GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:47
Tarih:28.02.2016

CHP GRUBU ADINA TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, bu akşam, tabii, Türk Dil Kurumuyla ilgili birkaç şey söyleyeceğim muhakkak ama ondan önce, şu malum tartışmayla ilgili benim de söyleyeceklerim var.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - İstersen girme sen oraya.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Eksik kalır.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Elbette, ben söylemezsem eksik kalır.

Değerli milletvekilleri, bugün gerçekten Türkiye açısından son derece vahim bir durum yaşandı.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - O, sana göre vahim, sana göre vahim.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı ne diyor? "Uymuyorum, tanımıyorum... Saygı da duymuyorum." Neye göre söylüyor bunu? Ne için söylüyor? Anayasa Mahkemesinin kararına karşı söylüyor.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Yeni bir şey söyle Tanju Bey.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı alışıldık üslupla şunu deseydi, "Ben bu kararı beğenmiyorum ama saygı gösteriyorum." deseydi, biz de bunu saygıyla karşılardık. Hukukçu olarak bizlerin de beğenmediği çok sayıda karar ortaya çıkıyor.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Sabahtan beri aynı şeyleri söylüyorsunuz.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ama bu kararlar çıktıktan sonra ne diyoruz? İnanmasak bile o kararın doğruluğuna, "Saygı duyuyoruz." deme erdemini gösteriyoruz. Tabii, bu erdemi Sayın Cumhurbaşkanından göstermesini beklemek bizim için lüks mü olur, bunu da bilmiyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Tabii, biraz önce bir oyuncu değişikliği yapmış AKP Grubu, grup başkan vekillerini değiştirmiş.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - "Oyuncu" deme, oyuncu değil.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - E, biz soru sorduk da o soruya cevap yok.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Demek ki saraydan "Biz tatmin olduk, biz tatmin olduk." cevabı gelmemiş. Muhtemelen de şu anda koridorda, saraydan gelen telefonun ucundaki kişiden, muhtemelen Sayın Kalın'dan fırça yemekle meşgullerdir.

BAŞKAN - Kişisel sataşmaya yer vermeyin Sayın Özcan, lütfen.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Arkadaşlar, ben sizleri, ben AKP Grubunun grup başkan vekillerini ilk kez bu kadar biçare hâlde gördüm.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Allah Allah!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ya, arkadaşlar, neyini savunmaya kalkıyorsunuz?

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Hakaret etme, hakaret etme!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Böyle bir şey var mı? "Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum, uymuyorum, saygı da göstermiyorum." diyor.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Aynen öyle... Aynen öyle...

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Devamında daha ağır bir şey söylüyor. Hani kaymakamlara bir talimat vermişti ya, "Bırakın mevzuatı falan." demişti. Şimdi, Türkiye'nin yargıçlarına, adalet dağıtmakla görevli olan hâkimlerine "Uymayın bu tür kararlara." diyor.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Doğru söylüyor.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Arkadaşlar, kusura bakmayın, daha hafif bir cümle bulamıyorum da, bu cümlelerin sahibine sadece "Yazıklar olsun." demek düşer bize. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET METİNER (İstanbul) - Sana yazıklar olsun! Sana yazıklar olsun, sana sana!

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Sana yazıklar olsun!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ve ben şunu da açık söylüyorum size: Sayın Cumhurbaşkanının, ama demeden, fakat demeden, dilim sürçtü deyip Türk milletinden derhâl özür dilemesi gerekiyor.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Anayasa Mahkemesinin kararına saygı duymuyor.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Bu ülkenin Cumhurbaşkanına "Yazıklar olsun." diyemezsin.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Derhâl özür dilemesi gerekiyor. Ayıptır bunlar, ayıptır.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Bu ülkenin Cumhurbaşkanına "Yazıklar olsun." diyemezsin.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ayıptır, ayıptır.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Diyemezsin... Diyemezsin...

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı ayıptır ve hiçbir bahaneye sığınmadan da özür dilemek zorundadır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Sayın milletvekilleri, Türk Dil Kurumuyla ilgili düşüncelerimi ifade etmek için buraya çıktım; ancak, neyini ifade edeyim bunu da bilmiyorum.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen konuşmacıya laf atmayın.

Sayın Konuşmacı, siz de şahsiyatla uğraşmayın lütfen. Lütfen, konunuza gelin.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Sayın Başkan, bu ülkenin Cumhurbaşkanına "Yazıklar olsun." diyemez.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - İçi boşaltılmış bir kurumdan bahsediyoruz. Misyonunu kaybetmiş, misyonu kaybettirilmiş bir kurumdan bahsediyoruz.

Arkadaşlar, şunu söylemeyeceğim, hepiniz herhâlde biliyorsunuz. Türk Dil Kurumu Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş, bunu herhâlde bilmeyen AKP milletvekili yoktur.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Hakaret etmeden konuş!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Peki, Mustafa Kemal Atatürk Türk Dil Kurumunu niye kurmuş?

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Hakaret etmeden konuş! Ne demek? Küçümsüyor musun?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Hani bu akşam bir tartışma vardı, birkaç saat önce bir tartışma vardı, ırkçı ve faşist bir yaklaşım çerçevesinde bunu kurduğunu iddia edenler vardı.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Küçümsüyor musun? Ne demek o yani? Ne demek o?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Arkadaşlar, siz Atatürk'ü hiç anlamamışsınız, ulus devlet anlayışını hiç içinize sindirememişsiniz, gerçekten ne olduğunu kavrayamamışsınız.

Arkadaşlar, Türk Dil Kurumu ne için kurulmuş? Ulus devlet anlayışını pekiştirmek için, bir; dünyanın en zengin dillerinden biri olan Türk dilini yabancı kelimelerden arındırıp mümkün olduğu kadar saf bir dil hâline getirmek için kurulmuş.

Şimdi diyorsunuz ki arkadaşlar: "Irkçı ve faşist bir anlayışla kurulmuş." Arkadaşlar, biz de diyoruz ki: Ulus devlet anlayışının tezahürü olarak kurulmuş, güçlendirmek için kurulmuş.

Bakın, bunu size enteresan bir örnekle anlatacağım. Türk Dil Kurumunun başına ilk getirilen kişi kim Türkiye'de?

KADİM DURMAZ (Tokat) - Agop Dilaçar.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Evet, kimdir? Dilâçar.

Agop Dilâçar, etnik olarak Ermeni kökenli bir vatandaşımız. Doğru mu? Mustafa Kemal Atatürk bunu bilecek kadar da ülkeyi tanıyan bir lider, değil mi? Bu kurumun başına Ermeni kökenli bir vatandaşımızı getiriyor. Ne için getiriyor? Irkçı bir anlayış içerisinde olsa bunu yapar mıydı? Böyle bir şey olabilir mi veya ırkçı bir anlayışla kurulsa... Ki o günlerde ırkçılık, faşizm dünyada egemen olmaya başlamış -1930'larda- sen Ermeni kökenli bir vatandaşı Türk Dil Kurumunun başına getiriyorsun. Çünkü, Atatürk'ün anladığı anlamda Türklük, ulus devlet anlayışının bağlayıcı unsuru. O anlamda bunu yapıyor ve sağ olsun Agop Bey de bunu bildiği için bu kurumun başına geçiyor ve uzun yıllar onurlu bir şekilde görev yapıyor.

Evet, sayın milletvekilleri, "Bugün itibarıyla, bu kurum, amacına uygun, misyonuna uygun faaliyet göstermiyor." diyoruz.

Gerçi Sayın Başbakan Yardımcısı Tuğrul Bey bunu dinlemiyor. Sayın Tuğrul Bey, siz bunu dinlemeyecekseniz, neyi dinleyeceksiniz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Siz Genel Kurula doğru hitap edin Sayın Tanju Özcan.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Başka işiniz yok ki, siz sadece Türk Dil Kurumundan sorumlu Başbakan Yardımcısısınız.

BAŞKAN - Siz Genel Kurula hitap eder misiniz lütfen.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Size "Sayın Türkeş" demiyorum. Rahmetli babanız -katılırız fikirlerine, katılmayız ama- Türkiye'de Türk siyasetine önemli bir damga vurmuş, saygın bir kişilik. O yüzden size sadece "Tuğrul Bey" diye hitap ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Özcan, lütfen Genel Kurula doğru hitap edin ve şahsiyatla uğraşmayın.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bu noktada AKP'yi yadırgamıyorum, bence de doğru yapmışlar.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, ayar mı veriyorsun?

BAŞKAN - Tüzük'ü aç oku! Aç oku Tüzük'ü!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sizin gibi, kusura bakmayın ama, siyasi bir döneğe başka verecek kurum bulamamışlar, sadece bu kurumu vermişler Türkiye'de bu kadar önemli kurum varken.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Allah Allah!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ben size o zaman da söylemiştim, demiştim ki: Sayın Tuğrul Bey -Sayın Türkeş demiyorum ısrarla- kuru bir koltuk uğruna davanızı, ideolojinizi satıyorsunuz, kuru bir koltuk uğruna. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Hakaret etme! Bakanımıza öyle bir laf söyleyemezsin! Buraya konuş, buraya.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - İşine bak sen, işine! İşine bak sen!

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Hakaret etme Bakana!

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Konuşacakların bittiyse in!

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Hakaret etme Bakana.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Gerçekten bu kuru bir koltukmuş. Başbakan Yardımcısı oluyorsunuz ama size bağlanan sadece Türk Dil Kurumu; başka hiçbir sorumluluğunuz yok, başka hiçbir göreviniz yok. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Sayın Hatip, konuşmanız bittiyse, Bakanımıza sataşmayın, lütfen buyurun.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bu noktada ben sizi yadırgamıyorum. Siz geçmişte de siyasi dönekleri alıp, kullanıp kullanım süresi dolduktan sonra kenara koymayı alışkanlık hâline getirmiş bir zihniyetsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Çok boş konuşuyorsun, boş!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bu anlamda ben sizi yadırgamıyorum.

Arkadaşlar, Türk Dil Kurumundan konuşuyoruz, Türkiye'nin yöneticileri, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan Türkçeyi doğru kullanamıyor. Arkadaşlar, Türkçede "Ha" diye bir harf yok. Ce-Ha-Pe değil Ce-He-Pe, Me-Ha-Pe değil Me-He-Pe, Ha-De-Pe değil He-De-Pe. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - AKP değil, AK PARTİ.

FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - PKK'yı da söyle. Hadi, Pe-Ke-Ke de.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Dolayısıyla, bunu bile bilmeyen, özellikle Türkçeyi kirleten bu insanların Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetmesinden ben gerçekten Türkiye Cumhuriyeti'nin bir milletvekili olarak utanç duyduğumu ifade etmek istiyorum.

Arkadaşlar, son olarak şunu söyleyeyim: Bakın, Cumhurbaşkanının sizlere bir talimatı vardı, dedi ki size "Osmanlıcayı öğrenin, Osmanlıcayı." Ama ben bu konuda Sayın Doğan Kubat dışında hiçbirinizin çalıştığını görmüyorum. Önümüzde günler kısa. Seçim gelir, Sayın Cumhurbaşkanı sizi kaçak saraya davet eder, Osmanlıca konusunda mülakat yaparsa hepiniz sınıfta kalırsınız. Aklınızı başınıza toplamanızı tavsiye ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)