| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Tasarısı Maddelerinin görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 07.03.2016 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA MİT (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 9'uncu maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Meclis tarafından kabul edilen Onuncu Kalkınma Planı'nın gerçekleşemeyeceği anlaşıldığından, Aralık 2015'te Bakanlar Kurulu tarafından 2016 ve 2018 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program ortaya konulmuştur. Bütçe ve planlar bütün fertleri alakadar eder, onun için bu belgelerin gerçeği yansıtması gerekir. Sizlere sadece bir rakam vermek istiyorum: AKP'nin 2011 Seçim Beyannamesi hedeflerinde 1,076 milyar dolar olan gayrisafi yurt içi hasıla geçen yıl ortaya konulan Orta Vadeli Program'da 850 milyar dolar, 2015 yılı gerçekleşmesi ise 722 milyar dolardır. Bir diğer rakam, Onuncu Kalkınma Planı'nda 2018 yılına ilişkin 15.966 dolar olarak gösterilen fert başına yıllık millî gelir, Orta Vadeli Program'da 10.656 dolar olarak revize edilmiş yani yüzde 33 yanılma vardır. Çokça telaffuz edilen, olmadığı hâlde varmış gibi gösterilen istikrar bu mudur?
Şubat 2016 itibarıyla, Ekonomi Güven Endeksi 14,8 gerilemiştir. Bunu başka faktörler de etkilemiş olabilir ancak Hükûmet bu faktörleri de ortadan kaldırmak, ilan ettiği hedefleri her hâlükârda gerçekleştirmek zorundadır. Bu Hükûmetin ve bu bütçenin inandırıcılığı yoktur. Merhum Alparslan Türkeş'in kurduğu Devlet Planlama Teşkilatını hatırlamak, hakkını da teslim etmek gerekiyor. AK PARTİ iktidarı Devlet Planlama Teşkilatını kapatmıştır, şimdi yapılanlarsa gerçekleşme ihtimali olmayan planlarla uğraşmaktır.
Bütçe Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesi yatırımlarla alakalıdır. Devlet yatırımlarının ekonomiyi etkilemesi, yönlendirmesi tabiatı icabıdır. Maddenin (1)'inci bendinde proje adına tefrik edilen ödeneğin başka bir projeye kullanılamayacağı ifade edilmektedir. Bu bütçede yatırım ödeneklerinin yerine toplulaştırılmış projeler, topluca ödenekler ayrılmıştır. Bu nereden geliyor? Bakanlar Kurulunca kabul edilen 2016 Yılı Programı'nın Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar'dan gelmektedir. Bu kararnamenin 31'inci maddesinde kuruluşların proje revizyon taleplerini 15 Aralık 2016'ya kadar Kalkınma Bakanlığına gönderileceği, bu taleplerin de yıl sonuna kadar sonuçlandırılacağı bildirilmektedir.
Değerli milletvekilleri, 2016 yılı bütçesinde yatırımlar için 60 milyar TL ödenek ayrılmıştır. Mukayese olsun diye söylüyoruz, 2016 yılında faiz ödemelerine de 56 milyar TL ödenek ayrılmıştır. Bizim yatırımdan anladığımız, ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacak, istihdam yaratacak, ekonomiyi kırılganlıktan kurtaracak dengeli ve güvenli kılacak üretime yönelik olan yatırımdır. AK PARTİ iktidarları döneminde bu manada hiçbir yatırım gerçekleştirilmemiştir. İktidar çevreleri daha yeni yeni "üretim" demeye başlamışlardır. Yatırım ile tasarruflar arasında ilişki vardır. Maliye Bakanımız bütçe sunumunda "Ekonomide sağlanan güven ve istikrar ortamının da etkisiyle finansmana erişmenin kolaylaşması, özel tasarrufların gayrisafi yurt içi hasılaya oranını yüzde 11,2'ye indirmiş." demektedir. Tasarruf oranlarından birkaçını ifade edelim: Çin'de yüzde 47,4; Güney Kore'de yüzde 35,7; Hindistan'da yüzde 29,3; Endonezya'da yüzde 31,7 ve Meksika'da 19,7. Bu ülkeler, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler kategorisinde sayılmaktadır.
Özel tasarrufları teşvik etmek maksadıyla oluşturulan bireysel emeklilik sistemi de yanlış kurgulanmıştır. Bireysel emeklilikte yüzde 25 oranındaki devlet katkısıyla oluşan fon, devletin iç borçlanmasında kullanılmakta yani devlet kendi parasına faiz ödemek durumunda kalmıştır. Bu faiz, sigortalıya yansıtılsa diyeceğim yok ancak bu faiz sigorta şirketlerine aktarılmaktadır.
Şimdi, takibe düşenler hariç 26 milyon kişinin tüketici kredisi ile kredi kartları borçlarının toplamı 600 milyar dolardır yani neredeyse bir yıllık gayrisafi yut içi hasılaya eşittir. Bu 600 milyar dolar, çalışılacak, yemeden içmeden kesilecek ve ödenecek. Peki, asgari ücretli bunu nasıl ödeyecek?
Yıllardır söylenmesine rağmen, AK PARTİ Hükûmeti, tasarruf eksiğini gidermek maksadıyla, satacak hiçbir şey kalmadığından, gözünü şimdi milletin kefen parası olan yastık altında biriktirdiği altınlara dikmiştir. Şimdi, Hükûmet "Altın şeklinde tutulan tasarrufların sisteme çekilmesi için çeşitli mekanizmalar geliştireceğiz." demektedir. Şimdi, elde avuçta kalana gözünü dikti Hükûmet. Tasarruf yoksa yatırım yoktur, borç alırsınız. "Yabancı sermaye bu açığı karşılasın." denilirse on üç yıllık yabancı sermaye girişlerine bakılması gerekmektedir. Bankaların sendikasyon kredileri, devlet tahvilleri, borsa ve döviz spekülasyonları, bunların ülkemize ne katma değer sağladığını da Hükûmete sormak gerekir.
TÜİK'in 2015 yılı verilerine göre, 15 ila 24 yaş işsizlik oranı yüzde 18,6'dır. Reel işsizlik miktarı ise 6 milyon civarındadır. Bunlar iş alanı istiyor, bu insan gücü ekonominin dışında kalıyor.
Şu kadar üniversite kurduk deniliyor. Sayın Bakan, kaç üniversitemiz sizin kriterlerinize uygun üniversitedir? Daha değişik bir anlamla, dünyada denkliği kabul edilmiş kaç tane üniversitemiz vardır? İşsizliği aşağı çekmek üzere oluşturulan yüksek liselerin, eğitilmiş iş gücü arayan ekonomiye katkısı ortadadır. İşverenler kalifiye eleman aramakta, gençler ise iş aramaktadır.
Başbakan ve Maliye Bakanının sunumlarında bazı yatırımlardan bahsedilmektedir. Yapılan işin kötüsü olmaz, bizim itirazımız kaynakların verimli kullanılmadığınadır, adama göre yatırım projesi icat etmeyedir. Hızlı trenle alakalı sözleşmelerde 57'nci Cumhuriyet Hükûmetinin imzası vardır. Sayın Başbakan, Başkentray Projesi'ni hayata geçirdiğini söylüyor. Çalışan 2 hat var. Çayyolu hattı ne hikmetse çok yavaş, Sincan hattı ise proje hatası olarak aktarmalı olarak çalışmaktadır, Keçiören hattı ise Allah'a emanet, yılan hikâyesine dönmüştür.
Kıbrıs'ın içme suyu ihalesi yapıldı, 1,5 milyar dolar harcandı. Sonuç olarak Kıbrıs Hükûmetiyle suyun dağıtımı, ücretlendirmesi gibi konularda anlaşma sağlanamadığı için proje bugün ortada beklemektedir. Başbakan, iktidara geldiklerinde 26 havaalanı olduğunu, bunu 55'e çıkardıklarını söylemektedir. Mevcut askerî havaalanlarını sivil uçuşa açmayı yatırım olarak ifade etmek doğru değildir. Kaç tane yeni havaalanı yapılmıştır, bunun söylenmesi gerekmektedir.
Hazır üretim ünitesi olan tarım sektörüne yapılan yatırımlar ya yanlış olmuş ya da böyle yatırımlar yapılmamıştır. Çünkü, dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden birisi olan Türkiye, canlı hayvan, pamuk, buğday, hatta mercimek, ot, saman, nohut gibi maddeleri ithal eder hâle gelmiştir.
On üç yıllık AKP iktidarı döneminde, en yoksul yüzde 20'lik kesim millî gelirin yüzde 6,5'unu; en zengin yüzde 1'lik kesim ise millî gelirin yüzde 54'ünü almaktadır. En zengin yüzde 1'lik kesimin aldığı pay son on yılda yüzde 43 oranında artmıştır. Hükûmet buna da itiraz edebilir ancak gerçekleri değiştiremez diyor, bütçenin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)