| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 02.03.2016 |
CHP GRUBU ADINA ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5 Haziran 2015'te Diyarbakır'da 5 insanımız, 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta 34 insanımız, 10 Ekim 2015'te Ankara'da 113 insanımız, 12 Ocak 2016'da Sultanahmet'te 11 insanımız ve 17 Şubat 2016'da başkentin Devlet Mahallesi'nde 29 insanımız hayatını kaybetti. Peki, neden? İstihbarat, güvenlik... Sorsak suç oluyor, sormazsak içimiz yanıyor. Onlarca insanımızın ölümüne, yüzlerce insanımızın yaralanmasına ve insanlarımızın her an ölüm kapımızda algısına neden olan süreç neden yaşanıyor? Yanlış iç siyasetiniz nedeniyle, öngörüsüz yürütülen dış siyaset nedeniyle. Siz tatlı canınızı korumak için yurt dışına özel uçakla kendi zırhlı arabanızı götürüyorsunuz. Peki, Türkiye'deki mazlumlar?
2,5 milyon Suriyeli... CIA açıklıyor, "En az 40 bin IŞİD militanı ülkeye girmiştir." diyor. Elbette ki düşüneceğiz mültecilerin canını. Peki, Türkiye'deki mazlumların canını kim düşünecek? (CHP sıralarından alkışlar)
Esad bir gün dostunuz, ailesiyle beraber Bodrum'da ağırlıyorsunuz; bakanlarıyla toplantı yapıyorsunuz, kardeşiniz. Daha sonra? Daha sonra düşmanınız, sabrınızı taşıran, ülkesini zapt edip Emevi Camisi'nde namaz kılmayı düşlediğiniz diktatör hâline geliyor.
Peki, geldiğiniz nokta? Önce, "Rejim bitsin" dediniz. Sonra Esad'lı geçişe razı oldunuz, şimdi hem Esad'ın hem de rejimin durmasına razı ediyorlar sizi. Tüm öngörüler yanlış çıktı, güvendiğiniz dağlara kar yağdı. Suriye'de ABD, Rusya, İran, Esad, İsrail kazandı. Türkiye? Türkiye yok. Önce şöyle dediniz, hatırladınız mı, Sayın Cumhurbaşkanı "..."(x) dedi. "Siyonist İsrail, çocuk katili İsrail." dedik, şimdi, 20 Aralık 2015, ne diyor AKP sözcüsü Ömer Çelik? "Kuşkusuz, İsrail devleti ve İsrail halkı Türkiye'nin dostudur." diyor. Ne diyor Sayın Erdoğan 2 Ocak 2016'da: "İsrail bölgede önemli bir ülke ve Türkiye'ye muhtaçtır, biz de İsrail'e muhtaç olduğumuzu kabul etmemiz gerekir." diyor. Siz İsrail'le dost olun, biz ülkemizde yapılanları asla unutmayacağız. Siz Türkiye'yi bu bölgede onlara muhtaç edin, biz bunun hesabını milletimizle elbet bir gün soracağız.
"Sıfır sorun" dediniz, 5 ülkede büyükelçimiz yok. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle bile şu anda anlaşamıyoruz. Ne Rusya kaldı ne Orta Doğu'da aktörlük ne de AB süreci. Çok güvendiğiniz Amerika, PYD'yi size tercih ediyor. Sizin bugün "terör örgütü" diye bildiğiniz ancak devletin terör listesine koymadığınız, lideri Salih Müslim'i defalarca başkentte Türkiye pasaportuyla ağırladığınız terör örgütü YPG'yi, büyük dost ve müttefikiniz Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'ye tercih ediyor. Sahi "terör örgütü" deyince, 21 Ağustos 2010'da Kayseri Mitingi'nde "Terör örgütüyle masaya oturan şerefsizdir. Biz AKP Hükûmeti olarak bugüne kadar terör örgütüyle masaya oturmadık, hiçbir zaman da masaya oturmayacağız." diyen Sayın Erdoğan, 2 Haziran 2011'de "Kürt sorunu vardır." dedi, 19 Eylül 2011'de "PKK'yla biz değil devlet görüştü, görüşecek." dedi, 18 Ekim 2012'de "MİT Müsteşarına ben 'İmralı'ya git.' dedim, gitti." dedi, 16 Kasım 2013'te "Dağdakilerin indiği, cezaevlerinin boşaldığı bir Türkiye göreceksiniz." dedi, 2 Mart 2015'te "İmralı üstüne düşeni yaptı, Dolmabahçe'de açıklanan 10 madde var." dedi, 21 Mart 2015'te "Dolmabahçe toplantısını doğru bulmuyorum." dedi, 28 Nisan 2015'te "'Kürt sorunu vardır.' demek ayrımcılıktır." dedi, 28 Temmuz 2015'te "Çözüm sürecini devam ettirmek artık mümkün değildir." dedi. Habur Sınır Kapısı'nda Türk adaletinin yüzünü kızartıp terörist diye Türkiye'ye sokan anlayış, beş ayda 300'den fazla evladımızın şehit olmasına, kadın ve çocuklarımızın aralarında yer aldığı 198 insanımızın yaşamını yitirmesine sebep olmuştur. Hesabını kim verecek? Cumhuriyet Halk Partisi mi, Sayın Kılıçdaroğlu mu?
Türkiye'de Anayasa Mahkemesi Başkanının açıkladığı ve yaptığı açıklamayla "Kanunlara herkes saygı duymalıdır." sözünü öyle bir baskıyla siz, kamuoyunda kendinizi onların baskısı altında tutuyorsunuz ki bir gazete, büyük bir gazete bunu yayınlamaktan korktu. Ama sonuç barış mı? Hayır, değil. Siz, elbet bir gün bunun hesabını Türkiye Büyük Millet Meclisindeki Cumhuriyet Halk Partisi iradesiyle Türk milletine vereceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)