GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanı ile Başbakanın söyledikleri sözlerin anlamını başka yerlere çekmenin doğru olmadığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:55
Tarih:07.03.2016

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Biraz önce başka bir tartışma yaşandığında CHP'nin kıymetli Grup Başkan Vekili Engin Altay Bey dedi ki: "Siz dünyanın en doğru, en güzel işlerini de yapsanız biz muhalefet olarak eleştireceğiz kardeşim; muhalefetin görevi budur." Doğru, biz denizin üzerinde yürüsek bile siz "yüzme bilmiyorsunuz" diye bizi eleştireceksiniz, bunu kabul ediyoruz sizin de ifade ettiğiniz gibi.

Mesele şu: AK PARTİ'nin durduğu yer çok belli. O söylendi bu söylendi; bu tartışmalar uzar gider. Bizim durduğumuz yer bu ülkenin kardeşliğidir, terörden, katliamdan, kan dökülmesinden uzakta demokratik zeminlerin güçlendirilmesidir. Sayın Cumhurbaşkanının da Sayın Başbakanın da tarih içinde her yerde söylediği sözlerin bağlamı da budur, anlamı da budur. Bunu başka yerlere çekmenin manası yok.

Ayrıca, ben tevil çabası içinde falan da değilim. Sayın Cumhurbaşkanının Diyarbakır'da yapmış olduğu konuşmanın bir kardeşlik konuşması olduğunu söyledim. Söylediği de Sayın Barzani'nin yanında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Bostancı siz de.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - ...misafirler var orada, çeşitli yerlerden gelen misafirler; onların geldikleri yerlere selam göndermek amacıyla "Kuzey Irak Kürdistan'ındaki dostlarımıza da muhabbetle..." diyor. Şimdi, alıp bu lafları şartlar, şartlar içerisinde başka bir bağlama taşımak doğru değildir, bu ülkeye faydalı bir iş de değildir.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Cumhurbaşkanını boşa çıkarıyorsun ya! Allah Allah! Grup konuşmasını izle, doğru bilgi vermiyorsun.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Herkes durduğu yer neresi ona baksın ve söylediği sözleri bunun üzerine anlamlandırsın. Hiçbir tevil, hiçbir saptırma, hiçbir başka türlü çaba, gayret söz konusu değildir. Bizim yerimiz kardeşliktir; her zaman da buradayız.