| Konu: | Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz'ün yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 04.03.2016 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, aslında doğrudan bir sataşma var Sayın İnceöz'ün sözlerinde. Bize yönelik olarak parlamenterlerin ülkemizi suçlamasının ve şikâyetinin kabul edilemezliğini ifade etti ve hiç kimsenin suç işleme ayrıcalığına sahip olmadığını... Gazeteciler üzerinden özellikle örnek verdi. Kendisine kesinlikle hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü olmadığı konusunda iştirak ediyorum. Doğru, hukuk devleti isek eğer, bir anayasaya bağlı isek, bütün vatandaşlar olarak hiçbir ayırım gözetmeksizin kanunlarda suç olarak tanımlanan... Anayasa'ya aykırılık da dâhil, herkesin bunlara uyma yükümlülüğü vardır. Bu konuda, ne Hükûmetin ne bakanların ne Başbakanın ne Cumhurbaşkanının suç işleme özgürlüğü yoktur, cezadan muafiyeti de söz konusu değildir. Bunu sadece iktidara muhalif söz söyleyenler için "Suç işleme özgürlüğü yoktur." demek, "Herkes hukuk önünde eşittir." ilkesine aslında göz yummak anlamına gelir. Ayrıca, gazetecilere yönelik başlatılan kampanyanın da arka planının düşünce ve ifade özgürlüğü olduğunu ifade etmek istiyorum.
Diğer mesele, katliam ve savaş meselesi. Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü'ne göre şu anda Kürt illerinde yaşanan olaylar, güvenlik güçlerinin uyguladıkları yöntemler kesinlikle sözleşmeye aykırıdır. Şu anda, Türkiye taraf değil, doğru ama bu savcılığın resen soruşturma görevini de ortadan kaldırmaz. Buna ilişkin istisnaları da saklıdır.
Biz kendi ülkemize, Türkiye'ye ihanet etmiyoruz, tam tersine Türkiye yurttaşlarının, halkın, 79 milyonun devlete karşı hak ve özgürlüklerini savunuyoruz. Hukuk devletinde önemli olan halktır, yurttaşlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sözlerimi toparlayabilir miyim?
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Beştaş, buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ve literatüre yeni bir kavram girdi, "Devlet meşru müdafaa hâlinde." Yani, bunu da ayrıca tartışmak lazım. Burada korunması gereken halktır. Halkın, sivillerin katledilmesidir ve bu kesinlikle bir şikâyet mekanizması olmasından öte devletin suç işlediğini ortaya koyuyor. Eğer savaş değilse SAS komandolarının Cizre'de ne işi var? Orada deniz mi var? 110 binlik nüfuslu Cizre'ye neredeyse nüfusunun yarısı oranında asker, özel harekât timi sevk edilmiştir, nüfusunun yarısı oranında orada konuşlanmışlardır.
Son olarak da şunu söyleyeyim: Doğru, Jonathan Powell'ın çok ünlü bir tespiti var IRA sorununu çözerken -biz de kendisiyle tanışmıştık ve dinleme fırsatı bulmuştuk- bisiklet pedalını asla durdurmamak lazım ama bize düşen de o pedalın gerçekten süreklilik arz etmesi için üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirmektir çünkü gerçekten anneler ölmeye ve acı büyümeye devam ediyor.
Teşekkür ediyorum.