| Konu: | Cizre halk meclisi eş başkanı Mehmet Tunç'un cenazesinin DNA testiyle doğrulandığına, Türkiye ve insanlık tarihinin Cizre'de yaşanan bu olayları unutmayacağına, aynı katliam konseptinin Sur için de devam ettirilmeye çalışıldığına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 01.03.2016 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, dünden beri bize gelen haberlerle doğrulanan bir bilgiyi -78 milyon bizi izliyor- özellikle halkımızla paylaşmak istiyorum.
Cizre'deki vahşet bodrumlarında ve cehennem binalarında temas hâlinde olduğumuz, iletişim hâlinde olduğumuz Cizre halk meclisi eş başkanı Mehmet Tunç'un katledildiği DNA testleriyle doğrulanmıştır.
Özellikle "Cizre Madımak'ı" olarak nitelendirdiğimiz o cehennem binasında ilk topçu ateşiyle beraber yangın çıktığı andan itibaren Mehmet Tunç orada bir katliamın yaşanmaması için iletişim olanaklarının el verdiği ölçüde bize ulaşmaya çalışmış ve oradaki katliamın tarihe bir utanç sayfası olarak geçmemesi için çok yoğun bir çaba göstermişti. Maalesef, bizler de elimizden geleni yaptık, her türlü imkânı zorladık ama buna rağmen katliama engel olamadık.
Bu yönüyle, öncelikle Mehmet Tunç'un ailesine, Kürt halkına başsağlığı dilemek istiyorum. Mehmet Tunç 6 çocuk babasıydı. İçeride bulunan diğer siviller gibi, Cizre'de sivil halka yönelik o katliamlara karşı kendi vicdanının sesini dinledi.
Yine, aynı binada bulunan, aynı vahşet bodrumunda bulunan Orhan Tunç da Mehmet Tunç'un kardeşiydi. Orhan Tunç'un da yaşamını yitirdiği gün yeni bir çocuğu dünyaya gelmişti, katledildiği gün yeni bir çocuğu dünyaya gelmişti. Bunu Türkiye tarihi ve insanlık tarihi unutmayacak. Bu katliamcılardan hesap soracağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Ben Mehmet Tunç ve Orhan Tunç şahsında Cizre'de katledilen bütün yurttaşlarımıza ve ailelerimize buradan özür dileyemediğimizi, özrümüzü ancak bu katliamcıları hesap verecek bir mercide sorgulamaya başladığımız anda sağlayacağımızı ifade etmek istiyorum. Aynı katliam konsepti bugün Sur için de devam ettirilmeye çalışılıyor. Sur'da, çoğunluğu çocuk, kadın, yaşlı ve hastaların olduğu 200'e yakın insanımız katliam tehlikesi altındadır, bulundukları binalar günledir ağır topçu ateşi altındadır. Şu anda eş başkanımız ve diğer kurum eş başkanlarımız da Sur'da nöbettedirler, bu katliamın önüne geçmek istemektedirler.
Cizre'deki katliamla Kürt halkının iradesi kırılmadı. Mehmet Tunç'un bize vasiyet olarak bıraktığı "Bizi öldürebilirler, katledebilirler ama karşılarında diz çökmeyeceğiz." şiarıyla Sur'daki katliamı planlayanları buradan uyarmak istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Bağlıyorum Sayın Başkanım, bitmek üzere.
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Baluken.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Orada 200 kişiyi katletmekle bir halkın iradesini kıramazsınız ama Sur'da da Cizre benzeri bir sonuç ortaya çıkarsa korkarım ki artık telafisi mümkün olmayan, tamir edilemez büyük yarılmalar, büyük kutuplaşmalar, büyük bölünmeler artık bu ülkenin gündemine gelir.
O nedenle, Cizre'de katliam yapanları uyarıyor, Sur için de bu katliam konseptinden vazgeçmeleri çağrısını yapmak istiyorum.
Teşekkür ederim.