GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 7'nci tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:52
Tarih:04.03.2016

HDP GRUBU ADINA İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben konuşmama geçmeden önce, şöyle 4 resmin bulunduğu bir panoyu sizlere göstermek istiyorum ve özellikle grup başkan vekillerine ve milletvekillerine de bir soru sormak istiyorum: Bu 4 resimden 3'ü AKP Hükûmetinin emrindeki gladyo ve Ergenekon çeteleriyle birlikte Sur'da ve Cizre'de yarattığı yıkıma ait, oradaki vahşete ait.

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - PKK'nın eseri, PKK'nın.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - 1'i ise Filistin'de, Gazze'de aynı yıkımı ve vahşeti ortaya koyan İsrail devletine ait. Biz saatlerce, danışman arkadaşlarla da toplantı yaptık, Sur'u ve Cizre'yi karış karış, adım adım bildiğimiz için uzun süren tartışmalardan sonra zorla o resmi bulduk, ortaya çıkardık. Şimdi size soruyorum arkadaşlar: Bu 4 resim arasında hangi resmin AKP Hükûmetinin yıkımına, hangi resmin de İsrail devletinin yıkımına ait olduğunu seçebiliyor musunuz? Ben bunu sizlere de göndereceğim.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Kaç ton bomba attınız, kaç ton?

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Onun gibi resimler Yahudilerin eseri, siyonizmin eseri, öbürü de PKK'nın eseri.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Buradaki milletvekilleri belki mesainin çoğunu Mecliste geçirdiği için bilemeyebilirler ama bu yıkım tablosunun mimarı Millî Savunma Bakanı da burada olduğu için, o yıkım tablosunu yaratan askerî yetkililer de burada olduğu için, Sayın Bakan, size de sormak istiyorum: Bu 4 resimden 1'i İsrail devletinin yaptığı yıkım...

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Diğeri de taşeron PKK'nın eseri.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - ...3'ü de sizin Sur'da ve Cizre'de yaptığınız yıkıma ait.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Kaç ton bomba attınız, kaç ton, onu söyle? Kaç tane araç patlattınız?

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Acaba hangi resim İsrail'in yaptığı yıkıma aittir, hangi resimler de sizin Hükûmetinize ait yapılmış olan yıkımdır diye size soruyorum. İsterseniz resmi de size gönderebilirim.

Yani değerli arkadaşlar, demin burada, oturumdan önceki tartışmayı da ibretle izledim. Çözüm süreci vardır diye "Yargı önüne çıkacaksınız." deniyor, buraya çıkıp bir cümle kullanamıyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülkesinde bir hükûmet barış görüşmesi yürüttü diye, akan kanı durdurma adına bir müzakere çalışması yürüttü diye yargı önüne, mahkeme önüne çıkmamıştır, hesap vermemiştir. Dünyanın bütün örneklerinde müzakere süreçleri, barış süreçleri kutsanmış, ona katkı sunan hükûmetler sonuç almamışlarsa bile oradaki halklar tarafından büyük bir kutsiyetle addedilmişlerdir. Ben beklerdim ki sizden birisi buraya çıkıp desin ki, masaya, şu kürsüye yumruğunu vurup desin ki: "Evet, biz o çözüm sürecini AKP Hükûmeti olarak yürüttük. İki buçuk yıl boyunca bu virane kent tablolarını bu ülkeye yaşatmadık, binlerce gencin ölümüne neden olacak bir sürecin önüne geçtik." Şimdi, "Yok, bilmem, o süreçte mühimmat yığıldı, hendekler oldu, barikatlar oldu." Ya, külliyen yalan, çözüm sürecinde hendek, barikat meselesi yok.

SALİH CORA (Trabzon) - Vardı, vardı.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bir iki lokal olay oldu, iki gün içerisinde o lokal olayların tamamı çözüldü.

Silah yığılma, mühimmat yığma meselesine gelince, biz Orta Doğu coğrafyasındayız arkadaşlar, önünü almazsak Türkiye'de toplumsal kitleler karşı karşıya gelirse toplumsal kitleleri üç günde, iki günde silahlandırmak için pusuda bekleyen dünya kadar güç var; iki güne bakar, bir haftaya bakar, on güne bakar. O nedenle çıkıp çözüm süreci üzerinden bu şekilde, tamamen o süreci vebalı göstermek isteyen anlayışlara karşı net duruşlara sahip olmanız lazım. Sorun nedir, biliyor musunuz? O dönemde cesur bir şekilde çıkıp "Ben baldıran zehrini içmeye hazırım." çıkışını yapanlar maalesef o baldıran zehrini kendileri içmemiş, ülkeye ve halklarımıza içirmişlerdir. Oysa eğer farklı bir tutum içerisinde olsaydınız bugün ne bu akan kan ve yıkım tabloları olurdu ne de siz burada bu düzeyde aciz bir pozisyon içerisinde olurdunuz.

Bakın, dünya devletlerinde hükûmetler neden dolayı yargılanır çözüm süreçleri, müzakere süreçlerinden sonra? Sürem kalmadı, sadece bunu okumak için gelmiştim. Demin de birkaç maddesini okuduğum Roma statüsünde belirlenen Uluslararası Ceza Mahkemesinin de mevzuatını teşkil eden o uluslararası hukuka uymamaktan dolayı yargılanır. Şehir merkezlerini abluka altına almakla, sokağa çıkma yasaklarıyla bütün kenti cezalandırmakla, kadın bedenlerini teşhir ederek insanlık onuruna ağır saldırılar yöneltmekle hükûmetler yargılanır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Sizin de günün birinde yargılanma durumunuz olursa "Niye çözüm süreci yürüttünüz?" diye değil, "Niye çözüm sürecinden vazgeçip bu yıkım tablosunu yarattınız?" diye olacak. (HDP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ediyorum.