| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Tasarısı Maddelerinin görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 07.03.2016 |
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 6'ncı maddesi üzerinde söz aldım. Bu vesileyle sizleri, sizlerin nezdinde aziz milletimizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.
Şu anda doğu ve güneydoğuda devam eden terör olaylarının tek hedefi, Müslüman Kürt kardeşlerimizi İslamiyet'ten ve bin yıldır kardeşlik içinde yaşadığı Türk milletinden koparmaktır. Teröristlerin dinden uzak hâle getirilmeleri ve hatta gayrimüslimlerle iş birliği içinde olmaları bunun bir delilidir. Haçlı zihniyeti de buna destek olmaktadır. Bu sebeple, terörle alakalı bazı tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Birincisi: Müslüman bir insan Müslüman bir toplumda azınlık olamaz. Bizim inancımıza göre azınlık olmanın kriteri dindir. Devletimiz laik olsa da bizler Müslüman'ız. Bizim duygularımızı, arzularımızı, fikirlerimizi, hülasa kalbimizi, aklımızı ve nefsimizi tesiri altında tutan bir unsur vardır ki o da dindir. Batılıların ve İslam düşmanlarının terör olaylarını tahrik için kullandıkları en önemli silah olan azınlık fikrine en öldürücü darbe ancak ve ancak din ve İslamiyet'le verilebilir. Bedîüzzaman'ın ifadesinde "Kürtler ve Türklerin ve bu vatan evlatlarının yüzde 99'unun gayet kıymettar üç cevheri vardır: Birincisi İslamiyet'tir ki milyonlarla şehitlerin kan pahasıdır, ikincisi insaniyettir, üçüncüsü milliyetimizdir ki milliyetimiz bir vücuttur; ruhu İslamiyet, aklı Kur'an ve imandır." (AK PARTİ sıralarından alkışlar) "Bundan başka, bizi mahveden 3 de düşmanımız vardır: Birincisi fakirlik, ikincisi cehalet, üçüncüsü ihtilaf ve keşmekeşliktir. Şimdi bize 3 elmas kılıç lazımdır; ta ki 3 cevherimizi muhafaza edelim ve 3 düşmanımızı da mahvedelim. Bunlardan birincisi, millî birlik ve beraberliğimizdir. İkincisi, çalışmak, ilerlemek ve maddeten terakki etmektir. Üçüncüsü, millet olarak birbirimizi sevmek ve saymaktır. Türkler bizim aklımız, biz de onların kuvvetiyiz; ikimiz birlikte iyi bir insan oluruz. İttifakta kuvvet var, birlikte hayat var, kardeşlikte saadet var." diyor.
En önemli unsurlardan ikincisi de ırkçılık fikridir. Başkasını yutmakla beslenen bir Frenk illetidir ırkçılık. Anadolu insanlarını birbirine bağlayan bağ, kuru bir ırkçılık değildir. Zira, kuru bir ırkçılık fikri, Avrupa tarafından İslam âlemini ve özellikle Osmanlı Devleti'ni parçalamak için içimize bir Frenk illeti olarak atılmıştır. Anadolu Müslümanları ayrı ayrı milletlerden ve kabilelerden olabilirler ancak aralarında binbirler adedince birlik bağları vardır; Yaradanları bir, rezzakları bir, peygamberleri bir, kıbleleri bir, kitapları bir, vatanları bir. Bu kadar bir birler, kardeşliği, muhabbeti ve birliği gerektirmektedir. Zaten Kur'an da aynı hakikati haykırmaktadır: "Sizi, tâife tâife, millet millet, kabile kabile yarattık. Ta birbirinizi tanımalısınız ve birbirinizdeki sosyal hayata ait münasebetlerinizi bilesiniz ve birbirinize yardım edesiniz." Türk ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın, birbirine en çok muhtaç oldukları ve her ikisini de esir etmek için uğraşan nice dış düşmanlar varken, sırf ırkçılık fikriyle birbirine yabani bakmak ve birbirini düşman telakki etmek büyük bir felakettir. Büyük ejderhalar hükmünde olan Avrupa'nın doymak bilmez hırslarını tatmin için pençelerini açtıkları bu anda, ırkçılık fikriyle dindaşına düşmanlık ve kin beslemek çok tehlikelidir; Türklerin ve Kürtlerin o düşman pençelerine düşmelerine sebep olmaktadır.
Evet, üçüncü tespitim de, Türklerin ve Kürtlerin kaderi ve tarihi müşterek yazılmıştır. Din ile milliyetimiz et ile kemik gibi olmuştur ve birbirinden ayrılamaz bir bütündür. Biz Müslümanlar, indimizde ve yanımızda din ve milliyet, bizzat beraberdir. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değildir. Belki din, milliyetin hayatı ve ruhudur.
"Biz şarklılar garplılar gibi değiliz. İçimizde ve kalbimizde hâkim olan din duygusudur." diyen ve bu hakikati bir asır önce gören büyük âlim Bedîüzzaman meseleyi çok açık bir şekilde takdim etmektedir: "Sultan Selim'e biat etmişim, onun ittihadı İslam'daki fikrini kabul ettim. Zira, o, şark vilayetlerini ikaz etti, onlar da ona biat ettiler. Şimdiki şarklılar, o zamandaki şarklılardır."
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Fethullah Gülen ne dedi? Bir de onu, Fethullah Gülen'in sözlerini anlatsana!
ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Büyük Millet Meclisinin ilk günlerinde davet edildiği Meclis kürsüsünde, dinleyiciler arasında Gazi Mustafa Kemal'in de bulunduğu mebuslara karşı aynı ikazını, şu hakikati haykırmıştır...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - "Şarkı ayağa kaldıracak din ve kalptir, akıl ve felsefe değil. Hasmınız ve İslamiyet düşmanı olan Avrupalılar, dindeki lakayıtlığınızdan pek fazla istifade ettiler ve ediyorlar ." Günümüzde geldiğimiz durum da bunu göstermektedir.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Başbakan Avrupa'da yahu!
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Fethullah Gülen ne diyor bir de onu anlat bakayım. Pensilvanya'ya kaç defa gittin sen?
ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Bu duygu ve düşüncelerle 2016 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)