GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:60
Tarih:23.03.2016

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Kişisel verilerin korunması hakkında kanuna ilişkin uygulama gelecekte nasıl olacak göreceğiz; bu gidişle, gecikmeli de olsa, korkarım ki, kişisel verilerin korunmaması, tekelleşmesi, her türlü verinin kamuoyuyla paylaşılması yasası bir iki hafta içinde çıkacak ya da daha kısa bir sürede ama bu arada, çıkan kanunların uygulamasına, yargı pratiğine ve Hükûmetin bu konudaki pratiğine bakmamız lazım.

Sayın Adalet Bakanı buradayken -geçen sefer dinletememiştim kendimi, umarım bu sefer dinler- gerçekten çok önemli birkaç sorumuz var. 2009'da, hatırlanacağı üzere, o zaman BDP'ye karşı, Barış ve Demokrasi Partisine karşı, legal alanda siyaset yapan, Mecliste grubu bulunan, 102 belediyesi olan partimize karşı -o zaman ben BDP'deydim- sistematik bir şekilde yakalama, gözaltı ve tutuklama operasyonları yapıldı "KCK" adı altında, aslında siyaseten BDP tasfiye edilmek istendi ve sonrasında Hükûmet yaptığı açıklamalarda, cemaat operasyonları sonrasında, "paralel yapı" adı altında, bu 10 bin insanın yakalanması ve tutuklanmasının kendilerinden kaynaklanmadığını, aslında düşüncelerinin kesinlikle demokratik siyasetin devamından yana olduğunu, bu nedenle bu operasyonları cemaatin yaptığını ısrarla ve inatla savundu, bugün de bu savunusu devam ediyor ama gelin görün ki bu operasyonlar aslında hiç durmadı. Yani ara ara hafiflese de, yasal değişiklikler sebebiyle bazı tahliyeler olsa da hiç durmadı, fakat 1 Kasımdan önce başlayan ve bugün, son bir aydır inanılmaz derecede artış gösteren yeni bir "KCK" adı altındaki operasyon dalgasıyla karşı karşıyayız. Birçok ilde; İzmir, Adana, Mersin, Manisa, Ağrı, Urfa, Diyarbakır, yani şu anda zaman olmadığı için hepsini sayamayacağım illerde, son iki haftadır, il eş başkanları içinde olmak üzere, il yönetimi, gençlik meclisi üyeleri, kadın meclisi üyeleri ve sendikalar, odalar üye ve yöneticileri gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor.

Daha geçen hafta, İstanbul'da, Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, Tutuklu Aileleri ile Dayanışma Derneğiyle birlikte toplam 27 kişi sorgu sonucunda serbest bırakıldılar, fakat herhâlde bir yerlerden talimat gitmiş olacak ki itiraz sonucunda hemen dün, maalesef tutuklandılar.

Yine, akademisyenlere ilişkin başlatılan linç kampanyası sonucunda 3 akademisyen, bilim insanı şu anda cezaevindeler ve Esra Mungan tek kişilik hücrede tecrit altında tutuluyor.

Ve bu operasyonların gerekçeleri... Emin olun, burada -umarız bunlar durur ve artmaz- kime yükleyecekler, bilmiyoruz. Mesela İzmir il eş başkanlarının tutuklanma gerekçelerine baktım, bir cenaze törenine katılmak. Dilan Kortak, İstanbul'da polislerce öldürülen genç bir kadın. Onların takdimi farklı olabilir ama Dilan Kortak'ın ailesi İzmir'de ikamet eder ve il eş başkanları da o cenaze törenine ailesiyle birlikte gitmişler ve propagandadan, örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işlemekten 10 kişi, il eş başkanları... 2'si tutuklandı ve şu anda cezaevindeler.

Yine Manisa'da il eş başkanları yanındaki diğer yöneticilerle beraber tutuklandı. Ağrı'da yine öyle. İzmir'de bugün 8 kişi daha tutuklandı.

Bu operasyonlarda sorulan sorular, 2009 yılında şablon hâlinde oluşturulan iddianameler, sorgu zabıtları emin olun hemen hemen aynı. Kes-kopyala-yapıştır sistemiyle üye ve yöneticilerimize, il eş başkanlarımıza, parti meclisi üyelerimize bunlar soruluyor ve emir-talimat zinciri içinde yargı erki bunları tutuklayarak cezaevine gönderiyor. İktidar partisi bizimle siyaseten yarışmak yerine tutuklama operasyonlarıyla, gözaltılarla, cezaevleriyle bizi siyaset dışına itmeye çalışıyor. Ama bunu dün başaramadılar, bugün de başaramayacaklar. Emin olun, bu operasyonlarla hiçbir yere varılmaz ve Sayın Adalet Bakanının da bu konuda dinlemediğini maalesef fark ettim. Böyle bir ülkede yaşıyoruz, adaletten sorumlu olan Bakan tutuklamalardan, bir partinin üye ve yöneticileri, başkanlarıyla ilgili tutuklamalardan sorumlu olduğu hâlde dinleme nezaketinde de bulunmuyor. Bunu da halkımızın takdirine sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)