GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Konuşulan dilin kişinin kimliğini ortaya koyduğuna ve kürsüde konuşma yapan herkesin partisini ve Meclisi düşünmesi, kullandığı dili bunun üzerine kurması gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:55
Tarih:07.03.2016

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, Sayın Özel'in açıklamalarını memnuniyetle takip ettik.

Esasen, Mecliste müzakereye dayalı bir dilin teşekkülü karşılıklı katkılarla oluşur. Dile ilişkin şunu söylerler: Biz meramımızı dille anlatırız, kelimelerle anlatırız ama aynı zamanda, konuştuğumuz dil de bizi anlatır. Hangi kelimeleri konuşuyorsak bu aynı zamanda bizim karakterimizi, muhakeme biçimimizi, kafamızın çalışma usulünü ortaya koyar. Başkalarına, ötekilere hangi dille, hangi kavramlarla eleştiri, analiz getiriyorsak bu aynı zamanda bizim kimliğimizdir. O bakımdan, söylenen sözleri aynı zamanda kişinin kendi kimlik deklarasyonu olarak görmek lazım.

İkinci husus, bu kürsüde yapılan konuşmalar. Önce, kişi kendisi için konuşur, çok doğru, adıyla soyadıyla kendisi için konuşur; aynı zamanda partisi için konuşur, aynı zamanda Meclis için konuşur. Vatandaş burayı izlerken Meclisteki konuşmalar diye bakar. Dolayısıyla, kendisini, partisini ve Meclisi, o kürsüde konuşma yapan herkesin düşünmesi ve muhakemesini, kullandığı dili bunun üzerine kurması gerekir.

Biz, kaba, yaralayıcı ifadelerin sehven veya bilinçli bir tarzda kullanılması hâlinde, esasen parti gruplarının genel dili bu olmamakla birlikte, teşekkül eden atmosfer dolayısıyla o dilin arkasında saf tutmak gibi garip bir durumun ortaya çıktığını görüyoruz. Bu sevimli değil, bu uygun değil, bu Meclisin kastına da hizmet eden bir yaklaşım değil.

Eminim ki biraz önceki tartışmada Sayın Ağbaba'nın kullandığı kelimeyi CHP'nin değerli vekilleri onaylamazlar, öyle bir kelimenin arkasında saf tutma gereğini de duymazlar. Bunun başka örnekleri de vardır diğer partiler için. Sonuçta, bizim kastımız ve derdimiz bu ülkenin meselelerini tartışmaksa o polemikçi dilden, o haddini bildirme, lafı gediğine koyma, karşı tarafı bir bakıma taciz edecek, hop oturtup hop kaldıracak bir dil kullanmamak gerektiği açıktır.