanla, aynı şeyle, benim biraz tepkim de oydu. Performansınız gerçekten hayret verici.

Şimdi, değerli arkadaşlar, söz aldığım maddeyle ilgili çok konuşamayacağım. Az önce, bir milletvekili arkadaşımız, bana bir avukatın kendisine gönderdiği mesajı iletti, burada okumak istiyorum hepinizin huzurunda. Biliyorsunuz, bu barış için akademisyenler mevzusu her geçen gün büyüyor, artarak büyüyor. Şu ana kadar bize gelen verilere göre, bir imza attıkları için görevden uzaklaştırılan 29 akademisyen var. Yani, otuz yıldan fazla emek veriyorsunuz, hayatınız bir anda bir imzayla çiziliyor. İdari soruşturması olan 532 kişi var, istifa eden 6, zorla emekli ettirilen 1, işten çıkarılan 38, adli soruşturma 158, gözaltı, ev, ofis araması 37, en son da 3 tutuklama, bir de 1.128 kişiye toplu bir dava olacak gibi görünüyor.

Değerli arkadaşlar, biz bu memlekette "İnsanlar, ne kadar cahil kalırsa o kadar iyi." diyenlerin -dün de söyledim- rektör yardımcısı olduğu, üniversiteleri aile şirketine çevirenlerin YÖK Denetim Kurulu üyeliğine getirildiği bir ülkede yaşıyoruz. "Barış" dedikleri için cezaevlerine giden akademisyenler bunlar. Bakın, ne olmuş? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Değerli milletvekilleri, biraz dinler misiniz. Muhabbetiniz bol olsun, maşallah!

NECİP KALKAN (İzmir) - Dinliyoruz, dinliyoruz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - O kâğıt boş değildi, boş kâğıt imzalamadılar.

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - "Öğleden sonra Kıvanç ve Muzaffer'i gördüm." "Kıvanç ve Muzaffer" dediği, müvekkilleri, iki akademisyen, şu an cezaevinde. Şöyle diyor: "Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 9 No.lu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde..." Tabii, adam öldürmüşler, yüksek güvenlikli cezaevindeler!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Adam öldürenleri savundular, boş kâğıt imzalamadılar onlar.

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - "Çok selamları ve teşekkürleri var. Çok katı biçimde..."

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Boş kâğıt imzalamadılar, adam öldürenleri savundular.

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Biraz dinleyin, dinleyin; utanırsınız belki.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bir de utanmadan savunuyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, müdahale etmeyelim.

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - "Çok selamları ve teşekkürleri var herkese. Çok katı biçimde tecritte olduklarını, üç kişilik iki ayrı odada tek başlarına tutulduklarını, birbirleriyle ve başkalarıyla görüştürülmediklerini..." Bu çok önemli: "Tüm kitaplarının kendilerinden alındığını, defter, kalemden başka, odalarının tümüyle boş olduğunu ve bu cezaevine girişte onur kırıcı bir biçimde soyularak çıplak aranmaya maruz bırakıldıklarını, on beş yirmi dakika çıplak bekletildiklerini..." Üniversite hocaları, 2016, Türkiye! "Metris'e benzemeyen, artı, koşulları ağır bir cezaevinde tutulduklarını ve ilk isteklerinin -bu iki arkadaş, iki akademisyen- birlikte aynı odada kalmak olduğunu aktarıp bilinmesini istediler." Biz de buradan bütün Türkiye'ye, hepinize söylüyoruz.

Bir de not eklemiş Esra Mungan, doçent olan, Boğaziçi Üniversitesinde Psikoloji Bölümünde, çok saygıdeğer, çok kıymetli bir akademisyen, "O ise Bakırköy Cezaevinde ve tecritte." Vallahi ben utandım. Yani, akademisyenleri çırılçıplak soyup orada on beş dakika bekleteceksin ve burada vekil olan arkadaş da diyor...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Kim soymuş ya? Abartıyorsun. Yalan söylüyorsun be! Yalanları doğru gibi söylüyorsunuz.

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - ..."İmza atmışlar." Gerçekten, bakın, ilk defa bu kadar ağır konuşuyorum, sizden utanıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)