| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 23.03.2016 |
ERKAN HABERAL (Ankara) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Altında bulunduğumuz bu çatı Türkiye'nin çatısıdır ve bizim seçilenler olarak iddiamız, daha iyi koşullarda yaşanılabilecek bir memlekettir. Kendi çatımız altında biz daha iyi koşullarda yaşanabilecek bir memleket için yasama faaliyetinde bulunurken burada bizimle beraber çalışan iş arkadaşlarımıza, emekçilerimize yeterince eşit ve adil davranmadığımız kanaati maalesef hasıl olmuştur bizde.
Burada yaklaşık 600 polis memuru kardeşimiz çalışmaktadır. Kapıdan içeri girerken her gün, her an görmekteyiz hep beraber. Sayın milletvekilleri, hangisinin yüzü gülüyor? Bu insanların, burada çalışan polis kardeşlerimizin tazminatları maalesef kesilmiştir, özellikle dikkatinize sunmaktayım.
Tutanak Hizmetleri Başkanlığında yaklaşık -ki yaklaşık değil, doğru rakamdır- 50 stenograf görev yapmaktadır. Ki bunların büyük bir bölümü yirmi yıldan fazladır burada çalışmaktadır. 7/24 tam mesai yapan bu arkadaşlarımız, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, 18 ihtisas komisyonunda, araştırma komisyonlarında, soruşturma komisyonlarında, alt komisyonlarda, ötesi, Anayasa Mahkemesinde bile görev yapmaktadırlar. E, bu arkadaşlarımız ne kadar mutludur? Buradadırlar, yanımızdadırlar. Emekliliği dolanlara, en azından hizmet yılını dolduranlara emeklilik hakkı veremez miyiz? Yaklaşık 15 stenograf hanımefendi arkadaşımızın emeklilik hakları gelmiştir. Yaş uygulamasına bakılmaksızın bu arkadaşlarımızın emekli olmalarını sağlayamaz mıyız, kıdemlerini düzeltemez miyiz? Özellikle bu 15 arkadaştan bahsediyorum.
Meclis bünyesi altında çalışan birçok personel farklı statüdedir. Mecliste taşeron olur mu efendim?
Bu Mecliste taşeron vardır -ki Bakanlar Kurulundan geçti sanıyorum, burada önümüze gelecek- Mecliste çalışacak insanları biz taşerona verip nasıl adlandırabiliriz? Ki mevcut taşeronları bile taşeron kadrosundan çıkartıp devlet kadrosuna almaya çalışıyoruz. Burada 4/C'liler, burada sözleşmeliler, burada kadrolu olanlar; buradaki insanların her biri, polisler, stenograflar, kavaslar, şoförler, garsonlar, çaycılar farklı vasıflardadırlar, farklı kriterlerde iş yapmaktadırlar. Aynı işi yapan insanlar, aynı çaycı, aynı garson, birisi kadroda olduğu hâlde farklı maaş almaktadır, birisi 4/C'li olduğu hâlde farklı maaş almaktadır. Yardımcı hizmet kadrosunda alınan personele memur olarak görev yaptırılmaktadır; memur olarak, 4/C'li olarak alınan üniversite mezunları yardımcı hizmetli olarak, çaycı olarak çalıştırılmaktadır. Burada kavaslar, kavas arkadaşlarımız kadrolu olarak çalışmaktadırlar; bizimle beraber burayı açmaktadırlar, bizimle beraber kapamaktadırlar. Buranın temizliğinden, bize hizmetten... Bizim iyi çalışabilmemiz için, bizim rahatımız, refahımız için çalışan bu arkadaşlara baktığınızda -aralarında 4/C'liler vardır- eşitsizlik ilkesi vardır. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, bu yüce çatı altında eğer kendi çalışanlarımızı eşitlik ilkesinden faydalandıramıyorsak, onları aynı kategori içine sokamıyorsak; stenografları kendi içinde, uzmanlar, danışmanlar, yeniler diye ayırıyorsak; kavasları 4/C'liler, sözleşmeliler diye ayırıyorsak; polislerin -keza daha farklı bir durum- tazminatlarının kesilmesine sessiz kalıyorsak burada milletimize biz sizin için iyi şeyler yapıyoruz diyemeyiz kanaatindeyim çünkü burası milletin çatısı. Bu çatının altında çalışan bütün arkadaşlarımızı önce mutlu etmek bizim görevimizdir diye düşünüyorum. Hepinizin dikkatine sunuyorum.
Saygılarımı sunuyorum efendim. (MHP sıralarından alkışlar)