GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Tasarısı Maddelerinin görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:55
Tarih:07.03.2016

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hayırlı akşamlar dileklerimle bütçe merkezli çeşitli maddeler üzerinde konuşan arkadaşlara ilaveten ben de 12'nci madde üzerinde konuşmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Fakat bugün -konuşulanlardan hareketle- bolca dinî referansları kullandık, özellikle Allah'ın ayetlerinden bahsedildi.

Arkadaşlar, Allah'ın ayetleri nasıl insan olmanın kurallar manzumesidir, nasıl bir hayat teşkil etmenin kurallar manzumesidir; burada kendi siyasi pozisyonlarımızı savunmak ya da pozisyon almak için okunulan şeyler değildir sadece, kendimizin ilke ve düstur edinmemiz gereken kurallar manzumesidir. Dolayısıyla, ben böyle bir şey yapmayacağım. Dolayısıyla, referanslar silsilesinde de Allah'ın ayetleri bellidir, kurallar bellidir, Peygamber'in sünneti bellidir. Ama, şimdi, yaptığımız yanlışlar noktasında, biz ayetleri nasıl okuduklarımızla haşrolup sınava çekilmeyeceğiz yani o ayetlerden ne anladık, hangilerini uyguladık, hangilerine rağmen aksi istikamette işler yaptık, o anlamda yaptıklarımızla sıygaya çekileceğiz. Dolayısıyla "Nasıl okudunuz, ne kadar güzel okudunuz, aferin." gibi bir muhatap göremeyeceğiz, "Ne yaptınız?" denilecek.

Değerli milletvekilleri, "Ebuzer el Gıfari" diye bir zatımuhterem vardır, bilirsiniz. Ben kendi adıma öyle bir pay çıkardım. Yani, herkesin sustuğu bir dönemde, işte okuduğumuz o Allah'ın ayetlerinden aldığı güçle, ilhamla israfın haram olduğunu, herkesin sustuğu bir zamanda israfın haram olduğunu haykıran bir Allah dostudur. İlk Müslüman olanlardandır, Resulullah onun için ona "Abdullah" demiştir ama 80 yaşında sürgünler yaşamıştır. Niye? Sebebi şudur: "İsraf haramdır." demiştir çünkü ondan şaşalı bir saray yapmak için cevaz istenmiştir. O da bunun israf olduğunu, böyle bir şeyin olamayacağını söylemiştir ve hakkı, hakikati savunarak 80 yaşında sürgünü göze almıştır.

Şimdi, biz de bütçe konuşuyoruz. Bakın, bütçede israf kalemlerimiz o kadar çok ki. Birilerinin basite alıp "çerez parası" dediği rakamlar ve bunun gibi bir sürü israf kalemleri. Efendim, bugüne kadar, birkaç gündür arkadaşlarımız çok güzel ifade ettiler, teknik analizlerini yaptılar. Bakın, on dört yılda 17 kat artan bir örtülü ödenek bütçemiz var, milyarları aşan bir örtülü ödenek bütçemiz var, hatta yapılan bu artışlar birkaç üniversitenin genel bütçesine denk geliyor. Hâlbuki biz bu bütçeyi gerçek ihtiyacı olanlara, o çerez parası dediğimiz, hafife aldığımız rakamları... Ben inanıyorum ki taşeron kardeşlerimize... Bugün bir mektup aldım, size de geliyordur bu tür mesajlar: "Hocam, hafta sonları okulda kurslar var, kurslarda görev alıyorum. Taşeron işçiyim, ücret alıyorum. Cumartesi, pazar on-on iki saat arası hizmet ediyorum, aldığım para 9 TL." diyor. Allah'tan korkun! Üstadın şiirlerinden okuyanlar oldu. Şimdi, buradan sesleniyorum: Bu, 1'e 9, 9'a 1 değil mi? Kurt kuzuya yapar mı böyle bir taksim? Gelin -o çerez paralarını- bu kardeşlerimizin emeklerinin karşılıklarını alın terleri soğumadan verelim.

Efendim, bir başka şey: Şu aralar Büyükşehir Yasası'nı değiştirmeyi düşünüyorsunuz, iktidar partisi olarak söylüyorum sizlere. Niye? Çok güzel, biz bunun çıkmasında sakınca görmüştük ama sokaklara bombalar döşenince, mayınlar döşenince akıl başa geldi. Ama, sadece nedeni o değil, değiştirin, değiştirelim hep beraber. Niye? Onun içinde sömürü de var.

Çiftçinin, üreticinin sorunlarını anlattı arkadaşlarımız. Bugünlerde süt biraz bol diye tüccarın elinde kaldı gariban çiftçi, gariban besici. 1,15 TL olan süt, 85 kuruşlara, 90 kuruşlara kadar çekildi. Şimdi, Sayın Bakanımı dinledim geçen, diyor ki: "Ben dedim ki: 'İlgili şirketler toplanın, süt tozu yapın, ben de alayım, destek olayım.'" Ya, köylüden sütü al da Allah rızası için, her türlü sosyal destek yardımı yapıyorsun, sütü de bedava dağıt, ne olur ki yani? Bunu niye yapamıyorsunuz, niye öteliyorsunuz?

Şimdi, bir de köyde babadan, dededen kalma vakıf arazileri var, cami arazisi var, bu Büyükşehir Yasası içerisinde, buna Büyükşehir Yasası'yla el koyduk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL AYDIN (Devamla) - Bir an önce bunu düzeltelim, hem madden hem manen vebal altındayız, hak sahiplerine iade edelim, onlar atalarından kalan vakfiye mallarını istedikleri şekilde kullansınlar.

Bir başka şey: Yarın Kadınlar Günü'müz, şimdiden kutlu olsun. Ama, biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, yüce Meclisin heyeti olarak, inanın, Aylan bebekten büyük bir üzüntü yaşadık, uluslararası kamuoyunda çok büyük sıkıntılar yaşadık, yüzümüz kızardı, bir Özgecan olayı yaşadık. Bakın, şimdi, şunu ben yabancı basından aldım. Şu kardeşimin resmi inanın beni çok rahatsız etti. Ne üçgenim ne ikizkenarım ne paralelim ama bir Allah'ın kulu olarak bir kardeşimin böyle bir muameleye maruz kalmasından rahatsızım. Onun için, yarınki kutlamalarımızda, lütfen, bunları da gündeme getirelim diyorum, saygıyla selamlıyorum hepinizi.