| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 23.03.2016 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 117 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 24'üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili konuşacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önergeyle ilgili konuşmadan önce, 2 defa burada, Beytepe Kampüsü'nde bugün yaşanan hadiselerle ilgili verilen bilgilendirmenin doğru olmadığını, bugün Beytepe Kampüsü'nde yaşanan provokasyonun dünden beri sahte sosyal medya hesapları üzerinden "Beytepe Kampüsü'nde Nevruz kutlanacak." şeklinde planlı bir örgütlenmeye dayandığını, bu sahte JİTEM hesaplarının da içinde bulunduğu hesapların çağrı yaptığı saatte de devrimci, yurtsever, muhalif öğrencilere yönelik 100 kişiyi aşan bir ırkçı grubun satırlarla saldırılar düzenlediğini ve bu saldırılarla birlikte birçok öğrencinin yaralandığını, yaralı öğrencilerin Gazi Hastanesine kaldırıldıktan sonra da aynı ırkçı grubun Gazi Hastanesinin acil servisini basarak CHP eski milletvekillerinin de bulunduğu grubu da yaraladığını ifade etmek istiyorum.
Dolayısıyla, uzun süredir, özellikle AKP Hükûmetinin çanak tuttuğu, teşvik ettiği, üniversitelerde öğrenciler arasında yaratmak istediği bir çatışmanın bugün Beytepe yerleşkesinde bir ırkçı grup tarafından faaliyete geçirildiğini ve bunun sistematik bir politika şeklinde bütün üniversitelere taşırılmak istendiğini ifade etmek istiyorum.
Öyle, ifade edildiği gibi üniversitelerde birtakım terör örgütlenmeleri var da, o terör örgütlenmeleri öğrencilerin eğitim hakkını gasbediyor gibi bir durum yok. Tam tersine, bu Hükûmetin mevcut çatışma ve savaş ortamını gözden kaçırmaya yönelik, bu anlamda kaos ortamını derinleştirecek, üniversite ortamında da benzer provokasyonlara göz yuman tutumundan dolayı kaynaklanan ırkçı saldırılarla devrimci, yurtsever, muhalif öğrenciler karşı karşıyadır.
Dolayısıyla bu konuda, evet, Hükûmetin tedbirler alması gerekir ama sanırım İçişleri Bakanlığının ya da istihbarat örgütlerinin de yapacağı küçücük bir araştırmayla o üniversitedeki saldırıların nereden kaynaklandığı açık bir şekilde ortaya konabilir.
Değerli milletvekilleri, tabii, görüştüğümüz bu kişisel verilerin korunmasıyla ilgili biz defalarca buradan görüşlerimizi ifade ettik. Mevcut fiilî durumda zaten devletin kendi yurttaşına karşı hayata geçirdiği bir fişleme uygulamasının yasallaşması gibi bir durumla karşı karşıyayız. Bunun AB kriterleri üzerinden sunulmuş olmasını da asla kabul etmiyoruz. 9 başlıkta AB'ye uyum için ya da vize muafiyeti için haziran ayına kadar çıkarmamız gereken kanunlar olarak tasarladığınız, kamuoyuna sunduğunuz o yasal düzenlemelerin tamamı AB'yle ilgili değil, vize muafiyetiyle ilgili değil, adım adım geçmek istediğiniz başkanlık sisteminin kurumsallaşmasıyla ilgilidir. Burada kişisel verilerin korunmasıyla ilgili oluşturulan kurulun yapısına bakın, gerçi muhalefetin itirazlarından sonra kısmi revizyonlar oldu ama yine 2'si Cumhurbaşkanında, 2'si Başbakanda ve sayısal çoğunluğun iktidar partisinde olduğu Meclis şeklinde sınırlı tutulan, baroları, sivil toplum örgütlerini tamamen devre dışı bırakan, Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin üye hakkını bile göz önünde bulundurmayan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız.
Aynı şekilde, önümüze gelecek olan diğer kanun tasarılarında da benzer şeyler var. Yani insan haklarıyla ilgili yarın öbür gün buraya bir yasa tasarısı getirdiğinizde de yine sarayın etkinliğini, başkanlık sisteminin kurumsallaşmasını göz önünde bulunduran bir denetim mekanizması oluşturduğunuz ayan beyan bir şekilde ortadadır. Dolayısıyla, AB kriterleri değil, AKP kriterleri üzerinden burada yasallaştırılmaya çalışılan bir fişleme yasasıyla karşı karşıyayız.
Bunun doğru olmadığını, son ana kadar en sert şekilde muhalif tutumumuzu devam ettireceğimizi ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)