| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 02.03.2016 |
MHP GRUBU ADINA AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Hükûmeti, sağlık alanında elinde bulundurduğu devlet ve medya gücü ile taraflı ve yanlı bir algı operasyonu yaparak sağlıkta devrim yaptıklarını ifade etmişlerdir.
Saygıdeğer vatandaşlarım, isterseniz gelin bir de bizim ağzımızdan şu tüm gerçekleri dinleyin ve her iki tarafı birlikte değerlendirerek karar verin. Öncelikle, 2003 yılında Sayın Recep Akdağ'ın uygulamış olduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı nereden çıkmıştır, bu programla Türk milletine, vatandaşlarımıza neler yapılmak isteniyor? Bunları tek tek açıklamak istiyorum.
Sayın Bakan, bildiğiniz gibi, 2003 yılında "İnsan odaklı bir Türkiye modeli sağlık politikası" uygulayacağını ifade etmiştir ve sağlık politikasındaki hastalığı ifade ederek doğru teşhis koyacağını ve kararlı bir politika uygulayarak bu politikanın sonuçlarını hep birlikte değerlendireceğini ifade eden sağlıkta politika çemberini ifade eden bir şekil bize göstermiştir. Biz de bu kararlı ifadelerden sonra Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı merakla bekledik.
Şimdi, bakın, size bir kitap göstermek istiyorum. Bu kitabın ismi "Sağlık Reformunun Doğru Yapılması" Bu kitap, aslında İngilizce bir kitap. Bu kitabın yazarları kim biliyor musunuz? Peter Berman ve Marc Roberts ve arkadaşları. Bunlar kim biliyor musunuz? Bunlar Amerika'da Harvard Üniversitesinde sağlık politikaları ve sağlık ekonomisi konusunda eğitim almış, Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası ve IMF'yle iş birliği içerisinde hareket eden ve istedikleri sağlık politikalarını tüm dünyada uygulamak isteyen kişilerdir. Bu kitabı Türkçeye çeviren ise kimdir biliyor musunuz? Sayın Profesör Doktor Recep Akdağ ve arkadaşlarıdır.
Şimdi, bu kitabın bir sayfasını çevirdiğimiz zaman gördüğümüz o bizlere gösterdikleri sağlıkta politika çemberi var ya, işte onu buradan almışlardır. Yani bir Türkiye modeli değildir bu Sağlıkta Dönüşüm Programı. Olsun. Peki, bu Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası ve IMF ne yapmak istiyor? Bunlar, neoliberal sistem içerisinde sağlık alanını yeniden yapılandırmak istiyorlar. Niçin, biliyor musunuz? Çünkü bu küresel güçler ve sermaye için sağlık pazarı büyük bir alan. Türkiye'deki sağlık sektörünün büyüklüğü şu anda tam 67 milyar dolar, 100 milyar dolara doğru gidiyor, 2023 yılında bu rakamın tam 170 milyar dolar civarında olacağı düşünülüyor.
Şöyle ifade edebilirsiniz AKP Hükûmeti, diyebilirsiniz ki: "Olsun, dışarıdan bu sağlık politikasını ülkemizde uygulamak istiyoruz. Bunun nesi var?" Uygulayabilirsiniz, hiçbir sakıncası olmayabilir ama o zaman dersiniz ki vatandaşlarımıza: "Biz bu politikayı uyguladık, başarılı mıyız, değil miyiz, hep birlikte bir değerlendirelim." Hani, Sayın Recep Akdağ ve Sayın Müezzinoğlu sizlere istatistikler, rakamlar veriyorlar ya, bunlarla değerlendirelim.
Evet, uluslararası alanda sağlık politikalarının başarılı olup olmadığını gösteren üç tane kriter vardır. Birincisi, sağlık politikanız iyiyse sağlık göstergelerinizde iyileşmeler olması lazım. İkincisi, vatandaşın, cebinden daha az para harcaması lazım. Üçüncüsü ise -sık sık kullandı Müezzinoğlu- vatandaşın, sağlık hizmetlerinden memnun olması lazım. Peki, Sayın Bakan geldi, aynen şu şekilde ifade etti...
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Bebek ölüm hızını düşüreceksin, anne ölümünü düşüreceksin sağlıktaki ilerlemeyi görmek için.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Müsaade edin... Müsaade edin... Gelip burada kürsüde anlatın.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Anlatırım eğer bana "Anlat." denirse.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Sayın Bakan demiştir ki: "Sağlık göstergelerindeki en önemli gösterge bebek ölüm hızıdır..."
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Doğru, onu söyle.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Evet, doğru söylüyor. Müsaade edin...
"...Eğer bebek ölüm hızını aşağıya doğru düşürdüysek sağlık politikalarımız başarılıdır."
İSMAİL TAMER (Kayseri) - On yılda yüzde 33'ten 8'lere düştü.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Ve demiştir ki: "2003 yılında bebek ölüm hızını 28,5'tan 7,6'ya düşürdük ve başarılıyız." Bizi dinleyen değerli vatandaşlarım, siz, devlete güvenmek zorundasınız, Bakana güvenmek zorundasınız. Eğer öyle ifade ediyorsa Bakan, o zaman başarılı bir politikadır.
Peki, şimdi gelin, bir de Milliyetçi Hareket Partisinin ağzından tüm resmî gerçekleri dinleyin. İşte, bakın, ben de gösteriyorum. Lütfen, sayın havuz medyası, bunu da çekin. 1993 yılında bebek ölüm hızı 52,6. Beş yıl sonra, 1998'de kaça inmiş? 42'ye inmiş koalisyon hükûmeti olduğu zaman. Beş yıl sonra ne olmuş, 2003 yılında? 28,5'a ve Sağlıkta Dönüşüm Programı'ndan sonra aşağı doğru, 10,1'e doğru inmiş, buraya kadar bir sorun yok yani 1993 yılından beri aşağı doğru iniyor bebek ölüm hızı fakat yeni tabloyu Sayın Bakan saklıyor, sayın AKP Hükûmeti saklıyor. Ne olmuş, biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bebek ölüm hızı, Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarını veriyorum, 2013 yılında 10,8; 2014 yılında 11,1'e çıkmış. Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun rakamlarına göre ise 7,4'ten 7,6 ve 7,8'e çıkmış. Bunları niye söylemiyorsunuz Sayın Bakan? Niye taraflı ve yanlı algı operasyonu yapıyorsunuz? Üstelik bir de... Bakın, saygıdeğer milletvekilleri, ben, size bir rakam daha veriyorum. Bebek ölüm hızı -değil mi- 2014 yılında devletin resmî rakamları, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu raporu "7,6" diyor, Türkiye İstatistik Kurumu "11,1". Peki, bunların ikisine de güvenmiyorsunuz, OECD ne diyor? 10,8. Saygıdeğer vatandaşlarım, bunların hangisi doğru? Sayın Bakan 7,6'yı alıyor.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - 2002'ye göre ne şimdi o rakamlar? 2002'ye göre nasıl? 2002'ye göre nasıl o rakamlar?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Şimdi, peki, devam edelim.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - 28'den 10 nokta küsura indirdiğini söylüyorsun, öyle bile olsa "28'den 10'a düştü." diyorsun ağzınla! Nasıl düştü bunlar?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Müsaade edin.
Şimdi, bakın, peki, bu bebek ölüm hızlarını gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırdığınız zaman yani OECD ülkeleriyle gelin karşılaştıralım. Kaç biliyor musunuz OECD ülkelerinde hem de bundan üç yıl önce, 2013 yılında? Binde 4,5; Avrupa'da binde 2,5!
İSMAİL TAMER (Kayseri) - OECD'de de yok öyle bir rakam!
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, bir ilginç rakam daha size vereyim. Bakın, bu bebek ölüm hızı var ya -lütfen dinleyin- Kırklareli'de binde 6,5; Van'da 16,8; Kilis'te 25,7! Peki, siz, bu Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı tüm Türkiye'ye uyguluyorsunuz, niye peki, bölgeler ve iller arasında fark var? Bunları nasıl açıklıyorsunuz Sayın Bakan?
MEHMET İLKER ÇİTİL (Kahramanmaraş) - Niye, olmasın mı, her yerde aynı mı olması lazım?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - İkinci önemli faktöre gelelim: Siz, uyguladığınız politikayla "Vatandaş, cepten daha az harcayacak." dediniz, değil mi? Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı uygulandıktan altı yıl sonra 2009 yılında vatandaşımız cebinden tam 9,1 milyar para harcadı. Peki, 2014'te ne oldu? Çünkü 2015 rakamlarını henüz açıklamadı Bakan. 2014'te vatandaş cebinden 16,8 milyar para harcadı. Niçin biliyor musunuz? Çünkü vatandaşa siz geldiniz ve vatandaşın cebinden 13 kalemde ek katkı payı aldınız. Daha vatandaş telefonla randevudan başlıyor, muayeneye para, tetkike para, önce ek tetkik parası, özel hastane parası...
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Bıçak paralarını da söyle orada, bıçak paralarını.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Bütün bunlar yetmiyor, bir de ne yapıyorsunuz biliyor musunuz?
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Söylediğine sen de inanmıyorsun ya.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - "Ben sizin her sağlık masrafınızı, tetkikinizi karşılamam, siz aynı arabalara kasko sigortası yapıyorsunuz ya, onun gibi gidip tamamlayıcı sigorta yapacaksınız." diyorsunuz.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Ekran başındaki vatandaş gülüyor şu anda size, gülüyor.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, ben buradan AKP Hükûmetine soruyorum: Siz vatandaşlardan niçin prim alıyorsunuz? Bu primleri niçin topluyorsunuz? Milliyetçi Hareket Partisi iktidara geldiği zaman bu ek katkı paylarının tümünü kaldıracaktır; bu, liderimizin sözleridir vatandaşlarımıza.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Karabük) - Çok bekleyeceğiz demek ki, çok bekleyeceğiz.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, üçüncü önemli faktöre gelelim. Hani sağlık hizmetlerinden memnunsunuz ya, dediniz ya "2002'lerde, 2003'lerde 39 olan, 40 olan memnuniyet oranlarını 70'lere çıkardık."
İSMAİL TAMER (Kayseri) - 76.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, Sayın Bakan, bu nasıl yapıldı, kimlere yapıldı, bunun detayını açıklayın vatandaşa. Üstelik şu son rakamları da açıklayın. Ben size açıklayayım son rakamları. Bakın, memnuniyet oranları ne oldu biliyor musunuz? Şu anda düşmeye başladı, Ankara'da 65, Diyarbakır'da 62, İstanbul'da yüzde 57'ye düştü Sayın Bakan. Bu gerçekleri vatandaşlara açıklayın, vatandaşlar tarafsız olarak değerlendirsin. Bakın, beni de dinleyecek, Bakanı da dinleyecek.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Vatandaş görüyor zaten, yaşıyor vatandaş. Vatandaş yaşıyor bunları.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Müsaade edin.
Şimdi, dediler ki: "Hastalık görülme sıklığında azalma yaptık. Biz kızamığı azalttık, diğerlerini..." Kızamık rakamları -sayın milletvekili yok, CHP milletvekili- 2013 yılında devletin resmî rakamları: Tam 7.405 kızamık olgusu görüldü bu ülkede; Avrupa 1'incisi, dünya 3'üncüsü oldunuz. Sonra çıktı yetkililer diyor ki: "Bunların çoğu Suriyeli."
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Doğru söylüyor, yalan mı söylüyor? Suriye'den geldi tabii ki.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Hayır Sayın Bakan, bunların sadece 690 kişisi Suriyeli, bunu siz de biliyorsunuz.
Peki, bu ülkede 7 kişiden 1'i şeker hastası, 24 milyon hipertansiyonlu hasta var.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Kaç tane ücretsiz aşı yapıldığını da söylesene.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Bu ülkede depresyon tanısı konulup tedavi uygulanan kaç hasta var biliyor musunuz? Tam 8 milyon 179 bin kişi. Bu rakamları nasıl açıklıyorsunuz?
Sayın Bakanın ve AKP Hükûmetinin övündüğü bir başka rakamı vereyim. "Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırdık." 2002'de toplam ayakta muayene sayısı 209 milyon. Şimdi ne kadar? 643 milyon yani 1 kişi yılda 8,3 kez doktora gidiyor. Ya, bu genç nüfusun olduğu bu ülkede bir insan 8,3 kez bir doktora niçin gider Sayın Bakan? O zaman ya vatandaşta ya sağlık personelinde bir sorun var ama ikisinde de yok. Nerede sorun biliyor musunuz? Uygulamış olduğunuz politikada sorun var.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - AKP milleti derde koydu, derde!
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Müsaade edin.
Bu başvuran hastaların -çok ilginç bir rakam daha vereyim- tam 4 milyon 798'ine ameliyat uygulanmış. 2010 yılında, TÜİK rakamlarına göre, 1.000 kişiden 116 kişiyi ameliyat yapmışsınız. Bunu nasıl açıklıyorsunuz Sayın Bakan?
Ben size isterseniz bir rakam daha vereyim. Diyorsunuz ya hani "Edirne'den Hakkâri'ye kadar tüm hastaneleri aletlerle donattık." Doğru, her tarafı donattınız ama bakın size çok ilginç bir rakam vereyim: 2014 yılında -2015 yılını vermediği için 2014 yılını veriyorum- 78 milyonluk nüfusumuzda, radyasyona maruz bırakılarak tomografi çekilen hasta sayısı ne kadar biliyor musunuz bu ülkede? 12 milyon 407 bin. MR sayısı ne kadar? 10 milyon 200 bin.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - MR radyasyon yaymaz. Yanlış, radyasyon yaymaz MR.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Sen çektirmiyor musun hasta olunca MR?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Bunu nasıl açıklarsınız Sayın Bakan? Ben size isterseniz açıklayayım. Niçin biliyor musunuz, ne yapıyorsunuz biliyor musunuz? Çünkü doktora dediniz ki: "Ne kadar hasta o kadar para, ne kadar tetkik o kadar para."
OKTAY VURAL (İzmir) - Bunların gözlerini hep yeşil dolar bürümüş.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Şimdi, bir doktor poliklinikte 100 hastaya bakıyor, bir hastaya sadece dört dakika ayırıyor; dört dakikada bir hastanın nasıl şikâyetini dinleyip nasıl muayenesini yapacak, nasıl tetkiklerini değerlendirecek? Tüm vatandaşlarımızın huzurunda Sayın Bakana soruyorum: Sayın Bakan, siz 92'nci hasta olarak çocuğunuzu veya ailenizi o doktora muayene ettirebilirim diyorsanız ben burada özür dileyeceğim sizden. (MHP sıralarından alkışlar)
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Bize anlat, bize, bize.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Şimdi, bütün bu uyguladığınız politikalara rağmen, peki, sağlık harcamalarını ne yaptınız? Bakın, 2014 yılında bu ülkenin tam 98 milyarını harcadınız sağlığa. Peki, 2015 yılında ne kadar harcadınız? Tam 100 milyarın üstünde. Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumundan tam on üç yıl boyunca, yani Sağlıkta Dönüşüm Programı boyunca bütçeden buraya ne kadar transfer yapılmış biliyor musunuz? Sayın milletvekilleri, saygıdeğer vatandaşlarım; tam 601 milyar yani eski parayla 601 katrilyon. Bu parayla bu ülkedeki işsiz kardeşlerimize, memurumuza, emeklimize, çiftçimize neler yapılır biliyor musunuz? Bunu saygıdeğer vatandaşlarımın görüşlerine bırakıyorum.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Yatırım yapmayalım değil mi, MR cihazı da almayalım!
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, gelelim sağlık çalışanlarına. 78 milyonluk vatandaşımıza yaklaşık 800 bin sağlık personeliyle hizmet veriyoruz, bunun yaklaşık 140 bini doktor. Sayın Sağlık Bakanı diyor ki: "Doktor sayısı az."
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Az bu ülkeye.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Doğru, az olabilir.
Ne yaptınız biliyor musunuz? Bu ülkeye tam 93 tıp fakültesi açtınız, her tarafta tıp fakültesi. Peki, o tıp fakültelerinde ders verecek öğretim üyesi var mı?
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Var, var.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Donanımlar var mı, fiziksel yetersizlikler yok mu? Siz peki, 4.400'den 12 bine çıkardınız kadroyu ve ne yaptınız biliyor musunuz?
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Siz ne yaptınız? 2000'de ne yaptınız siz, 2000'de? Siz ne yaptınız, siz?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Müsaade et.
O tıp fakültesi öğrencileri şimdi nerede ders görüyor biliyor musunuz? Büyük şehirlere geliyor, Gazide, Hacettepede, Ankara Tıpta ders görüyor. 100 kişilik amfide tam 400 kişi ders alıyor; nicelik arttı, nitelik sıfır.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Siz milletin hastasını morgda bıraktınız, morgda morgda, onları anlat. Sizin Sağlık Bakanınız ne yaptı, onu bir anlatsana sen.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Sağlık, insan hayatıyla uğraşıyoruz, insan hayatı önemlidir Sayın Bakan. Dolayısıyla, bu kadroları durdurun. Allah'tan ki YÖK sizi uyardı ve 12 binde durdunuz. İyi ki bu uyarı size geldi Sayın Bakan.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - 2000 yılını bir anlatsana, 2000 yılını. 2000 yılını bir anlatsana sen, Sağlık Bakanınız ne yaptı?
OKTAY VURAL (İzmir) - Gerçeklerden niye rahatsız oluyorsunuz?
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Ya, o bilim adamı, bırak da bilim adamı konuşsun.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Müsaade edin, müsaade edin... Siz de konuşabilirsiniz, müsaade edin.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karşılıklı konuşmayın lütfen. Lütfen konuşmacının insicamını bozmayın.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Beğenmediğinizi biliyorum, beğenmediğinizi biliyorum. Müsaade edin, bakın, ben sizi dinledim, lütfen siz de beni dinleyin.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Anlatsana bir, senin Sağlık Bakanın ne yaptı?
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Siz mi yönetiyorsunuz burayı?
OKTAY VURAL (İzmir) - Ya, biraz sabredin ya. Senin Bakanın var ya.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Saygıdeğer vatandaşlarım, saygıdeğer milletvekilleri; gelelim Sağlık Bakanlığının personel politikasına. Şu anda yaklaşık 1 milyon taşeron var değil mi? 2015 yılında bunun 140 bini Sağlık Bakanlığında. Geçen gün Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşülürken Sağlık Bakanı ve müsteşarı benim elime 2016 yılındaki kadro planlamasını verdi ve aynen şunu ifade etti: "Ben 2016 yılında 9.600 kadrolu sağlık personeli alacağım, 6.665 sözleşmeli alacağım ve 10 bin taşeron alacağım." dedi, toplam 26 bin.
Şimdi, buradan milletimizin huzurunda sizlere sormak istiyorum, siz 7 Haziranda ve 1 Kasımda tüm vatandaşlarımıza şunu söylemediniz mi: "Taşeronlaşmayı sağlık alanında kaldıracağım, onlara kadro vereceğim." demediniz mi? (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) - Dediler, dediler.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, dediyseniz, o zaman bu 10 bin taşeronu nasıl açıklıyorsunuz Sayın Sağlık Bakanı? Niçin alıyorsunuz bu taşeronu?
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Millete hizmet için, millete.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, bakın, ben şimdi size çok daha önemli bir şey söyleyeceğim. Siz sağlık alanında taşeron almak yerine, şu anda bizi televizyonlarından dinleyen tam 300 bin atanamayan yardımcı sağlık personeli ve aileleri var, ben onların huzurunda sizden şunu bekliyorum, bu taşeronlar yerine, sağlık alanında, kendi alanında eğitim görmüş, donanımlı gençlerimizi gelin alalım çünkü onların aileleri, anneleri babaları onları okutmak için çok zorluklar çekmiş.
ORHAN KARASAYAR (Hatay) - Taşeronları işten mi çıkaracaksınız, onları işsiz mi bırakacaksınız?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Ben bir memur emeklisi çocuğuyum. Okumanın, eğitim masraflarının nasıl güçlüklerle karşılandığını çok iyi bilirim. Şimdi, o anne babalar ne diyor biliyor musunuz? Bana biraz önce bir mesaj attı; Sayın Bakan, ne diyor biliyor musunuz? "Yırtık ayakkabıyla ben bu okulu tamamladım." diyor. "Tamamladıysam, KPSS'den de 88 aldım, beni atayın." diye yalvarıyor. Ben de buradan size yalvarıyorum Sayın Bakan, bir tıp doktoru olarak, bir meslektaşınız olarak; Allah rızası için, aynı atanamayan öğretmenlerde olduğu gibi...
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Bunları bakan olunca siz yapın.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - ...lütfen -30 bin, 40 bin, siz Maliye Bakanıyla ne takdir ederseniz- bu atanamayan sağlık personellerine buradan bir müjde verin. Onlar en azından kötü yollara gitmezler, psikolojileri bozulmaz. Onlar, bakın, kötü yollara gidiyorlar. Dolayısıyla buradan 30 bin kadro veya 40 bin kadro ilan ederseniz Sayın Bakan, o zaman ne olur biliyor musunuz? O zaman bu aileler, bu kişiler rahatlar, o zaman siz de rahatlarsınız, biz de rahatlarız Sayın Bakan.
ORHAN KARASAYAR (Hatay) - Taşeronları çıkaracak mısınız işten?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, bütün bu uygulamış olduğunuz sağlık politikalarınız çerçevesinde kimler kaybetti biliyor musunuz? Vatandaşlarımız kaybetti.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Ya, öyle demiyorlar bize.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, kimler kaybetti biliyor musunuz? Sağlık personeli kaybetti.
ORHAN KIRCALI (Samsun) - Nasıl kaybettiler?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Müsaade edin. Bakın, ben sizi efendice dinledim, müsaade edin. Buradan gelin konuşun.
Peki, bu ülkede eğer bir kaybeden varsa bir de kazananın olması lazım değil mi?
ORHAN KIRCALI (Samsun) - Kaybeden yok ki, niye kazanan olsun?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Kimler kazandı biliyor musunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) - Kazanan konuşuyor.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Bir, sigorta şirketleri kazandı.
ORHAN KIRCALI (Samsun) - Kaybeden yok ki niye kazanan olsun?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - O sigorta şirketleri kim biliyor musunuz? Hani bu doktorlara, sağlık personeline mesleki sigorta yaptıranlar var ya, hani bu tamamlayıcı sigorta yaptıracak olanlar var ya, onlar kazandılar, doğru.
Peki, kimler kazandı? Hani şu özel hastanelere en başta rahatlıkla gidilebiliyordu ya, şimdi yüzde 200 fark veriyorlar, şimdi özel hastanelere gidemiyorlar. Şimdi özel hastaneler kazanıyor, doğrudur.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Özel hastaneler kazanamıyor Hocam.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Bir üçüncü kazanan da kim biliyor musunuz? Şu Sağlık Bakanlığındaki üst düzey yöneticiler var ya, hani o "CEO" diyorsunuz, kamu sekreterleri, onlar, evet, çok yüksek maaş alıyorlar. Onlar kazandılar, doğrudur.
Siz de en başta belki oy alarak kazandınız ama şu anda kaybediyorsunuz; şu anda sadece siz kaybetmiyorsunuz, tüm ülke kaybediyor.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Biz on dört yıldır kazanıyoruz, on dört yıldır.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Biraz önce CHP milletvekilimiz kamu-özel ortaklığında bu ülkenin nasıl soyulduğunu size ifade etti. Lütfen, bunu, bakın, siyasetten bağımsız olarak tekrar değerlendirin. Diyorsunuz ki: "34 hastane yapıyorum kamu-özel ortaklığında." Doğrudur. "Beş yıldızlı yapıyorum." diyorsunuz.
Peki, ben, vatandaşlara buradan soruyorum: Beş yıldızlı otelde tatil yapmak ister misiniz? Herkes ister ama önce insan ne yapar? Şu cebine bakar, cebinde parası varsa beş yıldızlı otele gider. Siz de eğer cebinizde paranız varsa, eğer ülkenin parasını çarçur etmiyorsanız o zaman bu şehir hastanelerini yapın Sayın Bakan.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Hastalar -cebinde para olmayacak- beş yıldızlı otelde kalacak o hastanelerde kalarak.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Müsaade edin...
Bakın, sadece Ankara Bilkent Hastanesine, yeni yapılan 3.500 yataklı Ankara Bilkent Hastanesine ne kadar kira vereceksiniz biliyor musunuz bittiği zaman? Diğer avantajlarını saydı zaten Aytuğ Bey. Tam 319 milyon kira bedeli vereceksiniz Sayın Bakan. Bunu niçin açıklamıyorsunuz?
MEHMET İLKER ÇİTİL (Kahramanmaraş) - Sayın Vekilim, niye açıklamıyorsunuz, yoğun bakımda bile ücretsiz tedavi var biliyorsunuz, aciller ücretsiz.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Yıllık 319 milyon, eski parayla ne kadar biliyor musunuz? Tam 319 trilyon yılda kira verilecek. Bunu ne kadar süre verecek biliyor musunuz saygıdeğer vatandaşlarım? Tam yirmi beş yıl boyunca.
MEHMET İLKER ÇİTİL (Kahramanmaraş) - 2002'ye göre karşılaştırın bir de lütfen.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Peki, son olarak, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem vatandaşlarımızı yani hastalarımızı hem sağlık personelimizi birlikte memnun eden, tedavi edici hizmetlerden ziyade koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik veren, eğitime...
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Onu dört sene sonra anlatırsınız vatandaşa!
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - ...ve AR-GE hizmetlerine önem veren ve alınacak her kararda ilgili tarafların onay ve görüşünü alan ideal bir sağlık politikası uygulayacağız.
NİHAT ÖZDEMİR (Muğla) - Dört sene sonra anlatırsınız.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Ne zaman uygulayacaksınız? Ne zaman uygulayacaksınız onu?
NİHAT ÖZDEMİR (Muğla) - Ne zaman olacak o?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - İşte o zaman saygıdeğer vatandaşlarım, Türk milletinin lehine ideal bir sağlık politikası olacaktır.
Beni sabırla ve dikkatle dinlediğiniz için hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)