| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 23.03.2016 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nı görüşmeye devam ediyoruz, maalesef, henüz durdurulabilmiş değil fakat biz gerçekten bu kanunun mutlak surette üzerinde uzlaşılması gereken bir kanun tasarısı olduğunu, muhalefet ve iktidarın birlikte çıkarması gereken en temel kanunlardan biri olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz ve bundan tabii ki vazgeçmeyeceğiz çünkü burada hepimizin Türkiye halkına, halklarına, yurttaşlarına karşı sorumluluğu var.
Dünyanın gündemi farklı fakat Türkiye'de biz maalesef bu gündemin tabii, çok farklı boyutlarını çok geriden takip ediyoruz. Şu anda Türkiye'yle ilgili... Belçika'da DAEŞ'in yaptığı saldırı, yine Zarrab hakkında yetmiş beş yıl istenen hapis cezaları, bu konuda uluslararası medyada, basın-yayın organlarında, Türkiye'deki tartışmalar, aslında bunları konuşmamız gerekirken biz şu anda "Avrupa Birliğine uyum" adı altında fakat Avrupa Birliğine uyumsuz olan bir kanunu görüşüyoruz.
Biraz önce bize yönelik sataşmalarda "tutarsızlık ve çelişki" diye sık sık oluyor fakat şunu söylemek isterim ki tutarsızlık konusunda ve çelişkiler konusunda biz aksi yöndeki tutumumuzu, dirayetimizi ve kararlığımızı her zaman koruduk. Dün, barış, özgürlük, eşitlik ve Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda ne düşünüyorsak, dokunulmazlıklarla ilgili de, Anayasa'yla ilgili de, hangi konuda olursa olsun aynı duruşumuzu devam ettiriyoruz.
Size, Sayın Cumhurbaşkanının 28 Temmuz 2010 yılında yaptığı bir konuşmayı okuyacağım. "Benim dokunulmazlığı kaldıracağımın sözünü verdiğimi söylüyorlar. Dürüst olun, dürüst. AK PARTİ programına bakarsan dokunulmazlıklarla ilgili düşüncemizi orada görürsün. Orada ne yazar? Tüm 657'ye tabi olanlar, yargı, Silahlı Kuvvetler, tüm memurlar, aynı şekilde milletvekilleri, hepsinin dokunulmazlıklardan arındırılması hâlinde, evet, bizim düşüncemiz bu ama kalkıp da siyasetçiye dokunulmazlığı kaldır, ondan sonra da biz, siyasetçiyi birilerinin eline mahkûm edelim. Kusura bakma, bunun altında hangi tezgâhın yattığını biz çok iyi biliriz. Onun için, bu oyuna bizler gelmedik, gelmeyiz. Şimdi diyoruz ki: Gelin, en büyük dokunulmazlığı kaldıralım. Gelin, önce 12 Eylül Anayasası'yla dokunulmazlık zırhına bürünenlerin dokunulmazlığını kaldıralım. Milletvekili dokunulmazlığını ağızlarına sakız yapanlar, yedi buçuk yıldır muhalefet yapmak adına başka tek cümle üretemeyenler, şimdi 12 Eylülcülerin üzerindeki dokunulmazlık zırhının kalkmasına 'hayır' diyorlar." Nereden tutsak tutarsızlık gerçekten, çelişki dizboyu. Yani bugün dokunulmazlıklarla ilgili konuşmalar, demeçler, kükremeler, tehditler, şantajlarla kıyaslayınca bu konuşmanın hangi ruh hâlinde, o anki hangi çıkarlara göre ve hangi ilkeler ya da ilkesizlik üzerinden şekillendiğini, kamuoyunun, bizi izleyenlerin takdirine bırakıyorum.
Tabii, aslında Mecliste bu konuda verebileceğimiz yüzlerce, binlerce konuşma örneği var. Üç yıl önceden ya da beş yıl önceden ya da 2002'den bu yana gelinen süreçte o zaman ne deniyordu, şimdi ne deniyor? Gerçekten mağduriyet, mazlumluk ve haksızlık üzerine kurulan bir program ve yola çıkıştan, şu anda maalesef farklı bir yere evrilmiş durumda iktidar partisi. Mazlumluktan zalimliğe terfi etti ve şu anda, yani en büyük zulmü uygulama noktasında daha önce yaşadıkları acıları, haksızlıkları, ayrımcılıkları bugün aynı yöntemlerle değil, daha ağır, daha ağırlaştırılmış yöntemlerle Türkiye'de yurttaşlara karşı uygulamaktan tek bir adım geri atmamaktadırlar. Hâlbuki zamanında mağdur edebiyatı yapanlar, mağdur siyaseti yapanlar, mazlum olanlar, gerçekten haksızlığa uğrayanlar bunun acısını en iyi bilirler. Eminim, bütün milletvekillerinin de, AK PARTİ'lilerin de geçmişte yaşadıklarından çok büyük anıları vardır. İşte bugün Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'yla, biz, 78 milyonun hayatının mağdur edilebileceği zemini yaratıyoruz. Bütün verileri tek elde, tek güçte toplayarak totaliter bir sistemin altyapısını adım adım örüyorsunuz. Biz örmüyoruz tabii, siz örüyorsunuz, biz de burada muhalefet etmeye çalışıyoruz ve etmeye devam edeceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)