GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:61
Tarih:24.03.2016

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri; aslında, dün yaşanan o hararetli tartışmalara binaen bir şeyler söylemek için hazırlamıştım kendimi, ama biraz önce ona benzer bir hararetli tartışmaya, hatta sataşmaya dönüşen olaylar neticesinde ben de bir şeyler söylemek istiyorum.

Bakın, biz inadına kardeşliği, birliği, beraberliği bir yurttaşlık çerçevesi içerisinde savunan bir hareketin mensuplarıyız. Aralık ayında, inanın, çok iyi hatırlıyorum, Meclis tutanaklarında var; Hacettepede yavrularımız var, kız çocuklarımız var, aradılar "Hocam, sırf Türk Bayrağı camımızda asılı diye tehdit mektupları alıyoruz, çantalarımıza tehdit mesajları atılıyor, taciz ediliyoruz. Ne olur bize sahip çıkın." dediler, biz de bu kürsüden dile getirdik. Üniversite yönetimini göreve davet ettik, kolluk kuvvetini göreve davet ettik.

Elbette ki 70'leri çok iyi hatırlıyoruz. Allah o günleri bir daha göstermesin. Bu ülkenin sağcısı da bizim solcusu da. Her türlü düşünceye mensup evlatlarımız var. İstedikleri şekilde, özgürce tartışsınlar ama bizleri nasıl ki burada bağlayan bir Anayasa var ise, bir İç Tüzük var ise... Kurullar, kurallar vardır arkadaşlar. Demokrasi kurallı, kurullu yaşama rejimidir. Bunu artık öğrenelim. Biz burada nasıl ki kural ihlali yapamazsak, bizim gençlerimiz de özgürce fikirlerini tartışırken birtakım değerler üzerinden yıpratıcı, kırıcı, yok edici, zarar verici söylemlerden ve eylemlerden uzak durmak zorundadır.

O Kızılay'daki bombacı, hâkim karşısına çıkarıldığında -Balıkesir Üniversitesinde- hâkim diyor ki, bıçaklama olayı var: "Ya, siz buna bölücü diyorsunuz ama..." Bakın, aynı zihniyet. Bu Kürtçe bile konuşamıyor.

İşte, yanılgımız orada. Bizim Kürt kardeşimizle bir sorunumuz yok. Biz etle tırnak olmuşuz diyoruz, tırnağı da kabul etmiyorlar eti de kabul etmiyorlar. Biz her şeyi buraya taşıyamıyoruz ama orada duyduklarımı söyleyemiyorum. Ama, bugün Celal Bey'in bir cümlesi çıktı kendisi de ifade etti, maksadım şuydu dedi. Ama biz orada burada arkadaşlarımız güzel...

Şurası var ya, Türkiye'nin etnik bir mozaiği, güzel bir zenginliğimiz var Allah'a şükür. Herkes özgürce etnik kökenini söylüyor ve gurur duyuyor, hepimiz gurur duyuyoruz. Bu etnik kökenler bir araya gelmiş bir aile olmuş, halkları aşmışız artık biz, biz bir milletiz artık ve bu milletin içinde hepimiz varız. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Onun için, kız aldık, kız verdik, basit bir şey değil. Batı'da, gidin, zenci ile beyaz evliliklerine çok az rastlarsınız, gülerek karşılıyorsunuz ama burada Meclisi Başkanım diyor ki: "Ben de Kürt'üm." Oradan diyorlar ki: "Sen Kürt olamazsın." İnanın, duyuyoruz. Buradan bir hanımefendi kalkıyor, benim milletvekili arkadaşım "Elhamdülillah ben de Kürt'üm." diyor ya, daha ne desin, "Hayır, siz olamazsınız." diyor. Niye? Kürt olmak için sizin gibi mi olmak lazım? Ne olmak lazım Kürt olmak için? Bizim ayrımız gayrımız yok. Biz Kürt'üz, biz Laz'ız, biz Çerkez'iz, bir Abaza'yız, biz her şeyiz, işte Türk milleti budur. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Niye ısrarla...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - İşte Türk milleti.

KAMİL AYDIN (Devamla) - Biz, birliğe, bütünlüğe vurgu yaparken şu yüce Mecliste niye ille de nüanslara takılıyoruz? Niye ufak şeyleri büyütüyoruz?

Burada provokatif bir eylem varsa, ortak değerlerimiz bellidir, birisi Türk Bayrağı'nı bir tahrik unsuru sayıyorsa, Allah aşkına, burada artık, Kürtlük, Türklük kalır mı? Burada, artık, benim sistematik bir yansımamdır, burada varlığımın ifadesidir, benim bayrağımdır, cumhuriyetimdir, ilkelerimdir, vatandaşlık haklarımdır. Ama, bir arkadaşımız etnik kökeninden dolayı bir tacize maruz kaldığı zaman hepimiz el kaldırırız, hepimiz onu savunuruz çünkü asabiyeyi zaten Yüce Rabb'im de yasaklamış. Biz, asabiyetçi değiliz. Biz, Türk milliyetçisiyiz. Nedir Türk milliyetçiliği? Ortak bir paydada, ortak bir iradeyi koyup birlikte yaşama azim ve kararlılığıdır arkadaşlar. Allah aşkına, bunun neresinde ayrımcılık var? Bir mensubiyet şuurudur. Bu da buradadır bütün zenginliğiyle, bütün nüanslarıyla.

Onun için, geriye gitmeyeceğiz, ileriye bakacağız. Her zaman bu büyük milletin bütün etnik unsurlarıyla, Allah'ın izniyle, geleceğinde güzel şeyler olacaktır.

Bakın, bugün, güneydoğuda Türk'ün askeri, polisi, kolluk kuvveti yaralıyı omuzuna alıp götürüyor, giderken mermi yiyor. Su veriyor, ekmeğini paylaşıyor. Allah'tan korkun! Bunları hepimiz görmüyor muyuz? Nasıl inkâr edeceğiz? Böyle bir barış özlemimiz var, böyle bir sevgi, kardeşlik özlemimiz var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL AYDIN (Devamla) - Milliyetçi Hareket Partisi, bütün siyasi sloganlarında "Onlar ne kadar Kürt'se biz o kadar Kürt'üz, biz ne kadar Türk'sek onlar o kadar Türk. Biz bin yıllık harcız, bu harcı kimsenin bozmaya hakkı ve hukuku yoktur." diyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ne mutlu Türk'üm diyene.

Teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)