GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Arasında GTÖ Orta Asya Alt Bölge Ofisine Dair Anlaşmaya Yönelik GTÖ Orta Asya Alt Bölge Ofisinin Güçlendirilmesi Konulu Tamamlayıcı Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:58
Tarih:10.03.2016

HDP GRUBU ADINA ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Madde üzerinde parti grubum adına söz almış bulunmaktayım.

Madde, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü arasında birbirini güçlendirici kimi anlaşmaları içermekte. Tabii, uluslararası kuruluşlarla bu denli iş birliği içinde olmak, birbirini güçlendirmek, deneyim aktarımı yapmak önemli, bunu sağlamak da gerekiyor.

Bu anlaşmanın birçok maddesi var, katkı sunan, birbirini güçlendiren; karşılıklı birbirine güç, destek vermesi gereken birçok madde var ama asıl değinmek istediğim bir iki madde var. Bir: Orman, tarım, kırsal bölge kalkınması içermektedir. Tabii ki ilk önce kendi ülkenizde tarım, orman kırsal kalkınma esaslı olacak, güçlü olacak ki başka bir yerle eş güdümlü olabilesiniz ve katkı sunabilesiniz. Hükûmetin bu uluslararası anlaşmalarda Meclise getirip de kanun hâline getirmek istediği yanı... Ama aynı Bakanlar Kurulu dışarıda iş birliğini güçlendirici kararlar, anlaşmalar yaparken içeride bunun tam tezadı kararlar alıyor. Aynı Bakanlar Kurulu... Bu hafta içinde peyderpey açıklaması yapılan, özellikle bölge illerini kapsayan işte, Hakkâri, Mardin, Dersim'de özel güvenlik bölgesi kararı altında birçok bölge yasaklı bölge ilan edildi.

Şimdi, yasaklı bölge ilan edilen yerler -biliyorsunuz, her ilin mutlaka bir kimliği vardır, bir kimlikle tanımlanır, birçok kimlikle ama bir de üretim kimliğidir, yani ekonomik kimliğidir- yasaklanan bölgeler tam da uluslararası anlaşmalarda, işte bu maddede yer alan, işte orman kenti, tarım kenti, kırsal kalkınma olarak da öncelikli alınması gereken iller. Şimdi, bunlardan biri de Dersim ili, seçildiğim il. İşte, dün Sayın Vali tarafından bir basın açıklamasıyla açıklandı, artık periyodik hâle gelmiştir. Yani, dışarıdaki bu anlaşmalarla birine katkı sunan, destek sunan ama ne hikmetse bir halk deyimi vardır ya işte "İlacı olsa keline sürer..." Tam tersine dün Sayın Valinin açıkladığı işte Dersim'de 11 bölge yasaklı bölge ilan edildi, 1 Mart-1 Eylül arası yani altı ay yasaklı bölge. E, altı ay da kış zaten. O zaman demek ki il tümüyle -orman, tarım, üretime dayalı- yok edilmek isteniliyor.

Şimdi, gerekçesi, işte çatışmalı bölge, bu çatışmalardan dolayı bölge halkının, o yöredeki halkın güvenliğini, üretimini, seyahatini güvence altına almak yani ne hikmetse yasakladığı bir şeyi güvence altına almaktır; artık, bir tarz hâline geldi, güvenlik bile yasakçı zihniyet hâline geldi.

Şimdi, "11 bölge" deniliyor Dersim'de. Yani "11 bölge" denildiğinde sanki Dersim'de, 11 bölgenin dışında olağan bir yaşam var, olağan bir üretim var, doğal bir seyahat var ama sadece bu 11 bölgede olası çatışma risklerinden dolayı güvenlik alınması gerekiyor. Çok iyi biliniyor ki -defalarca da karşı çıkmamıza rağmen- işte kalekollar denilen, her tepe kalekol. Dersim'in bir girişi var, bir de çıkışı vardır yani Elâzığ'dan girilir, Pülümür Vadisi'nden çıkılır. Bu iki çıkışta bile, 26 tane arama noktası, yetmedi o kalekolları aşağı indirip yollarda barikatlar; çok "barikat" deniliyor ya, barikat her şeye gerekçedir. Elâzığ'dan Erzincan'a veya Dersim Merkezden Ovacık'a gidildiğinde bir barikatları görün, bir hendekleri görün. Yaşamı çekilmez hâle getiren barikatlar, bütün günlük yaşamın, insanın günlük yaşamını sürdürecek bütün hakların nasıl gasbedildiği, nasıl engellendiği görülecektir.

Şimdi, kırk yıldır alınan güvenlik yetmiyor, her tepeye yapılan kalekollar yetmiyor, bırakın tarım, orman kenti, tamamen bir askerî kışlaya dönmüş Dersim'de bu kadar askerî güvenlik yetmiyor, ayrıca bir de özel güvenlik yani bu kadar güvenliğin üzerine bir de özel güvenlik getiriliyor. Tam da işte bu anlaşmada yer alan orman, tarım ve kırsal kalkınma... İşte "11 bölge" denilen yer, çokça, her seferinde icraatların başında en çok da övünerek dillendirilen, "ilk işbaşına geldiğimizde, 2002'de, OHAL'i kaldırdık." deniliyor. Tam tersine, OHAL döneminde değil, cumhuriyet tarihinde bile Dersim'de bu kadar kapsamlı bir yasak gelmemiştir yani "11 bölge" denilen bir algı oyunudur. "11 bölge" denilen Dersim'in kendisidir, bütünüdür yani bütünü yasaklanmıştır. "11 bölge" denilmesi, demin söylediğim gibi, sanki sadece bir yerde risk yaşanacaktır. Bundan kaynaklı... Tam da yasaklanan bölgeye süre anlamında da OHAL döneminde bile bu kadar uzun süreli, bu kadar kapsamlı bir yasak gelmemişti. Yasaklı olan bölge tam da işte güya uluslararası anlaşma yapıp da şimdi tartıştığımız, işte "orman" deniliyor... Geçen sene Dersim'deki orman yangınlarını bırakın söndürmeyi... Güya ormanın korunması, geliştirilmesi ve bu deneyimin de uluslararası diğer kuruluşlara taşınması hedefleniyor. Dersim'deki orman yangınını bırakın müdahale edip söndürmeyi, tam tersine söndürme bir suç, bir propaganda olarak algılandı ve engellendi.

Yine çokça da bu kadar uluslararası anlaşma yapıp destek ve deneyim aktarımı yapılmak isteniliyor ama bırakın Dersim'de, bölgede kırk yıl bir tek orman yangını hükûmetler veya devlet tarafından söndürülmemiştir ne hikmetse. Kırk yıl kürdistandaki hiçbir yangına bu devlet müdahale etmemiştir. Bırakın Asya'da bir ofisle, bir şeyle güç birliği, bir anlaşma yapmayı... Bölgede bu tür olaylarda bir tek orman söndürme uçağı yoktur. Yüzlerce savaş uçağı... İşte geçen gün bu kadar yoğun tartışmamız, "Bu, bütçe savaş bütçesidir." dememizin nedeni, bir tek orman söndürme uçağı yoktur, bir tek orman yangınına da müdahale edilmemiştir.

Yine en çok övünülen "Köylere dönüş sağlanacak..." İşte tam da Dersim'de yasaklı bölge ilan edilen bölge orman bölgesidir. Karakol var, karakolun etrafında hiçbir yerleşim yeri yok ama ne hikmetse yangınlar çıkıyor. Nedir? Güvenlik amaçlı. Barajlar güvenlik amaçlı, orman yangını güvenlik amaçlı, yol kontrolleri güvenlik amaçlı, tutuklamalar güvenlik amaçlı, yaşamın her alanına ilişkin güvenlik amaçlı. İşte "köye dönüşler" deniyor. Tam da yasaklı bölge olan yer, son iki yıldır yavaş yavaş köylere dönüşlerin sağlandığı... "Mera" deniyor, anlaşmada biri de meradır. Dün açıklandı. 11 bölge de tam tersine meraların, 8 meranın olduğu bölgelerdir. Yani yasaklanan bölge güya bu anlaşmada -meraların sürdürülebilirliğinin devam ettirilmesi, ormanın sürdürülebilirliği 11 bölgede- hem köye dönüşlerin son iki yıldır sağlandığı hem mera hem arıcılık hem de inanç turizmi denen bölgelerdir. Tam tersine de bu anlaşmada sağlananın dışarıda katkı sunan, akıl veren, güç veren, deneyim aktaran ama içeride ise tam tersine yasakçı ve tümüyle bunu yok eden...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Süreniz bitti Sayın Önlü.

ALİCAN ÖNLÜ (Devamla) - Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)